‘Türk mutfağını tanıtmalıyız’, ‘Türk mutfağı kebaptan ibaret değil’ diye yıllardır söylenip dururuz... Ancak bu işe kişisel olarak emek verenler olsa da, bu konuda bir devlet politikası geliştirilmemişti bugüne kadar. Şimdi bu durum değişiyor. Türk Mutfağı’nı dünyaya tanıtmak için müthiş bir kitap çıkarılıyor. Hem de asırlık tariflerle hazırlanmış bir kitap. Emine Erdoğan öncülüğünde, Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile ünlü şef ve akademisyenlerin katkılarıyla bir kitap hazırlanıyor.
‘Türk Mutfağı Asırlık Tariflerle’ isimli bu kitapla; Türk mutfağını sadece geçmişe ve geleneğe değil, geleceğe iz bırakan bir yaklaşımla uluslararası ölçekte tanıtmak amaçlanıyor. Sağlıklı, atıksız ve geleneksel tarifleri barındıran kitap; 5 danışman, 14 ünlü şefin katkılarıyla hazırlandı. Kitap; Cumhurbaşkanlığı Yayınları’ndan ‘prestij kitap’ olarak yayınlanacak; tanıtımı uluslararası ve üst düzey yapılacak.
Emine Erdoğan dünya ülkelerinin ‘First Lady’lerine kitabın İngilizce basımını hediye edecek. Aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları’ndan Türkçe olarak basılacak kitap Ekim 2021 itibariyle kitapevlerinde satışa sunulacak ve dünya dillerine çevrilecek. Kitap dünyanın önde gelen kütüphanelerinde, kitap fuarlarında, kitapevlerinde de yerini alacak.
5 DANIŞMAN, 14 ÜNLÜ ŞEFİN KATKILARIYLA
Önümüzdeki cumartesi Cam ve Billur Müzesi’nde tanıtımı yapılacak ‘Türk Mutfağı Asırlık Tariflerle’ isimli kitaba katkı sağlayan isimler arasında, kimler yok ki... Kitap; Prof. Dr. Mehmet Öz, Prof. Dr. Arif Bilgin, Prof. Dr. Günay Kut, Doç. Dr. Özge Samancı ve Dr. Gönül Paksoy danışmanlığında, Ebru Erke’nin koordinatörlüğünde hazırlandı.
Ünlü şefler; Ali Ronay, Arda Türkmen, Aydın Demir, Cüneyt Asan, Eyüp Kemal Sevinç, Fatih Tutak, Ömür Akkor, Savaş Aydemir, Sezai Erdoğan, Sinem Özler, Şemsa Denizsel, Şerife Aksoy, Yılmaz Öztürk, Zeki Açıkgöz özel tariflerle kitaba katkı sağladı. Kitapta; atıksız, fermante, yöresel, yerel, glutensiz başlıklar altında sağlıklı ve alternatif beslenmeye yönelik 218 tarif yer alıyor. Türk mutfağının sağlıklı saklama ve pişirme tekniklerine, atıksız, ekolojik ve sürdürülebilir özelliklerine dikkat çeken kitap ile asırlık tariflerin kayıt altına alınarak, gelecek nesillere aktarılması da hedefler arasında.
ARTWEEKS zamanı geldi
Tatil bitti, artık şehirdeyiz, akıştayız.. Şehre dönüşün ilk etkinliği de Artweeks@Akaretler. Sanatseverleri ve koleksiyonerleri, tanınmış yerli ve yabancı sanatçıların eserleriyle bir araya getirmek için, etkinliğin 5’incisi yapılacak. Dünyanın en büyük servet yöneticisi UBS ana sponsorluğunda, Bilgili Holding ve Sabiha Kurtulmuş organizasyonuyla düzenlenen etkinlik, 8 Eylül Çarşamba günü kapılarını açacak, 19 Eylül’e kadar sürecek. Tarihi, otantik ve kendine has bir dokuya sahip olan Akaretler Sıraevler’in ruhunu yansıtan etkinlik; ücretsiz. Zilberman Galeri’den Pi ArtWorks’e dünyanın önde gelen sanat galerilerinin eserlerini görmek için zaman ayırın.
İstanbul cazla buluştu
Şehirde hayatı hızlandıran bir etkinlik de caz festivali... Şehre caz coşkusunu yayan 28. İstanbul Caz Festivali; yeşille cazı bir araya getiren ‘Parklarda Caz’ konserleri ile başladı. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen festival; 24 Eylül tarihine kadar 40’a yakın konser ve ücretsiz yan etkinlikle şehri bir ay boyunca dev bir festival alanına dönüştürecek. 24 günlük festival maratonu boyunca herkese hitap eden bir konser bulmak mümkün. Programda Angélique Kidjo, Kenan Doğulu, Stefano Di Battista, Karsu, Altın Gün, Mabel Matiz, Melike Şahin ve daha birçok yıldız isim var.
BİR OKUMA ÖNERİSİ
‘Kimse Fahişe Doğmaz’
“21. yüzyıldayız ancak ne yazık ki çoğu anne kendini eril düzenin pençesinden hala kurtaramamış halde. Genelde istedikleri tek şey çocuklarını toplumsal kurallara uygun olarak yetiştirmek ve bunun sonucunda da takdir görmek. Hele ki bu bir erkek çocuk ise, o zaman çanlar hep aynı melodiyi çalmakta... Bu kitabı yazmamın ilk amacı buydu aslında.
Yani annesinden ilgi ve şefkat duygusunu doruklarda gören bir erkeğin büyüyünce aynı konforu sağlayacak bir kadın arayışı içine giriyor oluşunu ispatlamak. Bunu ortaya ham bir fikir olarak atmak yerine akademik çalışma yapmaya karar verdim…” Yazar Banu Yüksel, Mersin Üniversitesi Kadın Araştırmaları Ana Bilim Dalı’ndaki ikinci yüksek lisansı için “Bir erkek sorunlarından kurtulmak için neden psikolog yerine pavyona gider?” sorusunu soruyor.
Cevap için pek çok akademik yayını inceliyor ve yazdığı tezi kitaba dönüştürüyor. Ortaya yazarın ikinci kitabı ‘Kimse Fahişe Doğmaz’ çıkıyor. Pavyonda çalışan bir kadının hayat öyküsünden yola çıkarak, insanların zaman içinde nasıl birer ruh fahişesine dönüştüğünü anlatıyor.
“Pavyon ortamının hizmet sektörünün bir parçası olduğuna inanıyorum. Ama bu bir beden satma hizmeti işi değil. Bu sahte de olsa sevgi ve ilgi satma hizmeti. Yani bir nevi geçmişe özlemi satın almak” diyor. İlginç ve çarpıcı bir kitap. Varılan nokta için okuyun.