Sürekli söylediğim bir söz vardır; “Keşke dünyayı kadınlar yönetse...” Kadın elinin ve yüreğinin değdiği her yerin nasıl güzelleştiğini görün artık. Hem de onca haksızlığa, baskıya, dayatmaya rağmen...
Son aylarda ülkede yaşananları düşününce yüzümüzü güldüren tek şeyin A Milli Kadın Voleybol Takımımızın başarısı olduğu aşikar. Tam 4 aydır ‘Filenin Sultanları’nın mücadelesine, azmine, hırsına kilitlendik.
Önceli akşam da Hollanda’yı 3-0 mağlup ederek Avrupa’nın en iyi üç takımından biri oldular. Artık ‘Akşam maç var’ dendiğinde sporu sadece futboldan ibaret sanan zihniyete ‘Biz de varız’ diyen bu muhteşem kadınlara ne kadar teşekkür etsek az.
Ve bunca başarıya imza atarken şortlarından, cinsel kimliklerine kadar eleştirmeyi kendilerinde hak görenlere şahane bir tokat attılar. Verdikleri mücadele her şeye değerdi. Şampiyonada ilk sayıyı Ebrar Karakurt’un, son sayıyı ise takımın efsane kaptanı Eda Erdem Dündar’ın atması çok anlamlıydı. Muhteşemdiniz Cumhuriyet’in kızları.
ORKESTRA KURDU
Geçtiğimiz hafta konser için Kıbrıs’a giden Bülent Ersoy ve orkestrası, konser sonrası koronavirüs nedeniyle düzenlenen evraklarının sahte çıkmasından dolayı uçağa alınmamıştı. 21 kişilik ekip, 1 haftadır polis gözetiminde evrakları hazırlayan Nuhun Gemisi otelde polis gözetiminde kalıyor. Üstelik cep telefonları da ellerinden alınmış durumda. Aileleriyle otelden görüşebiliyorlar. Ekibin Türkiye’ye ne zaman geleceği belli değil.
Konserleri devam eden Bülent Ersoy, kendi orkestrası olmadan şu ana kadar 4 konser verdi. Bunlardan biri de Kuruçeşme’de Muazzez Ersoy’un orkestrasıylaydı. Orkestranın Türkiye’ye ne zaman geleceği belli değil.
Duyduğuma göre Bülent Ersoy, kendisi bir B planı oluşturup İzmir ve İstanbul’dan iyi müzisyenlerden oluşan yeni bir orkestra kurmuş. Konserlere yeni orkestrasıyla gidip geliyormuş. Pandemi en çok müzik sektörünü etkilemişti. İşlerin açılmasıyla konserler başladı. Ama bu 21 kişilik ekibin tekrar ne zaman başlayacakları belli değil. Çalışamadıkları için aileleri de mağdur. Düzenlenen sahte evrak yüzünden çalışamayan ve ne zaman dönecekleri belli olmayan bu müzisyenlerin mağduriyetini otelin gidermesi şart.
BU SENE KONSER YOK
‘Normalleşme’ sürecine girdiğimizden beri neredeyse her akşam bir yerde etkinlik var. Konserler, tiyatrolar, festivaller 1.5 yılın acısını 3 ayda çıkardı. Ben bu yaz sadece Ajda Pekkan, MFÖ, Levent Yüksel ve Sertab Erener konserlerini izleyebildim. Ama kiminle konuşsam herkes ‘Bu sene Tarkan konser vermeyecek mi? Ekimde mi konser verecek?’ diye sorup duruyor.
Hatta Biletix’i konser takvimini bile öğrenmek için arayan olmuş. Açıkçası bende 2 yıl aradan sonra bu yıl konser vermesini bekledim. Ama maalesef Tarkan bu yıl Açıkhava konseri vermeyecek. Malum Tarkan’ın konserlerinde tam bir izdiham yaşanıyor. Duyduğuma göre biraz da bu yüzden konser vermek istememiş.
KULAĞIMA GELENLER...
Emel Sayın’a Açıkhava’da konser vermesi için teklif gitmiş. Korana korkusu yüzünden Emel Hanım tüm ısrarlara rağmen konsere çıkmak istememiş. Çağla Şıkel, market alışverişine mutlaka yemeğini yiyip gidiyormuş. Böylece abur cubur almıyor, formunu koruyormuş.
Ceylan, uzun süredir satmaya çalıştığı Bodrum’daki evini nihayet elden çıkarmış. Şimdi kendine İstanbul’da ev bakıyormuş.
Linet İsrail’de düzenlenen bir ses yarışmasında jüri üyesi olmuş. Bu yüzden uzun süre İsrail’de kalacak olan şarkıcı albüm çıkışını da ertelemiş.