Geçen hafta başladığım Bodrum haberlerime devam ediyorum. Ama bu yaz orada o kadar çok mekan açıldı ve o kadar fazla hareket olacak ki her hafta Bodrum yazacağım gibi görünüyor...
SEZONU AÇTI
Amerika, Meksika ve Fransa’da şubeleri olan, Miami’nin meşhur Villa Azur’u geçen yıl Bodrum’daki D Plaj Evleri’nin iskelesine beach club açmıştı. Villa Azur bu yaz Bodrum’a hareket getirmeyi hedefliyor. Markanın ortaklarından Michael Martin Bodrum’u Türkiye’nin French Riviera’sı olarak gördüğünü söylemişti. Yalıkavak Tilkicik Koyu’nda bulunan Villa Azur Beach & Restaurant gündüzleri plaj hizmeti sunuyor. Akşamları da restoran oluyor.
DENİZE KARŞI KEBAP
Bodrum tatilimin en önemli duraklarından biri Sumak oldu. Perviz Resuli’nin sahibi olduğu Sumak Maslak’ta bir kebap fast food markasıyken burada lüks bir mezeci/ kebapçıya dönüşmüş. Beyaz Suites Otel’in içine konuşlanan Sumak’ın mezeleri özenli ve Bodrum’un taze malzemeleriyle hazırlanmış. Perviz, kebaptaki iddiasının hakkını veriyor. İlk aşama olan doğru eti büyük profesyonellikle seçiyor. Eti en iyi şekilde pişirebilen ekip de ikinci aşama. Sumak’ta bu da mevcut. Perviz, yıllarca yeme içme sektöründe hep yönetim kısmında olmuş.
Otellerden restoranlara birçok markada yöneticilik yapmış. Kebabın en iyi adreslerinden biri olan Tike’de etin inceliklerine vakıf olan Perviz, kendi restoranını açarken de bu konuya yoğunlaşmış. Maslak’taki Sumak evlere taşınan ofisler yüzünden sıkıntılı bir başlangıç yapsa da paket servise gösterdikleri özenle o alanın öne çıkan lokantalarından biri olmuş. Ama dediğim gibi Bodrum’da bambaşka bir konsept var. Denize karşı kebabınızı yiyip uzayan gecede unutulmaz sohbetlere dalabilirsiniz. Fiyatlar da Bodrum şartlarına göre son derece uygun.
DOĞAL ORTAM
Bodrum’a gidip de Tayfun Topal’ın Bozukbağ Kahvaltıcısı’na uğramamak olmazdı. O rengarenk masalarda, ağaçların gölgesinde şahane bir kahvaltı yapma fırsatını kaçıramazdım. Tek üzüntüm öğle saatlerinde dönüş uçağımın olmasıydı. Akşama kadar oturmak isterdim. Bu gene de közde pişmiş kahve keyfi yapmamı engellemedi. Bozukbağ’ın verdiği mutluluğun sırrı sadece yiyip içtiklerinizin değil, ortamın da süper doğal olması.
Ötede otlayan keçiler, su içen ördekler görüyorsunuz. Biz şehirlilerin özlemini duyduğu en büyük şey. Hafta içi bile full çeken Bozukbağ’daki kahvaltı servisi akşam saatlerine kadar sürüyor. İşletmenin başına da bu yıl Şef AsımYıldız geçmiş. Bodrum’a giderseniz mutlaka burada bir kahvaltı yapın.
ŞIKIR ŞIKIR
Yalıkavak’taki Highlight Otel’in yenilendiğini yazmıştım. Plajındaki Miya Beach de bu yenilikten payını almış. Şıkır şıkır bir ortam olmuş. Sağ olsunlar hiç de ucuz olmayan deniz üstündeki localardan birine girip bakmama izin verdiler. Gerçekten insan kendini zengin hissediyor girince. Duyduğum dedikoduya göre ünlü bir zenginimiz izole olmak için deniz üstündeki bu localardan birine sezonluk 180 bin TL ödemiş.
Neredeyse ev kiralar gibi! Miya Beach’e dönersek, pırıl pırıl bir ekip var iş başında. Tüm hazırlıklar tamamlanmış. Müşterilerin konforu için de her şey düşünülmüş. Garsonlar hızlı ve kibar. Menü keyifli ve lezzetli. Favori kokteylleri ise içinde her derde deva bentonit beyaz kil bulunan koronasavar. O kadar sağlıklı ki içince korona olmanız imkansızlaşıyormuş.
NASIL MARKA OLUNUYOR?
Türkbükü’nün en eski balık restoranı Atılay’ın sahibi Atılay Beytorun ile tanıştım. Bazı restoranların neden markalaştığını ve yıllardır müşterisini neden hiç kaybetmediğini mekanda yarım saat oturduktan sonra anlıyorsunuz. Öncelikle Atılay Bey neredeyse tüm müşterilerini tanıyor.
Çünkü artık burası bir müdavim mekanı olmuş. Masalardan sosyete sayfalarında gördüğünüz cemiyet hayatının ünlü simaları eksik olmuyor. Garsonlar onların ne yiyeceğini, neyi sevdiklerini biliyor. Böyle bir restorana hep gitmek istersiniz. Atılay Bey’in oğlu Oğulcan Beytorun da babasının yanında. Baba oğulun enerjisi de çok pozitif.
35’İNCİ RESTORAN SUADİYE’DE
Ülkenin en büyük yeme içme gruplarından biri olan All Points'in bünyesinde Midpoint, Welldone markaları vardı. Sonra meyhane markaları BiDaha ve Akbabalı Meyhane geldi. Ardından Kırıntı gruba dahil oldu. Şu an 48 restoranıyla dev bir gruba dönüşmüş durumdalar. Bu restoranların ortak noktası yenilikçi olmaları, yerli ürün kullanmaları, sürdürülebilirlik odaklı çalışmaları ve lezzeti garantilemek için birçok malzemeyi kendilerinin üretmeleri.
Grubun ilk göz ağrısı Midpoint İstanbul, Ankara, İzmir, İzmit, Bursa, Antalya ve Mersin olmak üzere 7 şehirde 35 restoranı ile faaliyetini sürdürüyor. 35'inciyi de Suadiye'de açtılar. 300 kişilik Midpoint Suadiye'nin gizli silahı 184 kişilik bahçe bölümü. Malum hem yaz geldi hem de pandemi nedeniyle herkes açık havayı tercih ediyor. Özel toplantı ve kutlamalar içinse üst katta daha izole bir ortam da bulmak mümkün. Bu arada duyduğuma göre All Points, Midpoint markasıyla Avrupa’ya açılma planları yapıyormuş.
ÖZLENEN PASTANE
Üçüncü yılını kutlayan Arnavutköy’deki La Pierre Patisserie, unutulmaya yüz tutmuş eski pastane kültürünü yaşatıyor. Bahar Ünal’ın yurtdışındaki pastanelerden esinlenerek kurduğu mekanda her sabah taze kruvasan, simit, paskalya, tahinli çörek, ay çöreği bulmak mümkün. Çay saatleri için hazırlanan günlük kurabiye ve pastalar da çok gözde. Fransız konseptli La Pierre Patisserie, Arnavutköy’de Boğaz’a karşı manzarası ile de keyifli bir ortam sunuyor.
ASSOS’TA HUZUR
Bodrum Çeşme’nin kalabalığından hoşlanmayanların rotalarından biri Çanakkale ve civarı oluyor yazları. Assos’un en huzurlu bölgelerinden Ayvacık Büyükhusun Köyü’ndeki Sunaba Kasrı Otel tatilcileri sakin bir molaya davet ediyor. Oksijenin bol olduğu bir lokasyona kurulan otelin manzaralı ferah odaları, havuzu ve içi antikalarla döşenmiş ortak alanları sessizliğin peşine düşenleri bekliyor.
KALYON KÜLTÜR’DE KARMA SERGİ
Nişantaşı’ndaki Taş Konak’ta bulunan Kalyon Kültür’de ‘Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler’ sergisi açıldı. Farklı teknik ve malzemelerle çalışan yedi sanatçının yapıtlarını içeren serginin açılışında Kalyon Kültür Kurucusu Sena Kalyoncu, sanatçılarla bir araya geldi. 25 Kasım 2021 tarihine kadar gezilebilecek sergide, Ali İbrahim Öcal, Ahmet Duru, Ayşe Gül Süter, Melis Buyruk ve Sadık Arı’nın yeni ve yakın dönem yapıtları yer alıyor. Ayrıca Dikine Ongoing Project’in ‘Şey ve Tekrar’ isimli mekana özgü uzun süreli performans ve video yerleştirmesi, Umut Sevgül ve Barbaros Kayan tarafından gerçekleştiriliyor. Serginin küratörlüğünü Sezgi Abalı, koordinatörlüğünü ise Bahar Güneş üstleniyor.