Hatsune Miku, 2007’de yaratılan hep 16 yaşında kalan, turkuaz renkli uzun saçları olan sanal, Japon pop şarkıcı bir vocaloid.
Gerçek orkestra eşliğinde, gerçek insanların olduğu hatta izdiham yarattığı konserlere çıkıyordu.
Aslında bir yazılım ve dünyanın en meşhurlarından… O kadar popüler ki sürekli turnedeydi. Pandemi onu da etkiledi tabii. Ben de Türkiye’ye getirmek için bir ara teklif almıştım, ama bütçeyi denkleştiremedik. Yine de sağ olsun Hatsune, uzun yıllar sunumlarımda açılış videom olarak bana da epey yardımcı oldu. İnternetten arayın, videolarına bakın, pek sevimli bulacaksınız. Saniyeler içinde kılıktan kılığa giriyor, şıp diye tarz değiştiriyor ve sahnede üç boyutlu, adeta canlıymış gibi şarkı söylüyor. Konserlerde arkasında daima insanlardan oluşan bir müzik grubu oluyor. İnanılmaz bir hayran kitlesi var. Hediyelik eşya sektörünün önemli figürlerinden Hatsune’li olmayan, yapılmayan ıvır-zıvır bir şey kalmadı desek yalan olmaz…
Rekabet her yerde!
İşte o Hatsune’ye ve benzerlerine sıkı bir rakip geliyor, hatta geldi ve ünlü K-POP kız grubu aespa, geçenlerde aralarına 'ae-KARINA' adında yeni bir üyenin katıldığını duyurdu. Böylece gerçek insanlardan oluşan K-POP grubuna ilk kez bir sanal üye, avatar dâhil oldu.
Ae-Karina, tamamen sanal bir vocaloid ve 20 yaşında. Taklidi olduğu esas Karina ile şimdiden röportajlar vermeye, provalar yapmaya başladı. K-POP camiası dalgalandı, rekabet kızıştı. Dünya 2020’de başka derdi yokmuş gibi bunu da gördü, çok şükür…
Peki ben bu haberi neden önemsedim? Kuşkusuz teknolojinin hayatımıza iyice karıştığını anlatacak iyi bir örnek olması; sanata, müziğe, eğlenceye etkisi vb. gibi sebeplerle bu hafta gündeme aldım.
Ancak, asıl nedenim Z’ler arasında önlenemez yükselişini sürdüren K-POP kültürüne dikkat çekmek istemem oldu.
K-POP nedir, neden önemlidir?
K-POP, İngilizce 'Korean Pop'ın kısaltması. Kore popu demek. Dijital dünyaya doğan Z Jenerasyonunda salgın gibi yayılan ve aslen Güney Kore’den çıkıp, 12-18 yaş grubunu etkisi altına alan müzik gruplarına topluca verilen ad.
3-9 kişilik, genelde sadece kız ya da erkek gruplardan; çocuksu, steril, masum, hepsi birbirine hem benzeyen hem de çok farklı, cinsiyetçi çağrışımlardan, seksapelden uzak, güzel, rengarenk yapma bebek gibi Koreli gençlerden oluşuyor.
Yaptıkları müzik ve tarzlarıyla 'kusursuzluk, temizlik, masumiyet, çocuksuluk vb.' imajı yansıtıyorlar. Kıyafetleri, makyajları, mimikleri, günlük hayatlarındaki sıra dışı, özel yaşam tarzları, gençlerin, ergenlerin, özellikle ana-baba, toplum baskısı altında ezilen yaşıtlarının, muhafazakar kesimlerdeki gençlerin büyük sempatisini kazanıyor. Onların idealize edilmelerine sebep oluyor.
Z neslinin yaralarına parmak basan şarkı sözleri, söylemleri ile dünya gençliğini kasıp, kavuran K-Pop gruplarının görselliği, videoları, klipleri ve sahne şovları geleneksel sanatçılarınkinden çok farklı, renkli ve tamamı genç hayranları tarafından büyük bağımlılık ve tutku ile takip ediliyor.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de popülariteleri kontrol edilemez bir şekilde yükseliyor. Kore dizilerin, kozmetik ürünlerine ve modasına ilgi çok yüksek. Hatta sıkı durun Z Neslinin en çok öğrenmek istediği dillerin başında artık Korece geliyor.
Kısacası Kore, marka değerini, geleceğin satın alma gücü olacak dijital Z’leri özellikle K-POP müzikle etkileyerek yükseltiyor. Çok zekice değil mi?
Peki kim bu 12-18 yaş gurubunun bayıldığı K-POP Gruplarını oluşturan gençler ve onları ayrıştıran, Z neslinin “kendisine yakın bulmasına, kendisini özdeşleştirmesine neden olan faktörler?
Günümüzün The Beatles’ı; BTS…
Her çağın, zamanın ruhuna göre idoller çıkıyor. Şimdinin en popüler olanlarından biri BTS (Bangtan Boys). Taylor Swift ve Justin Bieber'ın rekorlarını kıran BTS, aynı zamanda en fazla Twitter etkileşimine sahip gruplardan. O kadar popülerler ki, 'günümüzün The Beatles'ı' olarak bile adlandırılıyorlar.
Aslında müzik endüstrisindeki büyük sermayedarların birer projesi, daha doğrusu kölesi olan bu grupların iç yüzleri hiç de dış görünüşleri gibi masum ve saf değil.
Gençlerin bayıldığı türde müzik yapmalarının ötesinde neredeyse tarikatvari inanç grubu gibi hareket eden K-POP gençlerinin aşık olmaları, madde kullanmaları, kilo almaları yasak. Evlenmeleri izne tabi. K-Pop gruplarının fiziksel olarak da formda olmaları gerekiyor. K-POP grubunda olmak demek; grup elemanlarıyla bir arada yaşamak, 47 kiloyu aşmamak, sabah 5’ten akşam 11’e kadar dans edip, eğitim almak, ebeveynler ya da akrabalarla özel izinle görüşmek demek.
Rahatsız etmeden izleyin
Guruplar takipçilerine kendilerine sadık olunması için neredeyse baskı yapıyor ve koskoca kurumların bile beceremediği seviyelerde yardım toplama faaliyetleri örgütlüyor, gençlerdeki idealist duyguları, kahramanlık ideolojisini bu dayanışma duygusu içinde tetikliyor ve etkiliyorlar.
Dans figürleri son derece hızlı, teknik ve yüksek enerji isteyen hareketlerden oluşuyor. Estetik, görünümlerine çok önem veriyorlar. Grup üyeleri tarzlarını sürekli değiştiriyor, moda akımları yaratıyorlar. Platin sarısı, rengarenk saçlar, fantezi ceketler ve aksesuarlar ya da yırtık kotlar, bohem sokak serserisi kılıkları, parlak kıyafetler ve devamlı değişen saçlarla ve dolayısı ile son derece hareketli-değişken klipler, videolar, sahne şovları ile sürekli merak edilir, kopyalanır kalmaya gayret ediyorlar. Gruplar daha doğrusu onlara para yatıran sermaye grupları arasında acımasız bir rekabet sürüyor.
İmajları, bırakın albümden albüme; her şarkıdan şarkıya bile değişiyor. Böylelikle yeni nesil gençlerin çabuk sıkılan, hemen bıkan, doyumsuz, dikkati dağınık hallerine çok iyi geliyor, her şarkının dikkat çekmesini ve farklı hissedilmesini sağlıyorlar.
Ciddi bir disiplinle ve kendilerine has yaşıyorlar. Özel ve anlaşılmaz bir iletişim şekilleri, dilleri var. Eğer çevrenizde “Hangi Fandom’dansın?” “Bias’ın kim?” “Oppacı mısın?” gibi bias, oppa, noona, dongseang, bagel girl, sunbae, hipper, hallyu gibi farklı kelimeler kullanan, gözlerini ekrandan kaldırmayan, kulaklarından kulaklığını çıkarmayan gençler varsa bilin ki onlar büyük ihtimalle K-POP’cu…
Rahatsız etmeden izlemenizde fayda olabilir…