Ahlar vahlar arasında

İlk maçta bizi üzen Trabzonspor’un rövanşta sevindirmesini istedik ama olmadı. Çok sıcak bir havada oynandı maç. İlk ayaktaki 1-0 üstesinden gelinmeyecek bir skor değildi. Bunun için evvela gol yememek gerekiyordu. Nitekim, 16. dakikada, rakibin net pozisyonunda Uğurcan gole ‘hayır’ dedi. Kaptanın ateşlediği takım da Rapid’e yüklendi. Bu yüklenmeler esnasında defans güvenliğinin zayıf düştüğü anlarda Uğurcan yine görevdeydi. 34’te ise Schaub boş kaleye tamamlayamadı. Önceki maçta genel kanı Draguş’un yeterince beslenmemesiydi. Dün akşam Draguş servis olayına girdi ama ikinci bir Draguş olmayınca bu toplar kenarlarda eridi. Bir şekilde ilk yarıyı atlattık. İkinci yarıya Rapid baskılı başladı. Uğurcan ve defansımız, vakti zamanında Merzifonlu Kara Mustafa karşısında Avusturyalılar Viyana’yı nasıl savunduysa, öyle savundular. Bu arada bir gol çok güzel olurdu. Mendy bu fırsatı harcadı. Oysa Draguş çok güzel getirmişti. Açıkçası 77’ye kadar direndik ama golü yedik. 84’te Trezeguet golle beraber umutlarımızı da kaçırdı. Daha doğrusu Hedl o dakikada Uğurcanlaştı. İpin ucu kaçınca ikinciyi de yedik. Rapid Trabzon’dan daha iyi bir takım değil. İş, ilk maçta zora girmişti. Bu maçta geri dönebilmek mümkündü. Yeterli pozisyon bulamayınca; ‘ahlar vahlar’ arasında elendik.