Öncelikle Okan Buruk’un doğum gününü kutluyorum. Kulübede bile olsa Alex’i yeniden buralarda görmek çok güzel. Milli aralar takımların gerçekten işine yarıyor mu bilmiyorum. Sakatların iyileşebilmesi adına, bizlerin tabiriyle ‘ilaç gibi’ dediğimiz bu araların dönüşlerindeki sakatlıklar düşündürücü değil mi? İlk yarı iki takım da birer fire verdi. Başlama düdüğüyle birlikte Galatasaray basıkıyı kurdu, oyunu rakip alana yıktı. Tek beklenen goldü. O da gecikmedi. Yaradan Icardi’yi tepeden tırnağa golcü yaratmış. Şu takım onu biraz daha beslese, ya da Tanju Çolak’ın Prekazi’si gibi bir top kuryesi olsa, ulaşacağı gol sayısını düşünemiyorum. Sallai; bir süredir boşta olan Rasicha’nın mevkisini doldurmuş. Benfica’da harikalar yaratan Kerem’i çok seviyor ve gurur duyuyoruz. Onun yerine oynayan Yunus sayesinde yokluğunu çok hissetmeyeceğiz gibi görünüyor. Galatasaray’da aksayan bir taraf yoktu. Makinenin tüm dişlileri çalışıyor. Makinenin beyni Mertens, şarj dinamosu Torreira, bujiler Sallai ve Yunus. Ateşleyip duruyorlar. Marşı Muslera, distribütör (ateşleme dağıtım düzenleyecisi) Sara, egzantirik mili Sanchez, balatalar Kaan ve Abdülkerim, roket motoru Barış ve cruise control Icardi. İstediği hızı ayarlıyor. Liste uzar da biz uzatmayalım. Bu makineyi bozmanın tek yolu yanlış yazılım. Böyle doğru yazılım ve doğru kodlandığı sürece sorun yok. Bu arada Osimhen gibi pahalı bir modifikasyon aracı var. Makinenin beygir gücünü hatırı sayılır şekilde artırıyor. Ve attığı yılın golüne aday röveşatasıyla taraftarı mest ediyor.
20 Ekim 2024, Pazar 07:00
Haberin Devamı