Aleyna Tilki ilk meşhur olduğu günden bu yana “Dünya starı olacağım” dedi durdu. Biraz güldük, biraz da “Hayalci tatlı kız” deyip gülümsedik. Ancak kazanan kendisi oldu ve dediğini yaptı. Yani en azından ilk adımları atmış oldu. Herkes gibi ben de dün yayınlanan ‘Retrograde’i çok merak ediyordum. Aleyna’nın sitemli “Beni destekleyin” mesajından sonra hakkında olumsuz fikir bildirmek bir anda tabulaştığı için önce güzel yanlarını sıralayacağım. Aleyna’nın vokali de İngilizcesi de mükemmel. Stüdyo kaydı da o kadar iyi ki sesi her zamankinden daha başarılı geliyor. Bir de kendisi klipte çok güzel görünüyor.
TARKAN’DAN BERİ İLK
Ancak Aleyna’nın kendine yer edinmek istediği, müzik alıcısının ağırlıklı olarak Z kuşağı olduğu bir alanda popüler ‘sound’ çok hızlı değişiyor. Bu nedenle ‘Retrograde’ 2 yıl önce yapılmış bir şarkı gibi duruyor. Adı gibi retro. 20 yaşındaki Aleyna’nın şarkısını belki de 42 yaşındaki Diplo değil de daha genç bir prodüktör yapmalıydı.
Klip de 2000’lerin başında R&B şarkıcılarına çekilenler gibi. Aleyna tarzı ve karizması ile Türkleri fethettiği gibi uluslararası alanda da dinleyiciye kendini sevdirebilecek bir potansiyele sahip. Plak şirketi desteği ve daha doğru şarkılarla Tarkan’dan beri ilk uluslararası starımız olabilir. Yolu açık olsun.
BOYACI ALİŞAN
Şanslı ünlüler birer birer reklam filmlerine çıkarken, geçtiğimiz günlerde ikinci kez baba olan Alişan’ın kısmetine de Fawori Boya düştü. Alişan’ın kızı Eliz rızkıyla geldi. Babasının reklamdan kazandığı para ile geleceği de herhalde garanti altına alınmıştır. Alişan boya reklamında konuyla ilgili çocukluk anısını anlatmış: “Küçükken soranlara ‘Boyacı olacağım’ derdim. Her sene de evimi boyatırım.”
NÜNÜ MUHTEŞEM AMA...
Dijital platformdaki Nükhet Duru belgeseli çok konuşuldu. Hatta bir yıl önce albüm yayınlandığında ortaya çıkan ve açıklığa kavuşan Ali Kocatepe-Nükhet Duru anlaşmazlığını yeni duyanlar oturup bunu tartıştı. Belgeselin güzel yanlarından biri Nünü’nün uğradığı haksızlığı bir kez daha hatırlamamız oldu.
Diğer güzel yanı da Nükhet Duru’nun kendisiydi. Kameraya bakarak kendini en samimi şekilde anlatmasıydı. Tadı damağımızda kaldı ama asıl adı Muhittin’i kısaltarak kullanmayı tercih eden yönetmen Mu Tunç, Nükhet’i hiç anlamamıştı. İzleyici olarak böyle bir efsaneyle dönerci, ince belli çay ve martı alakasını kurmaya çalışarak ve hızlı sararak geçti büyük kısmı.
Armağan Çağlayan’ın YouTube programında ise Nükhet Duru yine muhteşemdi. Neler neler anlattı! Armağan Çağlayan ise ekibinin hazırladığı filmi Nünü ile ilk kez izliyormuş gibi her şeye şaşırıyordu. Nükhet Duru’ya kendisini iyi tanıyan, hakkını vererek anlatacak bir yönetmen ve program sunucusu diliyorum.
HAYAT DEVAM EDİYOR
BİZİ MEVLÂNÂ KURTARACAK
Aylardır evlere kapanan sosyal bünyelerden biri olarak artık sınıra geldiğimi hissediyorum. Sadece ben değil toplumun büyük kısmı böyle. O kadar çok komşularıyla kavga eden, sokakta tartışma çıkaran insanla karşılaşıyorum ki topluca terapiye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Zaten tüm dünyada antidepresan tüketimi çığ gibi büyüyormuş.
Tabii bu ruh haline çare olarak herkes bir şeyler deniyor. Ben de bugünlerde çok konuşulan ‘mindfulness’ ile ilgilenmeye başladım. Mindfulness, yaşadığın anı ve o anda etrafında gerçekleşenleri oldukları gibi fark etmek anlamına geliyor. Algılarını yeterince açıp zihinden geçen düşünceleri, vücudun hissettiklerini, kısacası gerçekleşenleri anlamak ve yargılamadan onlarla kalabilme durumuna deniyor.
KABULLENMEK GEREKİYOR
Bu konuda eğitimler veren Selda Ercan’a danıştım. Londra’da yaşayan Selda Ercan İstanbul’da hukuk okuyup dünyaca ünlü firmalarda çalıştıktan sonra psikoloji yüksek lisansı yapmış. Londra’ya taşınıp Oxford Üniversitesi’nde eğitim almış. Ercan zihnimizde yarattığımız olumsuz dünyada yaşadığımızı ve acizliğimizle, zayıflıklarımızla, hatalarımızla, başarısızlıklarımızla ve başarılarımızla tam bir insan olduğumuzu, bunu kabullenip değiştirmeye çalışmamamız gerektiğini söylüyor.
Bunu başarabilmek de bir mindfulness eğitimi gerektiriyor. Selda Ercan diyor ki “Bu sürecin dünya düzeni içinde bir yeri var. İnsanların kendi içine dönmesi gerekiyordu. Zihin çok kuvvetli bir güçtür. En eski mindfulness’çılardan biri Mevlânâ’dır. Oxford Üniversitesi’nde Mevlânâ’nın ‘Misafirhane’ şiiri okutuluyor. Kadim bir bilgi bu. Mindfulness hep vardı. Hiçbir şey yapamıyorsanız Mevlânâ’nın kitaplarını okuyup mindfulness’ı yakalayabilirsiniz”.
DÜŞÜNCEYLE İLETİŞİM
Gazeteci Ayşegül Ekinci, doktor olan abisini kaybettikten sonra içsel bir yolculuğa çıkmış. Hayatı, var oluşu ve ölümü sorgulamış. Sorularına yanıt bulmak için üç yıl boyunca ülke ülke dolaşmış. Ve sonunda ‘Sana Söyleyeceğim Çok Şey Var’ adlı kitap serisini yazmış. Serinin ilk kitabı ‘Son Yok’ Okuyanus Yayınevi etiketiyle raflardaki yerini aldı. Komadaki abisiyle düşünce yoluyla iletişim kurduğunu iddia eden Ayşegül Ekinci, kitabında hastane süreci boyunca yaşadıklarını anlatıyor.
MANOLYA NİDAKULE’DE
1980 yılında kurulan ve birçok şubesi bulunan Manolya Pastaneleri şimdi Ataşehir’deki Nidakule’de. Markanın kurucusu Hikmet Kantarcı’nın kızı Banu Kantarcı tarafından açılan bu şube tatlı ve pasta çeşitlerinin yanı sıra dünya mutfağından sunduğu lezzetlerle de adından söz ettiriyor. Manolya’nın uzmanlık alanı ise profiterol. Bu işi bir sanat olarak görüyor, çok özel bir çikolata, krema ve fıstık kullanıyorlar. Şu an sadece paket servis veren mekan restoranların açılmasını dört gözle bekliyor.
DUMAN ONLINE
Online konserler son hızla devam ediyor. Jack Lives Here: Duman konseri bu akşam JoJo’dan canlı izlenebilecek. Jolly Joker Vadistanbul sahnesinde düzenlenen konsere ister tek kişilik bilet alabiliyorsunuz, ister daha karlı olması için beş kişilik loca. Loca kısmı eğlenceli oluyor çünkü arkadaşlarınızla sohbet de edebiliyorsunuz. Aynı gerçek konserler gibi.