Giriş
Toplum baskısı diye bir şey var. Buna dayatılanı yaşamak deniyor. Hepimiz bu toplum baskısından az ya da çok nasibimizi almışızdır. Hele göz önündeyseniz, bundan kurtulmanız zor. Bu baskıyı yıllardır yaşayan biri var ki o da Beren Saat- Kenan Doğulu çifti. Beren Saat, ilk aşkı Efe Güray’ın ölümünden sonra her doğum gününde, her ölüm yıldönümünde veya her üzüldüğünde yaptığı paylaşımlarla sürekli gündemde.
Beren’in bu paylaşımları haliyle hedefe Kenan Doğulu’yu getirmekte. Onlar bu durumu içlerinde o kadar güzel halletmişler ki, umurlarında bile değil. Beren hem geçmişine hem de geleceğine sıkı sıkıya bağlı. Ve Kenan Doğulu da eşinin bu özeline saygı duyuyor. Önceki gün ilk aşkı Efe’nin erkek kardeşi Yaman Güray’ın düğünü vardı.
Beren nikah şahidiydi, Kenan ise gece boyunca sahnedeydi. Sosyal medyada yine yerli yersiz yüzlerce yorum yapıldı. Bir düşün yakalarından, size ne? Ben fotoğraflara bakarken Beren’in vefasını, Kenan’ın yüzünde ise sevdiği kadını mutlu etmenin verdiği gururu gördüm. Bir adam bir kadını tüm yaralarıyla ancak bu kadar güzel sevebilir. Artık şunu anlamamız şart, onlar dayatılanı değil, hissettiklerini yaşadıklarında, kalıpları kırdıklarında mutlular. Helal olsun Kenan, aynen böyle sevmeye devam.
BU AÇIKLAMA NİYE ŞİMDİ?
Serenay Sarıkaya ile Umut Evirgen’in aşkı 31 Ağustos’ta gündeme bomba gibi düşmüştü. 10 gündür bu aşk için birçok şey yazılıp çizildi. Hatta en son Evirgen’in Serenay için Emirgan’daki mekanını kapattığını okudum.
31 Ağustos’tan beni ağzını bıçak açmayan Serenay Sarıkaya, ne hikmetse önceki gün magazin muhabirlerinin karşısındaydı ve bu aşk haberleri için “Yok öyle bir şey, sadece iddia” deyip geçti. Aynı Serenay Sarıkaya adı Haldun Demirhisar ile anıldığında anında yalanlarken, Umut Evirgen için neden bekledi? Serenay ne kadar yalanlarsa yalanlasın bunun magazindeki özeti şudur: Denenmiş, olmamıştır. Eğer fotoğraf da yoksa yalanlamak en kolayıdır.
‘SEYİR’ ET YETER
“Direnme, bırak gelsin. İzle, geçip gitsin” diyor Piraye Erdoğan ‘Seyir’ adlı kitabında. Pandemide en sıkıntılı dönemimde okuduğum kitaplardan biridir ‘Seyir’. Şu sıralar en çok satanlar arasında.
Sizde var mı bilmem, benim en büyük takıntım okuduğum kitaplarda sevdiğim cümlelerin altını renkli kalemlerle çizmektir. Ve o yüzden her sayfasında altı renkli kalemlerle en çok çizilmiş kitaplarımdan biridir ‘Seyir’. Beni iyi hissettiren kitapları 2. hatta 3. kez okurum. Var böyle bir listem. Pandemide kitabın kapağını ilk açtığımda “Seyir eden misin bu dünyada” yazıyordu. Bir solukta okudum. Bu aralar kendinizi iyi hissetmeye ihtiyacınız varsa mutlaka siz de okuyun derim.
