Magazin gündemine bakınca, 90’lı yıllara ışınlandığımızı düşünüyorum... ‘Nasıl ya?’ diyorum bazen. Bir gıdım bile ilerlemedik mi biz? Çünkü o kadar Televole tadında ki çok şey! Mesela hayatımıza sosyal medya girdi, dijital platformlar girdi, başka başka insanlar/meslekler girdi, başka başka gündemler var artık. Ama biz o günleri tekrar tekrar yaşıyoruz. Sürreal bir hâl! 90’lar magazin figürlerinin hepsi yine ekranda mesela.
Bülent Ersoy ve Mustafa Keser polemiği, eskiyi hiç aratmıyor. M. Ali Erbil başka bir varlık sebebi yokmuş gibi yine taciz iddiaları ve kadınlarla ilgili konuşuyor. Şöhrete yeni kavuşmuş delikanlılar, görüntülendikleri kadını hiçe sayıp “Kariyerim” diyecek kadar küflü kafada! Ne yaşıyoruz biz gerçekten?
Bu taciz olayında tarafsızım!
Çok acayip gerçekten… Ortada bir taciz iddiası var ve herkes tarafını seçmiş. Taciz iddiasında bulunan kişi, sosyal medya fenomeni ve şarkıcı; Ece Ronay. ‘Taciz etti’ diyerek suçladığı kişi, Mehmet Ali Erbil. Erbil’in meslektaşları, sunucu dostları ‘reklam peşinde’ diyerek kızı suçluyor; Mali’nin çapkınlığını bilenler de, onu! Benim okuduklarımdan anladığım ise, iki ucu… Neyse tuhaf işte.
Şimdi, Mehmet Ali Erbil’e baktığımda… Yıllardır çapkınlık hikayesi dışında bir şey duymadığımız, delirmiş gibi eski ilişkilerini gündeme getirerek polemik çıkaran, eski dostlarına sataşıp özür dileyerek kendi değerini düşüren, ‘keşke sussa artık’ dediğimiz bir isim.
Ece Ronay’a baktığımda… Benim eksiğimdir belki, adını hiç duymamıştım ama az önce tariflediğim ünlüyü klibinde oynatmayı tercih eden, onunla uzun uzun yazışan, belli ki samimiyeti olan biri. Hiç sağa sola çekmeyin yazdıklarımı; ‘başına gelenleri haketmiş’ gibi bir şey asla demiyorum, demem de! Kimse tacizi hak etmez, kimsenin kimseyi taciz etmeye sebebi olamaz! Orayı geçin. Ama birinin ‘ünlü çapkın’ gibi bir kartviziti varsa, neden bunu yaparsın?! Yani neden klibinde Mali’yi oynatırsın ki? Hayır, klip yıldızı mı oldu Mali? Atlamış olmayayım diye soruyorum.
Bitmedi… Erbil’in, Ece Ronay’ın nişanlısıyla poz verip “Aramızda anlaştık” tadındaki açıklamaları daha enteresan. Ne zamandır erkekler aralarında anlaşınca, taciz iddiası düşüyor? Yine erkekler karar verdi olayın olduğuna ya da olmadığına, öyle mi? Nereden baksan ortada garabet bir durum var. Hatta öyle bir durum ki, kimseyi suçlamadan, kimseyi de aklamadan oturup ancak izleyebilirim. İyi olan kazansın!
Kubilay Aka az mı konuşsa?!
İlk yazıda söz ettiğim, ‘Çekmeyin, kariyerim zedeleniyor’ diyen kişi yeni nesil oyunculardan Kubilay Aka... Cihangir’de oyuncu Alara Bozbey ile görüntüleniyor ve “Bu görüntüleri yayınlamayın, bu tarz olaylar benim kariyerimi zedeliyor” diyor gazetecilere. Hiç sevmediğim erkek modeli. Yanında yürümeye cesaretin yoksa, yanında da olmayacaksın!
Yeni neslin bu küflü söylemleri geride bıraktığını düşünürdüm... Onları daha cesur, daha samimi, ne istediğini bilen ve ne yaşıyorsa arkasında duran bir nesil sanırdım. Evli değilsin, sözlü değilsin, ne bu şımarıklık? “Kimseden özür dilemem” şeklinde bir açıklaması da var bu arkadaşın maalesef. Özür dilemeyi minnet etmek gibi düşündüğünü, buna gerek duymadığını söylemişti. Sonra geri adım atmış sanırım.
Çünkü böyle bir dünya yok, anlamıştır. Birine haksızlık ettiğinde, yanlış yaptığında özür dilersin. İnsan olmak böyle bir şeydir. Hayat da bunu bir güzel öğretir! Bana kalırsa menajeri falan, Kubilay Bey’i konuşturmasın çok fazla. Konuştukça batan tiplerden belli ki. Konuşacaksa da; yanındaki kadından özür dileyerek işe başlasın. Çünkü kimse böyle bir davranışı haketmez.
‘Elimi tutma’ sevgilim!
Aynı vakadan bir tane daha! ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ dizisinde ‘Ağabey Rahmi’ rolüyle tanınan Bülent Seyran, geçen gün sevgilisiyle görüntülenmiş, elini tutmak isteyen sevgilisini reddetmiş. Haberi yapanların yalancısıyım ama böyle bir durum varsa, iki dakika durmazdım o adamın yanında. Her dakika vıcık vıcık el ele dolaşan çiftlere de çok sempati duymam ama sevgilin elini uzattığında ‘tutma’ diye çekmek nedir? Erkeklerin bu kabalıkları gerçekten çekilir şey değil. Bu tipler önce ne hissetiğine karar mı verse acaba?
FORMULA 1’de kazanan belli
Formula 1 Rolex Turkish Grand Prix’inde heyecan dorukta. Motor sporlarının en önemli yarışı olan Formula 1 Dünya Şampiyonası’nın 16. etabı için dün sıralama turları yapıldı, yarış ise bugün. Siz bu satırları okurken ben Intercity İstanbul Park’ın yolunu tutmuş ve yarışı izliyor olacağım. Hava yağmurlu olacak, sesler kulakları tırmalayacak ama bu heyecana değer.
Formula 1, düzenlendiği ülkelerin tanıtımına ve turizmine büyük katkı sağlayan dünyanın en önemli organizasyonlarından. Intercity İstanbul Park’ta yapılacak yarışta, pandemi yüzünden 100 bin kişi ağırlanacak ama 2 milyar kişi yayınlardan bu organizasyonu izleyecek. Yarışlar 100 milyon dolarlık ekonomi yaratacak. Yani kim kazanırsa kazansın, Türkiye kazanacak.