Magazin mutluluk verir. Yarısı ‘Ünlünün yaşadıkları güzel şeyler benim de başıma gelebilir’ umududur. Diğer yarısı da yıldızlar boşandığında, kaza geçirdiğinde, hasta olduğunda ‘İyi ki benim başıma gelmedi’ rahatlamasıdır. Ünlülerin hayatı işte bu yüzden çekicidir. Ama biliyorsunuz artık tüm dizi oyuncuları, şarkıcılar konservatuar mezunu, orta ve üst sınıf ‘düzgün’ ailelerden geliyor, yabancı dil biliyor, çok iyiliksever, saygılı-düzeyli ilişkiler yaşıyor ve çok mutlu. Dram yok. Var aslında da “Özelime saygı gösterin” ikiyüzlülüğü ile saklıyorlar. Yani magazinin mutluluk veren bir yarısı artık eksik. Ben artık sürekli hasta çocuklara yardım kampanyası yapan, tencere tava reklamına çıkan, Instagram’da alışveriş linki veren kusursuz ünlülerden çok sıkıldım. Hele cevapları basın danışmanının yazdığı e-mail röportajlarından. Ünlüler eskiden fotoğrafçılara soyunurdu, artık mecazi anlamda menajerlere, markalara soyunuyorlar.
SKANDAL KRALI TARKAN
Perihan Mağden ta 2014’te verdiği bir röportajda “Starın rezil olma potansiyeli de önemlidir. Menajerler artık imajı koruyarak herkesin iyi aile çocuğu olarak iş yapmasını sağlıyorlar. Eski tarz, yaralı yıldızlar, manyaklıklar, skandallar, façayı çizdirmeler artık ortaya çıkmıyor” demişti.
O kadar haklı ki! Artı o rezaletler, façayı çizdirmeler onları daha da yıldızlaştırmadı mı? Tarkan 1994’te Savaş Ay’a “Çişim geldi” dedikten sonra da, 2001’de Reha Muhtar ‘özel’ fotoğraflarını yayınladıktan sonra da kısa bir ortadan kaybolma döneminin ardından büyük patlamalar yaptı. Ve bugün hâlâ Türkiye’nin en büyük starı.
Günümüzün steril starları, fotoşoplu fotoğrafları, haftada 5 kez pilatesli dergi röportajları, çim suyu detoks içecekleri, kusursuz Instagram yaşamları ve köy okulları sosyal sorumluluklarıyla o kadar sıkıcı ki. İşte o yüzden de bir yarıları eksik ve aslında star falan değiller. Ne varsa eskilerde var.
SIK SIK TAKSİLERDE SIZARDI
Serseri star Teoman da planlamadığı halde bu rezil olmaları sayesinde yerini sağlamlaştırdı. Tabii bir de iyi albümler yaptı. Az mı izledik magazin programlarında bar kapılarındaki sarhoş hallerini. Ayda 2 kez ‘Teoman takside sızdı’ haberleri yapılırdı. Ne oldu? Hâlâ rock müziğin en ünlü yıldızı kendisi. Son olarak bir de Deniz Seki örneği var. Kadıncağız hapislerde yattı. Hem de çok ayıplanan bir suçtan. Pandemi başlayana kadar konserleri, kulüp programları full çekiyordu. Kazanan yine Deniz oldu.
ÖNCE BAYILDI SONRA AĞLADI
Ebru Gündeş ise kırılganlık kontenjanından, yani façayı çizdirerek starlığa yükseldi. 1999’da kameralar önünde beyin kanaması geçirince kariyeri yükselişe geçti. Olayı unutmamamız için çekilen Ebru Gündeş’siz ‘Dön Ne Olur’ klibini hala arada açıp izliyorum.
Hatırlarsanız 2013’te eşi Amerika’da tutukluyken televizyonda ağlayarak “Çocuğum etkileniyor” demesiyle kırılgan starlığı başka bir boyuta taşımıştı. Herkes birkaç gün eleştirdi ama kazanan yine Gündeş oldu. Günay’daki programları 7 yıldır kapalı gişe. Hem de yüksek fiyatlara rağmen.
REKLAM YAP REKLAM AL
Hande Erçel’le Kerem Bürsin’in dizisi tuttu mu bilmiyorum ama orada ekran dışında ayrı bir film çekiliyor bence. Zaten başrol oyuncularının arasında bir aşk söylentisi yaratmak eski numaradır. Israrla inkar etmeleri de bunun bir parçasıdır. Böylece ekrandaki aşk gerçek hayata yansır gibi olur. Reytingler artar. Partnerler normalde çıkamayacakları kadar gazeteye, sosyal medyaya çıkar.
Bol bol reklam olur. Bu Hande Erçel-Kerem Bürsin hikayesi de aynen böyle. Buna reklam aşkı da diyemiyoruz çünkü ikisi de “Aşk falan yok” diyorlar ısrarla. Tabii ki yok. Ama reklam var reklam. Bu reklam sadece diziye değil oyunculara da yarıyor.
Kaşeleri yükseliyor. Hande Erçel verdiği demeçlerde o kadar çok konuştu ve ağzı o kadar uzun süre açık kaldı ki sonunda diş macuncuların dikkatini çekti. Kendisi Signal ile anlaşma imzalamış. O dişleri daha sık görmeye hazırlanın.
TÜRKÇEYE SAHİP ÇIKIN
Cehaletle karşılaştığımda tansiyonum yükseliyor, ateşim çıkıyor, sinirleniyorum. Nedeni de bunun karşısında çaresiz kalışım. Cehalet her zaman vardı ama cahil kendini bilirdi. Eğitim değerliydi ve doğrusunu gören cahil susardı. Şimdi öyle değil. Türkçeye büyük kötülükler yapan Demet Akalın bu sefer de kızının kitaplarındaki ‘ilköğretim’ ve ‘başöğretmen’ gibi birleşik kelimelerin hecelenme şekline takmış.
Tabii ki yanlış bilgisiyle Instagram’da Milli Eğitim’in kitabına saydırmış. Bir de demiş ki “Her şeyi değiştiriyorlar”. Şimdi Akalın’a birleşik kelimeyi mi anlatacaksın, ulamayı mı? O kelimeler, ilkokulda öyle gördüğümüz için 40 yıl diyorum (yaşım 46), en az 40 yıldır öyle hecelenir. Değişen bir şey yok. Siz öğrenememişsiniz. En korkunç şey de Instagram’daki magazin sayfalarında yüzlerce kişi Demet Akalın’ı haklı bulup ilkokulda farklı öğrendiklerine inandırmışlar kendilerini.
Madem ilkokulda öğrendiklerinizi bu kadar iyi hatırlıyorsunuz, dahi anlamındaki ‘de’leri ayırmayı nasıl beceremiyorsunuz? Toplumda yozlaşma dilden başlar. Bizde dili çoktan aştı sosyal medyaya yayıldı. Siz ülkesini, vatanını, dilini sevenler; Türkçeye sahip çıkmak bu yozlaşmayı durdurur. Dilin doğru konuşulması ve yazılması medeniyetle eşdeğerdir. Türkçenize sahip çıkın.
CEHALET ZİRVEDE
Özellikle Instagram magazin sayfaları takipçilerinin profili hiç umut verici değil. Yanlışı kucaklayıp savundukları gibi, her tür bilgilerinden çok eminler. Bir laf vardır “Cehalet ne kadar güzel şey, her şeyi biliyorsun” diye. Kitap okumayı geçtim hadi. Ama ellerindeki telefonla internette gezip 21. yüzyıl hakkında çok şey öğrenebilirler. Dünyanın nasıl bir yer olduğu konusunda bir fikir sahibi olabilirler.
Ama yok, onu yapmak yerine tek yaşam tarzı onların yaşam tarzı, tek doğru düşünce onlarınki sanmaya devam ediyorlar. Sonra da herkesi ortaçağdan kalma bir mantaliteye uydurmaya çalışıyorlar. Cahillerden oluşan bir kanaat önderi ordusu var Instagram’da.
Göbeğini açan hamile kadına, askılı tişörtünden omzu görünen oyuncuya, kızının reglini paylaşan Ceyda Düvenci’ye; kendi eşine dostuna akrabasına söyleyemeyeceği şeyleri sıralıyorlar. Bir de ‘siz’ değil ‘sen’ diyorlar hep. Nezaketten, medeniyetten çok uzaklar kısacası. Ve ne yazık ki çoğunluktalar. İşimiz çok zor çok!
TUBA BÜYÜKÜSTÜN KEKLENDİ
Hiç hoşlanmadığı halde magazine sık sık konu olan Tuba Büyüküstün de bu popülerlikten yararlanmayı biliyor. Hakkında çıkan aşk haberlerini yalanlayarak gündemde kalan Büyüküstün, Eti Browni’nin reklamında oynamış. Tuba o kekleri gerçekten yiyor mu acaba? Aralıklı oruç yapıp gündüz 12.00-18.00 arası saat başı bir tane ağzına atıyorsa hiç şaşırmam. Ama başka hiçbir şey yemiyordur. Neyse, her ne yapıyorsa çok iyi görünmeyi başarıyor. Umarım bu kekler ona kilo aldırmaz.
FİLM GİBİ
Özcan Deniz’in hayatı çektiği dizilerden daha heyecanlı, daha olaylı. Şarkıcı, 15 ay evli kalıp 2019’da boşandığı, oğlu Kuzey’in annesi Feyza Aktan’la mahkemelik olmuştu. Feyza Aktan, Özcan Deniz’e ait, oğluyla oturduğu evden çıkmak istememişti.
Dün de ortaya çıktı ki Aktan Özcan Deniz ve abisi Ercan Deniz hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunup 2 ay uzaklaştırma kararı aldırmış. Ölümle tehdit edildiğini söyleyen eski eşine sosyal medyadan cevap veren Özcan Deniz yaptığı açıklamada “Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Şiddet uygulamadım, eski eşimi maddi manevi mağdur etmedim.
Yeni bir projemin arifesinde de bunların yaşanması ayrı bir konu” dedi. Duyduğuma göre Özcan Deniz, yeni dizisi için senaristlerin getirdiği senaryoyu beğenmemiş ve ilk iki bölümü oturup kendisi yazmış. Eee tabii kendi yaşadıklarından bol bol malzeme çıkıyor. Özcan deniz bu dramdan 5 sezon çıkardığı gibi 2 de uzun metraj çeker.