Devletin duyuracağı açılma tarihini bir süredir bekleyen mekanlar son birkaç haftadır hazırlıklara hız vermişti. Pazartesiden itibaren kısmi olarak hizmet verebilecekleri açıklanınca da birçok yer düğmeye bastı. Tabii eğlencesiyle meşhur mekanlar bir süre yemeğe ağırlık verme durumunda. Öyle vur patlasın çal oynasın günleri henüz gelmedi. Salgın öncesi açılan ama şanssız bir döneme denk gelen Ataşehir’deki The Muhtar bu cuma görkemli bir açılışa hazırlanıyor.
Bir süredir Anadolu yakasındaki mekanlardan vazgeçmeyen İlgi Gövsa’nın işlettiği, Ergun Yıldız imzalı The Muhtar üstü açık bölümüne, masaların aralarının açık olduğu bir düzen kurmuş. Çalışanların ateşleri düzenli ölçülüyor ve artık standart haline gelen birçok hijyen kuralına da titizlikle uyuyorlar. Bu cuma yeni normalin ilk mekan ziyaretini yapıyorum. Bakalım neler yaşanacak.
YAZLIK PANDEMİ
Yazlarımızın en büyük konusu “Bodrum mu Çeşme mi?” iken bu yıl bambaşka bir şeye odaklanıyoruz: Acaba sezon nasıl geçecek? Bu iki beldede hiç açmayı düşünmeyen oteller ve restoranlar var. Açacak olanlar da masaları azaltıp müşteri bekleyecek.
Fairmont’un içindeki Aila’nın işletmecisi Kemal Üşenmez yazı boş geçirmemek için rotasını Bodrum’a çevirdi. Geçen yıllarda Yalıkavak’ta Manifesto ve Yalan Dünya isimleriyle hizmet veren deniz kenarındaki geniş mekanı bambaşka bir hale çevirdi. Canlı müzik ve ödüllü bir şefin menüsüyle beklentileri yüksek bir müşteri kitlesini ağırlamayı hedefliyor. İsmi de Pandemi!
Üşenmez’in ikinci projesi ise Cennet Koyu’nda ağaçlar içinde bir gündüz kulübü. Konukların sosyal mesafeye fazlasıyla uyarak geniş bir alanda yayılabileceği, happy hour saatlerinde iyi müzik dinleyebileceği bu mekanın adı ise Qurantine in Forest, yani ormanda karantina!
Mekanlarını 25 Haziran’da açmaya hazırlanan genç işletmeci, seçtiği isimlerin salgın sonrası esprili bir mesajı olacağını düşünüyor. Açılış gecesinden elde edilecek gelirin bir bölümünü de sağlık çalışanlarına bağışlayacağını öğrendim. Bodrum’da mekan sıkıntısı çekileceğini düşünürsek bu iki markanın yazı hiç de fena geçirmeyeceğini öngörüyorum.
AYDINLANMA
Armağan Çağlayan, YouTube programına konuk ettiği İrem Derici ile ilgili gazetelerde çıkan bir haber yüzünden muhabirlere Twitter’da ateş püskürmüştü. Konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan komedyen Kaan Sekban ise nedendir bilinmez “Ya okuyan var mı ki bunları artık” diye cevap vermiş.
Üstüne de Armağan Çağlayan’a yaranma amaçlı birkaç söz söylemiş. Muhabir arkadaşımız Emrah Akçay durumu açıklayıp ikisine de güzel bir cevap vermiş, o konuya hiç girmiyorum. Ancak Kaan Sekban’ın yazılı basın için böyle bir tavır almasını anlamış değilim. Daha birkaç ay öncesine kadar maaşlı bir basın danışmanı çalıştırıp, haberlerinin girmesi için uğraşıyor, gazetecileri gösterisine davet ediyordu.
Medyada değişen dengelerin, sosyal medyanın yükselişiyle yazılı basının yerinin farklılaştığının ayırdına karantinada vardı herhalde. Tabii herkes kendine göre bir aydınlanma yaşadı bu süreçte. Kaan Sekban’ınki de bu yönde olmuş. Ama şunu unutmamak gerekiyor ki, internette okuduğunuz haberlerin büyük kısmı kağıda basılı gazetelerden alınarak sitelere konuyor.
O yüzden evet, “hâlâ bizi okuyanlar” var. Üstelik artık gazeteye yazdıklarımız ertesi gün kaybolmuyor. Her şey internette yıllarca ulaşılabilir bir şekilde duruyor ve okunuyor. Söz uçuyor, yazı hep ama hep kalıyor.
GÜMÜŞLÜK İLHAMI
‘Saz Söz Mavi’ albümüyle geniş kitlelerin beğenisini kazanan Mavi, ‘Karya Kayıtları’ adını taşıyan yeni bir projeye başladı. Projenin ilk şarkısı ‘Hiçedönük’ geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Gümüşlük’e yerleşen Mavi, ilhamını Bodrum’dan alıyor, kayıtlarını da yine burada yapıyor. Buram buram Bodrum kokan şarkılar bizi bekliyor.