Kanal D'nin reyting rekorları kıran 'Yargı' dizisinin senaristi Sema Ergenekon'un yıllar içinde yazdığı birçok dizinin sadık bir izleyicisi oldum hep. Hakkında çıkan haberleri yakından takip ettim. Başarılı kadınların oldum olası hayranıyım çünkü biliyorum ki bir kadının kalbi değerse o şey güzelleşir... Sema'nın enerjisi de beni çok şaşırtır çünkü hem üç çocuk annesi hem de her hafta ekranda verdiği reyting savaşını en önde götürüyor. Buluştuk; laf lafı açtı, merak ettiğim her şeyi sordum.
İkinci sezonda ‘Yargı’ yine zirvede. Hiç reyting korkusu yaşadın mı?
Ben hep iki-üç sezon giden işler yaptım. İkinci sezon hikayeyi daha yukarıya taşıyacak şekilde başlamalıdır, zor ve riskli. Tek duam şuydu: Allah’ım ne olur birinci sezondan daha iyi bir ikinci sezon olsun ve bunu bulabilme, yaratabilme, yazabilme gücünü bana ver. Hedefim buydu ve neyse ki aldığım geri dönüşler böyle olduğunu söylüyor.
Televizyondaki cinayet programlarını izliyor musun?
Artık kriminal konuların yoğun işlendiği programlar çok fazla. Benim vaktim olmuyor izlemeye ama ofiste izleyen arkadaşlarım var. Onlar bazı olayları anlatıyorlar. Şunu gözlemledim aslında; toplum cinayete ya da polisiyeye o kadar uzak değil. Mesela Esra Erol'a gelen kadınlar DNA ’dan HTS’den bahsediyor, ilginç buluyorum.
POLİSİYEYE HER ZAMAN MERAKIM VARDI, YOLDA BİR İZ GÖRSEM TAKİP EDERİM
Şu sıra yaşanmış hikayeler çok popüler. Sıfırdan hikaye kurmak ve haftalarca zirvede kalmak çok zor değil mi?
Ben okulu bir polisiye hikayesi yazarak kazanmıştım. Polisiyeye her zaman merakım vardı. Yolda bir iz görsem takip ederim. Üç çocuklu olmanın da büyük bir etkisi var, organize olmayı biliyorsun. Her şeyi birbirine bağlamak, pratik düşünmek, hızlı hareket etmek… Bunlar da mizacımda ve hayatımda var.
Sokakta nasıl tepkiler alıyorsun?
“Katil kim?” diye soruyorlar. İzleyici o merak duygusunu ve oyun oynamayı seviyor. Bana herkes diyor ki, “Hiçbir senarist bu kadar tanınmazdı.” Çünkü ben onlarla bir oyun oynuyorum; onlar da karşılarında kim oyun oynuyor, onu merak ediyorlar.
REYTİNG MERAKI ESKİDEN SAĞLIĞIMI ETKİLİYORDU
Her hafta, “Yarın reytingler ne olacak acaba?” merakı insanın sağlığını bile etkileyebilir…
Eskiden etkiliyordu ama artık onu yönetebilmeyi öğrendim. Mesela ‘Yargı’dan önce yazdığım iş tutmadı. Üzüldüm, bir hafta sonra dedim ki, “Tamam, yeterince üzüldüm, bu düştüğüm kuyudan artık çıkmam gerekiyor.” Yani o olumsuz duyguya kendimi teslim etme lüksüm yok.
SEN İZİN VERMEZSEN KİMSE SENİ HASTA EDEMEZ
Hayatının kırılma noktası neresiydi?
Birkaç tane büyük kırılma noktası yaşadım. Hepsinde bir şey öğrendim. Mesela artık şunu biliyorum; sen izin vermezsen kimse seni hasta edemez. Ya da artık istemediğim bir şeye “Hayır” demeyi öğrendim. Bunlar o kadar önemli ki…
En keyif alarak yazdığın dizi hangisiydi?
İçinde var olduğum bütün işleri sevdim. Ama yazarken yoğun şekilde tatmin yaşadığım diziler ‘Karadayı’ ve ‘Yargı’.
Bir bölümü yazarken ilk eşinle mi paylaşırsın?
Eşim yazma pratiğimi ve düşünme sistemimi bildiği, aynı zamanda çok film ve dizi izlediği için ona anlatırım. Doğru tespitlerde ve eleştirilerde bulunur. O yüzden mutlaka anlatıyorum.
KİMSEYE İLTİMAS GEÇMEM
Eşin Uğur Aslan oyuncu olmasının yanı sıra müzisyen. Yargı’da da oynuyor. Konser yoğunluğu olduğunda “Beni biraz dinlendirsen” dediği oluyor mu?
Bir kere çok yorulmuştu. “Çok yoğun mu bu bölüm?” dedi. Artık nasıl baktıysam gözünün içine, “Ben Uğur Aslan'ı yazmıyorum, ‘Eren komiser’i yazıyorum. Beni hiç ilgilendirmiyor” dedim. “Yok, sadece yoğun muyum diye sordum” dedi. Kimseye iltimas geçmem. Uğur'a da geçmem. O da öyle bir şey talep etmez.
Bir karakterleri oluştururken nelerden ilham alıyorsun?
‘Yargı’daki Ceylin'i kendime benzetiyorum mesela. Kuralların dışına çıkmaktan korkarım aslında. Dışarıdan sert görünürüm ama ürkek ve korkağımdır. Kurallara uymak, sınırları aşmamak benim için önemlidir. Çevremin de röntgenini çekerim tabii ki; başka türlü resmedemem ki.
OYUNCULUK YAPTIM AMA KAMERA ÖNÜ BANA GÖRE DEĞİL
Eşin Uğur Aslan genelde senin projelerini mi tercih ediyor yoksa denk mi geliyor?
Hayır, hiç öyle bir şey yok. Şu ana kadar olanlar hep benim ve Uğur’un talebi dışında gelişti.
Birkaç bölüm önce seni dizide gördüm... Devamı gelecek mi?
Sete Uğur'u almaya gitmiştim. Gitmişken bir “Merhaba” diyeyim dedim. “Seni de sahneye koyabilir miyiz?” dediler. “Hayır” dedim. “Lütfen koyalım, konuşma yok. Uğur'la karşılıklı bakışmanız olacak sadece” dediler. Ona da “Hayır” deyince, “O zaman arkaya otur” dediler. Oturdum. Bir de bana sürpriz yaptılar, garson gelip “Bir şey alır mısınız?” dedi. Ben aslında daha önce oyunculuk yaptım.
Gerçekten mi?
Hatta sunuculuk da yaptım. TRT'de 'Çeyiz sandığı' diye bir program sundum. Ama yıllar içinde bu isteğim azaldı. Çünkü şu an yaptığım işte o kadar mutluyum ki… Bir de sahnede olmayı arzu etmedim. Oyuncuların yaşadığı zorluğu görüyorum. Ben halimden memnunum.
‘SANAT ASLA ÇIĞLIK ATMAZ’
Toplumsal olaylarda öyle güzel nokta atışı yapıyorsun ki bazen gözlerim doluyor...
İçimde susturamadığım bir şey oluyor. Kendi hayatımda neye tepki gösteriyorsam aslında senaryoda da ona dair bir tepki oluyor.
Olumsuz dönüşler alırız diye üzeri çizilenler oluyor mu?
Turgut Özakman bize hep şunu derdi: “Sanat çığlık atmaz.” Ben diyeceğimi zaten üzeri çizilemeyecek hale getirerek diyorum. Çığlık atmadan ama mutlaka bir yolunu bularak söylüyorum.
HİÇBİR KADIN, KOCASINA BAŞKA BİR KADININ SARILMASINDAN HOŞLANMAZ
Gelelim biraz aşka... Eşinle üniversiteden beri birliktesiniz. Nasıl bir ilişkiniz var?
Bence biz çok iyi arkadaş olduk. Uğur benim hayattaki en iyi arkadaşım, sırdaşım. Birbirimizin seçimleriyle ilgili birbirimize fikir sorarız ama herkes kendi seçimlerini uygular. Birbirimize asla baskı yapmayız. Bir de iyi arkadaşlığın yolu bence iyi konuşmaktan geçiyor. Bazen bütün bir gece hiç televizyonu açmadan yan yana oturup bir kadeh bir şey koyup saatlerce konuşuruz.
Kaç yıldır birliktesiniz?
24 yıl olacak. İyi bir evliliğin temeli kesinlikle iyi arkadaş olmaya dayanıyor. Bu her şeyden kıymetli... Saygı da çok önemli, sevgi kadar. İkimizin de kırmızı çizgileri var ve onları hiç birbirimiz için aşmadık. Biz birlikte büyüdük, birlikte mücadele verdik.
Kadın hayranları da çok… Ne hissediyorsun?
Gurur duyuyorum. Çok emek verdi. Vazgeçmedi ve emeğinin karşılığını aldı. Kadın hayranları beni rahatsız etmiyor. Uğur sahneye her çıktığında mutlaka “Eşim de burada” diyor. Elbette kimse kocasına başka kadının sarılmasını istemez. Ama ben negatif bir enerji almadığım sürece bundan rahatsızlık duymuyorum. Onu hissetsem rahatsızlık duyardım sanırım.