Tamer HeperCeza sorumluluğunu kaldıran haldir

HABERİ PAYLAŞ

Ceza sorumluluğunu kaldıran haldir

Haberin Devamı

Bence günün haberi. Her gün birkaç kadının öldürüldüğü ülkemizde bir erkeği öldüren kadın beraat etmiş. Bunu da mı görecektik derken beraat kararında bir aşırılık yok mu sizce? Ne de olsa ortada öldürülen biri var. M.K.

Olay güncelliğini kaybetmeden hemen yanıtlayayım. Evet her gün yok yere “gözünün üstünde kaşın var” denilerek birkaç kadının öldürüldüğü ülkemizde bu iş utanç verici. Korunmak isteğine rağmen tehdit altındaki kadınları da koruyamıyoruz. Oysa siyasilere karşı üstün bir koruma görevinin ifa edildiğine bakılırsa koruma konusunda bir zafiyetimiz yok ama iş kadınlarımıza veya sade vatandaşa gelince bir türlü olmuyor.

[[HAFTAYA]]

Şimdi geleyim beraat eden kadına. Bu kadına tecavüz edilmiş, sonra filme alınmış ve tehdit altında yeniden tecavüz edilmek isteniliyor. Birkaç defa savcıya, polise başvurmuş. İşte yukarıda bahsettiğim vatandaşa karşı koruma zafiyeti var. Neticede kadın korunmamış. O da saldırganı öldürmüş. Şimdi neden beraat ettiğine geleyim. Yıllardır ceza kanunumuzda meşru müdafaanın bir tarifi vardı, şöyleydi: “Gerek kendisinin gerek başkasının nefsine veya ırzına vuku bulan haksız bir taarruzu filhal defi zaruretinin bais olduğu mecburiyetle işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.” Yani, her ne kadar içinde yabancı kelimeler varsa da “hayata ve namusa saldırı halinde bertaraf etmek için her türlü karşı koyma bir haktır, buna karşın ceza verilmez” deniyordu. Sonra bu tarif değişti. Bugün meşru müdafaanın tarifi şöyle: “Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.” Bu tarif, eski yasada yapılan tarifin, zaman içinde Yargıtay kararları ile şekillenmiş daha geniş bir tarifi. Ancak gazeteye geçen haberde uygulanması doğal, zira devam eden ve devamı muhakkak olan bir namusa saldırı söz konusu. Ancak yine de takdir etmek lazım, zira mahkemeler bu kararı vermek için zamanında işi yokuşa sürmüşlerdi. Örneğin öldürülme tehdidi altındaki bir adamın işlediği suça karşı “kaçmayı denemedi, kaçabilirdi” diyerek meşru müdafaa olarak kabul etmemişlerdir. Bir başka olayda “silahın çekilmesi yeterli değil, namlunun tevcih edilip ateş hazırlığı yapılması lazımdı” denilmişti. Öldürülme tehdidi altındaki adamın ruh halini, o anki ince çizgiyi algılamadan bu kararları vermek hataydı. Bugünkü karar ise yasanın tarife uygundur yadırgamayın.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder