Pandemiden etkilenen farklı sektörlerdeki isimler süreci nasıl yönetiyor? Instagram röportajlarında sormaya devam ediyorum... Sokağa çıkma yasağının uygulandığı geçtiğimiz hafta sonu, bu kez Muzaffer Yıldırım’la konuştum. Kendisi Cinemaximum sinemalarını kuran, yabancı bir şirkete satan, ardından NuLook yapım şirketini kurup önemli filmlere imza atan, durdurulamayan o girişimci ruhuyla bir de otel markası yaratmış bir isim. İçinde ünlü Bebek Otel’in de yer aldığı The Stay otellerinin sahibi.
Yani bir taşla iki kuş vurdum; hem sinema sektörünü hem otelcilik sektörünü konuşmuş oldum.
Normalleşme başlıyor tamam da, peki her şey normal mi? Muzaffer Yıldırım anlattı: “Benim ilk günden inandığım tek bir şey vardı; haziranda normalleşmeye başlarız, temmuzda da insanlar artık bu virüsü konuşmaz. O planla yatırımlarıma ve işlerime devam ettim. Öngördüğüm gibi de oluyor. Ben çok umutluyum. Bence üzerimize düşeni yaptık, bu dönemi muhteşem atlattık ama artık o ağır dönemin geçtiğini düşünüyorum. Ağustosta Alaçatı, Bodrum eğleniyor olacak. Ekimde de herkes sinemalarda olacak…” İşte sohbetin detayları…
Yapımcılar gişe filmi çekmeli
Sinema sektörüyle başlarsak...
“Sektörün durumu vahim. Yapımcılar bir nebze daha rahat; yaptıkları malı ürettiler, oynattılar, ellerinde de birkaç film var diyelim ama sinema salonu sahiplerinin işi çok zor.
‘Sinemaları 1 Temmuz’da açalım’ diyorlar.
E film yok ki! Unuttuğumuz şey şu; insanlar sinemaya gitmez, filme gider! Son anda vizyona çıkmayan ve eylülü bekleyen birkaç film var ama onlar da gişe filmi değil, sektörü kurtarmayacak. Bununla ilgili bir çabam var benim, yapımcılarla konuştum.. Diyorum ki, hepimiz çaba sarfedelim, 8-9 tane box office filmi çıkaralım. Bende şu anda iki film var. Biri Çağan Irmak’ın yazdığı, Farah Abdullah ve Uğur Yücel’in oynadığı bir baba ve otistik kızının hikayesi... Çok iyi iş. Diğeri Gupse Özay’la yapacağımız iş. Eylül başı sete gireceğiz, 1 Ocak’ta da sinemalardayız... TAFF’tan Timur Savcı’nın iki hikayesi var; biri ‘Bergen’, diğeri ‘Ölümlü Dünya’ serisi. Onlar da sete hazırlar. Şahan Gökbakar da, Ata Demirer de yapsa, Murat Cemcir’ler yapsa… Sinema endüstrisi hemen toparlanır. Ama bu gişe filmleri yapılmazsa, 2023’ten önce toparlanmaz. Herkes öneriye sıcak baktı elbette ama harekete geçmemiz gerekiyor.
Bu isimler arasında Cem Yılmaz’ı saymayınca; küslük haberleri aklıma geldi.
Küslük falan yok, yorulmuşluk var. Biz birlikte arka arkaya 4 film yaptık. Cem yoruldu, bu sene film yapmayacak. 2021’de inşallah tekrar Arif’le başlarız.
Dijital sinemayı asla yenemez!
Peki insanlar korkmayacak mı, salonlara girecek mi hemen?
Bence girecekler. Bu bir dönem. Geçecek. Hatta insanlar temmuzdan sonra dijitale bakmayacak bile! O kadar yoruldular ki dijitalden... Dijital sinemayı yenemez çünkü 150 metrekare ekranda film izleme zevki hiç bitmeyecek. Sinema videolara yenilmedi, televizyonlara yenilmedi, yine yenilmeyecek. O başka bir sosyal aktivite. Dijital platformlar zorlayabilir, ahlaksız teklifler de yapabilir, yapımcılara ‘gişe filmlerini bize sat’ diyebilir ama düşünsene; 5 milyon bilet satacağım filmin gelirini dijital platform karşılayabilir mi? Bir tek şu var, dediğim gibi endüstirinin durumu yapımcıların elini taşın altına sokmasına bağlı. Ben hazırım, umarım herkes de hazırdır.
Kulağıma arabalı açıkhava sineması projesi gelmişti?
Evet doğru, Haliç’te Tersane İstanbul’da, deniz kıyısında 15 Haziran gibi açmayı planlıyoruz. Şezlonglar, kenarlarda da arabalar. Kötü örnekleri yapıldı bugüne kadar ama bizim projede ekran 300 metrekare. Tekrar sinema işletmeciliğine dönme niyetim yok ama ortam güzeldi. Sinemayı gündeme getirmek için de iyi bir yol. Sahnesi de olacak. DasDas’ın oyunları da, mesela Şener Şen’in ‘Zengin Mutfağı’ oyunu da orada sahnelenebilecek...
Hedefi Oscar’a gitmek
Muzaffer Yıldırım; Cem Yılmaz filmlerine de, Nuri Bilge Ceylan, Emin Alper gibi sanat filmlerine de yatırım yapan bir yapımcı. Hatta “Nuri Bilge Ceylan filmiyle Cannes’a gittim, şimdi de hedefim Oscar’a gitmek” diyerek hedefini anlattı. 5 senedir bir Türk’ün hikayesi üzerinde çalışıyor şirketi. Tarihi bir kişilik. Öyle bir hikaye ki, Russell Crowe “Ya oynayacağım ya yöneteceğim” diyecek kadar ısrarlı. Nuri Bilge Ceylan’ın da Oscar’a gidebilecek kısalıkta bir filme hazırlandığını söylüyor sohbet sırasında, kasımda seti başlayacak. Bir diğer dünya çapındaki projesi de Al Pacino ile çekecekleri film. Bu filmle de dünyaya açılmaya hazırlanıyor Yıldırım ve yapımcılıkta bunu hedeflediğinin altını çiziyor.
Bir yerden başlamalıyız
Otellere gelirsek, rezervasyonlar ne durumda?
Otelcilik sektöründe durum korkunç. Ocak şubatta rekorlar kırılıyordu, şahaneydi rakamlar ama çok ağır yara aldık. Nasıl çıkılacak içinden bilmiyorum... O yüzden 1 Haziran’da açma kararı doğru. Benim 4 otelim de butik otel. Alaçatı The Stay’de şimdiden misafir var. Temmuz ağostos için de rezervasyonlar iyi. Ortaköy ve Nişantaşı’nı açmıyorum çünkü onlar yabancılara servis veren oteller. 1 Temmuz’da açılacak. Bebek Otel’in yeme içme rezervasyonları şimdiden yüzde 80 dolulukta. Bakanlığın genelgesindeki kurallar neyse hepsini uyguluyoruz, her tür önlemi alıyoruz. Maskeli falan oturmak çok antipatik aslında ama bir yerden başlamalıyız. İstanbul şehir otelciliğini, yeme içme sektörünü asıl yabancı turistin gelmemesi etkileyecek. Ama eylülde, hele 2021’e girdiğimizde, emin olun başka olacak her şey. Atlatacağız.