Cumartesi akşamı alınan sükseli derbi galibiyeti tabii ki önemliydi. Fakat hangi Galatasaraylı’ya sorarsanız; ‘Derbi galibiyeti mi, Avrupa’da başarı mı’ diye, büyük çoğunluk Avrupa başarısını tercih edecektir. Süper Kupa’da ağır Beşiktaş mağlubiyeti, ardından Young Boys’a elenerek elden kayan Şampiyonlar Ligi. Bunları unutturan Fenerbahçe galibiyetinin anlam kazanabilmesi için PAOK maçındaki sonuç önemliydi. Okan Buruk, Avrupa Ligi’ne galibiyetle başlayarak, mevcut kredisine kavuşma hedefindeydi. Rakip basit bir taktikle gelmiş. Oyunu soğuttukça soğutmak! Tempoyu olabildiğince düşük tutmak. Bu taktik ilk yarı için tuttu diyebiliriz. Buna rağmen yakalanan gol pozisyonu sayısı az değildi. Sara’nın uzaktan şutları, Osimhen’in kafası, Yunus’un çaprazdan gelişine şutu filelerle buluşmadı. Sanchez rakibe duvar oldu. İnanılmaz bir pozisyon bilgisi var. İlk yarının kırılma anı Günay’ın son saniye kurtarışıydı. İkinci yarıya golle başladık. Aslında Osimhen attı ama golü Baba Rahman’a yazdılar. 1-0 her zaman için sakat bir skor. Rakip beraberliği bulursa sıkıntı. İkiyi bulman lazım. Buluyorduk ama Osimhen kale dibinde kaleciyi buldu. Sonra Barış yine kaleciyi kahraman yaptı. Tam değişiklik zamanıydı ama Okan Buruk yine bekledi. Değişiklik için illa belirli bir dakikaya kadar (genelde 75) bekleme zorunluluğu mu var? Maç sıkıntıya girerken Yunus, Allah ne verdiyse vurdu. PAOK’un kalemize geleceği aşikardı. Son dakikalar hop oturup hop kalktık. Son düdüğü beklerken Icardi ‘Ben döndüm kardeş’ dedi. Kolay olmadı. Bu maçtan çıkarılacak dersler var. İlk maçı kazanmak önemliydi. Yolun açık olsun Cim Bom.
26 Eylül 2024, Perşembe 07:00
Haberin Devamı