Hadise ve Mehmet Dinçerler’in evliliği 4.5 ayda bitti. Şimdilerde ise 3 milyonluk yüzük tartışmasının yanına düğünde takılan takılar eklendi.Yargıtay düğünde kadına takılmış olan para, altın dahil her türlü ziynet eşyasının kadına ait olduğunu söylüyor. Yani bir şekilde o takılar Hadise’nin. Bu kadar kısa süren bir evlilikte bunca mücevher bırakılmalı mı? Bence duruma göre değişir. Boşanma dilekçesinde bile nafaka istemediğini söyleyen Hadise, eğer mücevherler konusunda diretiyorsa acaba evliliği süresince kaybettiği maddi kayıp yüzünden olabilir mi?
Olabilir. Hadise sahnede en yüksek kaşesi olan şarkıcılardan biri, reklam karşılığı aldığı astronomik ücretleri de düşününce demek ki Hadise’yi rahatsız eden bir durum var ortada. Kulağıma gelense evlilikleri sırasında eşine yüklü miktarda para verdiği yönünde. Eğer bu doğruysa ve Hadise verdiği parayı geri alamıyorsa o zaman düğün takılarını vermek istememesi gayet normal.
Yaptığı basın açıklamasında bir an önce kendi hayatına dönmek istediğini söyleyen Mehmet Dinçerler’in en kısa zamanda Hadise ile uzlaşması şart. Çünkü Hadise’nin fanları Dinçerler’in çocukluğuna kadar inmiş durumda. Yıllar önce attığı tweet’ler bile gündemde. Aralarındaki gerginliği uzatmak yerine, uzlaşacak küçük bir yol bulsa sanırım iyi olacak.
BİRAZ VİCDAN!
Hande Erçel’in 2.5 yaşındaki yeğeni Mavi’nin sağlık sorunları yaşadığını medyadaki birçoğumuz biliyorduk. Haber, medyada duyulunca basın danışmanları ‘Ailenin çok hassas bir süreçten geçtiğini, çok üzgün olduklarını, tedavi sürecine başladıklarını’ söyleyerek hepimizden haberi girmememiz için ricada bulundu. Hepimiz ailenin bu istediğine saygı duyup haberi görmedik.
Bir an önce Mavi’nin eski sağlığına kavuşması için aileye iyi dileklerimizi ilettik. Fakat görüyorum ki biz ne kadar içimizde bu haberi görmezden gelsek de reyting, çok okunma, çok tıklanma iştahı maalesef konu 2.5 yaşındaki bir çocuk olduğunda bile azalmadı, adeta arttı. Haberin en ince detaylarını verebilmek için bir yarış başladı. Sosyal medyada bu haberleri okuyunca üzüldüm. Çıkan haberlerle ipin ucu kaçtı ve Gamze Erçel, bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Aile büyüklerinden bile gizlenen bu hastalık haberi, medyanın haber yarışı sayesinde herkes tarafından öğrenilmiş oldu.
Keşke bazı haberler vicdanımızın, merhametimizin, insanlığımızın önüne geçmese... Haberi duyuran arkadaşların reytingleri mi arttı, okunma sayıları, tıklanmaları mı fazlalaştı bilmem. Gerçek olan şu ki 2.5 yaşındaki Mavi, yapılan haberlerle medyanın acımasız yüzüyle daha bu yaşta karşılaştı. Keşke birlikte olabilseydik, vicdanlı durabilseydik... Ailenin üzüntüsünü daha fazla kaşımak yerine empati kurabilseydik. Kesinlikle bazı haberleri yaparken empatiye, vicdana ve sağduyuya çok ihtiyaç var. Umarım en kısa zamanda Aylin Mavi eski sağlığına kavuşur ve yaşadıkları bu süreç unutulur gider.
ÖZÜR DİLEMELİ
Oyuncu Burak Deniz ve Nilperi Şahinkaya arasında geçtiğimiz hafta Adana’da yaşanan küfürleşme gündeme bomba gibi düştü. Burak Deniz için bu ne ilkti ne de son. Daha önce de magazin muhabirlerine alkollü şekilde küfrettiğini defalarca duydum.
Hatta bir seferinde muhabirlere saldırdı. Şimdi ise oyuncu arkadaşı Nilperi Şahinkaya’ya yaptığı terbiyesizlik herkesin dilinde. Burak Deniz basın danışmanları aracılığıyla üzgün olduğunu söylüyor. Çıkıp özür bile dilemiyor. Zaten dilese de bu Nilperi Şahinkaya’nın geri adım atmayacağı, söylenen sözleri sineye çekmeyeceği net. Davasını da açmış. En doğru olanı yapmış. Şöhreti taşıyabilmek de işte burada devreye giriyor. Oyunculuğun başında beğenilen, sevilen, izlenen birçok isim maalesef bu şöhret zehirlenmesini yaşıyor.
Uzun vadede kaybettikleri ise kariyerleri oluyor. Bence Burak Deniz eğer oyunculuğu uzun süre yapmak istiyorsa yaşadıklarından ders alıp profesyonel bir destek almalı. Aracılarla üzgün olduğunu söylemek yerine ise çıkıp kendi özrünü kendi dilemeli.