Son yıllarda Türkiye’nin en iyi yaptığı işlerden birisi de eğitim ihracatına önem vermesidir. Bu anlamda hükümetimiz ve YÖK çok önemli adımlar atıyor. Bu alan dünyada o kadar önemli ki Avustralya’nın ihracat kalemleri içinde eğitim ikinci sıraya yükseldi ve yıllık 29 milyar dolar oldu. Türkiye’de Ekonomi Bakanlığı ve TİM her yıl ‘hizmet ihracat şampiyonları’ dalında eğitim ihracatı alanında da ödüller veriyor. Bu alanda Bahçeşehir Üniversitesi üst üste ikinci kez birincilik aldı. Bu yılda duyduğuma göre yine birinci Bahçeşehir Üniversitesi olmuş.
Günümüzde ABD’de okuyan yabancı öğrenci sayısı sadece lisans seviyesinde 870 bin civarında. Düşünün, 870 bin öğrenci ABD’de en az 4 veya 5 yıl okuyor. Bu öğrenciler ABD’ye her yıl gerek eğitim gerek barınma gerekse de yemek parası olarak 2016 yılında 39 milyar dolar yani 150 milyar lira kazandırmış. ABD eğitimden para kazanıyor, hem öğrencilere iyi eğitim veriyor hem de bundan para alıyor. ABD, eğitimini pazarlıyor ve para kazanıyor. Ama dikkat! ABD sadece para kazanmıyor. Çok daha değerli bir şey kazanıyor, o da dünyanın her yerinde kritik görevlerde ABD kültürü ile yetişmiş milyonlarca eğitimli insan. İşte bu yüzden ABD tüm dünyayı yönetiyor. Sadece ABD değil, Avrupa hatta Uzak Doğu bile bu işi başarıyla yapıyor. Bizde ise durum son yıllarda gerek kurumlar gerekse hükümet tarafından çok önemsenmeye başladı. Toplam yabancı öğrenci sayımız 150 bin civarında.
HEDEF, 2023’DE 500 BİN ÖĞRENCİ
Bu alanda üniversitelerimiz çok çalışıyor; ama en başarılı olanı Bahçeşehir Üniversitesi. Bahçeşehir Üniversitesi aslında globalleşmeye çok önem veren ve bu alanda çok çalışan bir üniversite. Dünyanın 123 farklı ülkesinden 4 bini aşkın öğrencisi var. Üniversite şimdiye kadar 5 bine yakın uluslararası öğrenci mezun etmiş ve ülkelerine göndermiş, sekiz ülkede mezunlar ofisi kurulmuş. Her yıl gelen öğrencilerin bıraktığı ekonomik katkı başbakanın da dediği gibi ‘kemiksiz’ gelir kaynağı. Ama tabii bu açıdan üniversitenin Türkiye için sağladığı değer, paha biçilemez durumda. Hükümetin hedefi 2023’de 500 bin öğrenci. O sayıya ulaşıldığında Türkiye’nin yıllık geliri; eğitim konaklama ve diğer gelirlerle kişi başı 30 bin dolardır. Yani toplamda yıllık 15 milyar dolar, TL karşılığı ise 60 milyar liraya yakındır. İşte, size istihdam ve gelişime açık, ithalat payı olmayan çok güzel bir alan.
Bu sayının artması için yapılması gereken, öncelikle kontenjan kısıtlamasının kaldırılması. Şu anda bir üniversite Türk öğrenci kontenjanının yarısı kadar yabancı öğrenci alabiliyor. Tabii ki kısıt olabilir; ama bunun nitelik anlamında yapılması daha doğru olacak. Ayrıca üniversiteler İngilizce eğitim yapmalı küresel dünyaya açık eğitim sistemine sahip olunmalı ve tabii ki bu alanda çalışacak nitelikli iş gücünün yaratılması da şarttır.