Geçirdikleri trafik kazasında 6 yıllık dostu, 1.5 yıllık hayat arkadaşı Erdal Şeyda Lafçı’yı kaybeden Gülçin Ergün, ilk kez Posta gazetesinden Alev Gürsoy Cimin’e konuşmuştu. 3 saniyede hayatının nasıl alt üst olduğunu anlatmıştı. Gülçin’in sözlerini okurken gözlerim doldu. Hayat öyle bir pamuk ipliğine bağlı ki bunu yaşadığımız acı bir olayla değil, her an hatırlamak şart. Gülçin’in toparlanması uzun zaman alacak.
Yaşadığı şoku atlatması hiç kolay değil. Bazı acıları sıcağı sıcağına yaşamak zordur. Hani derler ya acısı sonradan çıkar diye. İşte tam da öyle. Tanınmayacak hale gelmiş o arabadan sağ salim çıktığına mı sevinsin, yoksa hayat arkadaşına o arabada veda ettiğine mi? Empati bile kurulamayacak kadar büyük bir travma aslında yaşadığı. Acıyı yaşama, dışarıya yansıtma şekli dışarıya nasıl olur bilmiyorum.
Ola ki 1-2 ay sonra sahneye çıkarsa kimse yargılayıp sorgulamaya kalkmasın. Hatta onu işine daha çok sarılması için desteklesin. Ayakta kalabilmesi, hayata tutunup karışabilmesi için en büyük ilacı işi olacak.
BERDAN NEREYE KOŞUYOR?
Berdan Mardini’nin göğüs dekolteli halini gördüğümden beri ‘imaj’ lafına bile tahammülüm kalmadı. Yıllar önce Özcan Deniz de haftalık bir dergi için feminen, saçlarının önünü sarıya boyatıp göğüs dekoltesiyle birbirinden çarpıcı pozlar vermişti.
20 yıl önce de bu pozlar çok ses getirmişti. Aradan onca yıl geçti ama hiçbir şey değişmedi. Nedense türkücüler kendilerinden bahsettirmek için kılıktan kılığa girdi Hep de bu uğurda feminen olma yollarını seçtiler. Berdan Mardini de dekolteli pozlarının çok konuşulmasından oldukça memnun ki geçenlerde “Bu daha başlangıç” dedi. Önceki akşam da smokinli, fötr şapkalı, papyonlu pozlarını paylaştı.
Değişimde kararlı olan Berdan Mardini yakında İskoç modeliyle de karşımıza çıkarsa şaşırmam.
BİRAZ HİJYEN BİRAZ SAYGI
Pandemi boyunca evde kaç film izledim hatırlamıyorum. Ama filmi sinemada izlemenin tadı da başka. Bu süreçte en çok sinemayı özlediğimi fark ettim. Önceki akşam sayfalar biter bitmez soluğu İstinyepark’ta aldım. Önce bir tur attım, sonra da ‘Yarım Kalan Hayat’ filmini izlemek için soluğu sinema katında aldım.
Biletimizi alıp başlamak üzere olan filme yetişmek için koşturduk. Girmemizle izlemekten vazgeçip salondan çıkmamız bir oldu. Bizden önceki gösterime girenler yediklerini, içtiklerini, mendillerini, boş karton bardaklarını koltukların üzerine bırakıp gitmişler. Yerler patlamış mısır döküntüleriyle doluydu. İnsan ister istemez hem salonu bu halde bırakanlara kızıyor, hem de pis salona film izleyelim diye sokanlara... Hele şu pandemide biraz daha dikkat etmek gerekmiyor mu?
BEDAVA KONSER VERSE KEŞKE
2021’i bitirmemize sayılı günler kaldı. İyisiyle, kötüsüyle koca yılı geride bırakıyoruz. Geçtiğimiz yılı korona yüzünden evlerinde geçiren ünlerin hepsi bu yıl sahnede. Hatta 1 ay önceden çıkacakları mekanlardan alacakları ücretler bile yazıldı.
Erkek sanatçılardan en yüksek rakamı 1 milyon TL’ye Özcan Deniz, kadınlardan ise yine aynı rakamı Hadise aldı. Geçenlerde Hadise’nin Antalya’da konserinden sonra bir yıl boyunca ne kadar kazandığını gazetemizde yazdık. Bu rakamları biz uydurmadık. Yıl içinde çeşitli gazetelerde ve sosyal medyada sık sık yazılan, Hadise’nin yılbaşı da dahil olmak üzere asla yalanlamadığı konser ve reklamdan aldığı paraydı.
11 konser ve 2 reklamdan toplam 24.6 milyon TL kazandığı yazılınca nedense 1 yıldır sesini çıkarmayan Hadise, halkın ekonomik sıkıntı çektiğini söyleyip yalanlamayı seçti. Eğer çıktığı konserlerden ücret almadıysa, reklamlarda hayır için oynadıysa keşke bedava bir halk konseri verse de millet biraz moral bulsa.