Depremden bu yana çocuklarla ilgili yazıyorum. Geçirdikleri travmayı acilen atlatmaları için hem okulda hem evde neler yapmalıyız, bundan sonra nasıl bir eğitim ve rehabilitasyon programı uygulanacak, bakanlıklarla-ilgili kurumlarla ve uzmanlarla görüşüp yazdım. Peki ama ebeveynini kaybetmiş ya da kaybolmuş, refakatsiz çocuklar ne olacak? Zira çok büyük sayıda anne-babasını/ailesini kaybetmiş veya kimliği tespit edilemeyen ya da bir şekilde ailesinden başka bir hastanede/ilde tedavi gören çocuk var. Bu çocuklar için şu an ne yapılıyor ve bundan sonra onları neler bekliyor?
HIZLI EŞLEŞTİRME İLE AİLEYE TESLİM
Tüm cevapları Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü olan Dr. Musa Şahin’den alıyorum. Öncelikle; refakatsiz çocukların kimlikleri tespit edilmemiş kimselere verilmemeleri için, Bakanlık Sağlık Bakanlığı ile bir çalışma başlatmış. Hastanede olan çocuklar, tedavileri bitince doğrudan Sağlık Bakanlığı’na teslim edilecek. TÜBİTAK’la yapılan işbirliği çerçevesinde ise kurumun yeni geliştirdiği ‘Derin Görü’ adlı web tabanlı uygulama kullanılıyor. Böylelikle çocuklarına ulaşamayan ailelerin sosyal medyada yayınladıkları her türlü veri-resim vs. kayıt altına alınarak sisteme yüklenmiş.
KİMLİK TESPİTİ YAPIYOR
Veriler daha sonra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na gelen başvurularla ve Sağlık Bakanlığı’nın hastanelerde kayıt altına aldığı bilgilerle eşleştiriliyor. Resimlerdeki benzerlik üzerinden de en hızlı eşleşme sağlanıyor. Örneğin ‘yüzde 95 eşleşme’ gibi bir oran tespit edildiğinde, başvuru yapan ailelerle temasa geçiliyor. Şimdiye dek 256 çocuk için eşleştirme yapılmış. Bunlardan 141’i ailesine teslim edilmiş. 194’ü için ise çalışma devam ediyor. 96 çocuğun da bu şekilde vefat ettiği öğrenilerek ailesine bildirilmiş. Tabii eşleştirme işleminden sonra kolluk kuvvetleri ve Bakanlığın İl Müdürlükleri, hem çocuk hem ailesi/yakını için kimlik tespiti yapıyor. Onlar teyit etikten sonra teslim gerçekleşiyor.
HASTANEDEKİ REFAKATSİZ ÇOCUKLAR
- Hastanede tedavi görüp refakatçisi olmayan çocuklar için Sağlık Bakanlığı ile ayrıca bir çalışma yürütülüyor. Böyle olan 1896 çocuk kayıt altına alınmış ve 1405’i ailesine teslim edilmiş. Refakatçisi olmayanlara ise Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı gönüllü öğretmenler hastanede eşlik ediyor.
- Tedavisi tamamlanan 105 çocuk ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı kurumlarda koruma altına alınmış durumda. Bakanlığa müracaat eden aileleri olduğu takdirde teslim edilecekler.
- Bu arada hastanedeki 1890 çocuktan 106’sının kimliği henüz tespit edilememiş durumda. Ya 0-6 yaş grubunda bebek olduğu, ya şokta olduğu ve konuşamadığı, ya yabancı uyruklu ya da yoğun bakımda olduğu için. Onlar için de çalışmalar devam ediyor.
ÇADIR VE KONTEYNERDE PSİKO-SOSYAL DESTEK
“Biz şu an sizinle konuşurken çadır kentlerde ve konteyner kentlerde yaşam devam ediyor elbette, Verda Hanım. Oradaki çocuklar için de sahada yoğun bir psiko-sosyal destek çalışması başlattık. Her çadır/konteyner kentte bir psiko-sosyal çadırı kurduk ve burada çocuk-dostu alanlar kuruyoruz. Zira oyun, çocukları en hızlı iyileştiren şey” diyor Dr Musa Şahin. Yerel sivil toplum kuruluşları ve uluslararası organizasyonlarla birlikte oyun terapileri başlatıyor, özellikle 0-6 yaş için hızla kreşler kuruyorlar.
ERGENLER İÇİN ATÖLYELER
13-18 yaş arasında ergenlik çağındaki gençler de bir diğer öncelik. Özellikle de sınavlara hazırlanan bu gençler için özel alanlar yaratılıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte; ‘dene-yap’ atölyeleri kurularak burada hem teknolojik olanaklara sahip olmaları, robotik kodlamaya ve zeka geliştirmeye yönelik eğitimler almaları, hem de teknolojik ve psiko-sosyal destek görmeleri sağlanacak. Ayrıca tüm çadır ve konteynır kentlere hızla oyuncak desteği sağlanmış. Giyim markası De-Facto ile yapılan işbirliği çerçevesinde de afet bölgesinde 1 yıl boyunca tüm kıyafet ihtiyaçları karşılanacak.
MUCİZE
Beni en çok etkileyen ise şu 2 gelişme oldu. 1’incisi; afet bölgesindeki 10 şehirde de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı altındaki hiçbir çocuk kurumunda (çocuk esirgeme kurumları, çocuk evleri) hiçbir yıkıntı, çökme olmamış. Dahası; hiç can kaybı yaşanmadığı gibi, tek bir çocuğun bile burnu kanamamış. Musa Bey’i dinlerken “bu gerçekten bir mucize” demekten kendimi alamadım.
BAKICILAR EŞLİĞİNDE
Malum; bazı apartmanlarda bir dairede 4-5 çocuk bakanlığa bağlı bir bakıcı eşliğinde yaşıyor ve buna da ‘çocuk evleri’ deniyor. Bölgedeki çocuk evlerinde yaşamakta olan 106 çocuk da hiç yaralanmadan kurtulmuş. Bu apartmanların hiçbirinde çökme, yıkılma olmamış. Devlet koruması altında yaşamakta olan bölgedeki 851 çocuk depremden sonra 2 gün içinde İstanbul, Ankara ve Konya’ya hızla nakledilmiş.
BEBEKLERE HIZLI KORUMA
Beni etkileyen 2’nci konu ise hastanelerdeki bebekler oldu. Bakanlık afet bölgesinde anne-babasına ulaşılamayan bebekleri Cumhurbaşkanlığı’na ait uçakla hızla Ankara’ya nakletmiş. Yavaş yavaş ailelerinin temasa geçmeye başladıklarını söylüyor Musa Bey.