Türkiye Cumhuriyeti bir karar aldı ve dershanelerin eğitim sisteminde olmaması gerektiğinden hareketle bundan dört yıl önce dershaneleri kapattı. Şunun hakkını vermek gerekiyor. Hükümete aldığı bir kararı uygularken hiçbir sektör bu kadar çözüm odaklı davranmadı. Kararın alındığı günden bugüne sektör temsilcileri son derece demokratik ve çözüm odaklı yol izlediler.
Dershane kurucuları, dershaneler kapatıldığında ‘eğer bu ülke için iyi olacaksa’ dediler ve hükümetin kararını uyguladılar. MEB, bu süreçte dershanelere dönüşüm adı altında bir sürecin sözünü verdi. Dershanelerin adını ‘temel liseler’ olarak teyit ederek, kendilerine okula dönüşmek üzere 2019 Eylül ayına kadar süre tanıdı. Bu süreçte dönüşüm adına, eski dershane sahipleri çalıştılar ve ciddi bir oranda okula dönüşmeyi başardılar. Kısacası, bu ülke bir süreç yaşadı ve bu süreçten en fazla etkilenen eğitimciler çok çaba gösterip ciddi oranda hükümete destek oldular. Peki, dershaneler kapatılınca sınavlara hazırlık sorunu çözülecek mi ya da bu süreçte ne olacak diye çok konuşuldu. Dört yılın sonunda ne mi oldu? Önce ‘3 ders kursları’ açıldı, sonra tek derse dönüştürüldü. Her seferinde eğitim girişimcileri bu kararlara koşulsuz uydu.
ÖĞRENCİLERE BASKI UYGULANIYOR
Bu süreçte asıl sorun ‘kaçak’ ve ‘kontrolsüz’ kurumların ortaya çıkması ihtimaliydi ki bu da oldu. İlginç olanı MEB’in il ve ilçe teşkilatları bu merdiven altı oluşumlarla pek de mücadele etmedi. İlginç olan merdiven altı bu kaçak, kontrolsüz yapılarla ilgili bir istatistik de yok elimizde ve tabii bu durumda da bunlarla nasıl mücadele edecek bu da belli değil. Sadece benim oturduğum bölgede beş tane başka isim altında kurulmuş kaçak kurum var. Bu kurumlar çatır çatır kayıt alıyorlar, üstelik buralarda ciddi oranda devlet okullarında çalışan öğretmenler çalışıyor ve de onlar kendi okul öğrencilerine baskı yaparak buralara çekiyor çocukları.
Şimdi soruyorum: Sayın MEB yetkilileri, dershaneleri kapatırken gösterdiğiniz o mücadeleci tavrı size destek olan, siz ne dediyseniz onu yapan eğitimcileri ve kurumlarını korumak için de gösterecek misiniz? Kaçak, vergisiz, kuralsız kurulan, boşluktan faydalanıp gariban halkın parasını alan bu kurumlara karşı da kullanacak mısınız?
Şimdi dürüst olma zamanı, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki net duruşu ve bakanlığın çalışmalarına rağmen bu kaçak yapılara ve merdiven altı kurumlara çocuklarımızın gitmesine göz mü yumacaksınız? Yoksa izlemeye devam mı edeceksiniz? Bu ülkenin Cumhurbaşkanının bu konudaki tavrı bu kadar net iken, saha da eğitimi yöneten bazı yerel yöneticilerin bu konuda neden daha aktif ve daha kararlı olmaması ilginç geliyor bana...