Verda ÖzerÇekilelim artık engellinin önünden

HABERİ PAYLAŞ

Çekilelim artık engellinin önünden

Dünyada 1 milyar engelli var. Yani insanoğlunun 8’de biri kadar. Türkiye’de ise resmi rakam 1 milyon 559 bin 222 iken Engelsiz Yaşama Derneği’ne göre resmi olmayan rakam 9 milyon düzeyinde. Bir diğer deyişle; nüfusun yüzde 13’ü. Sorun ise şu: Avrupa’da engellilerin sadece 3’te biri kendini dışlanmış hissediyorken ve yoksulluk sınırı altında yaşıyorken, Türkiye’de bu oran yüzde 77. Yine Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ilkokuldan sonra okulu bırakan engellilerin oranı sadece yüzde 25 iken, Türkiye’de yüzde 60.

Haberin Devamı

Çekilelim artık engellinin önünden

DEMEK Kİ ENGEL YOK

İş hayatına gelince sorun daha da büyüyor. AB’de 15-64 yaş arasındaki engelli bireylerin istihdam oranı yüzde 47. Türkiye’de ise istihdam edilen toplamda sadece 90 bin engelli var! Ki 78 bini özel sektörde çalışıyor. Bu uçurum ise şu anlama geliyor: Aslında ‘engelli’ diye bir şey yok. Eğer istenirse, imkânlar sağlanırsa ‘engelli’ denilen bireyler kendini dışlanmış hissetmeyebilir veya ‘engelsiz’ kişiler gibi eğitim görebilir ve çalışabilir. Yani engeli yaratan bizleriz. Onların kaldırımlarda yürüyememesini, okulda eğitim görememesini, iş hayatına girememesini sağlayan hepimiziz. Özellikle de sokakta gördüğümüz ‘engelli’lere fırlattığımız o acıyan, yukarından bakan, dışlayan, yadırgayan ve hatta yargılayan bakışlarımızla. Onların aslında sadece farklı olduklarını görmeyip farklılıklarını engel sayan, dolayısıyla asıl engelli olan bizleriz.

KAMU BİNASINDA ENGEL

Bunun en dikkat çekici örneğini evvelsi gün yine ülkemizde yaşadık. Dünyanın ilk ve tek engelli ralli pilotu olan Kübra Denizci, sosyal medyada paylaştığı üzere, Şile Tapu Müdürlüğü binasına imza için çağrılınca ta Bursa’dan kalkıp gitmiş. Gitmeden önce de engeli nedeniyle asansör olup olmadığını sormuş ve çalışır durumda olduğu cevabını almış. Ne var ki vardığında asansörün çalışmadığını görmüş ve imzayı sadece üst katta atabileceği söylenmiş. Yetkili kişi bir kat aşağı inmeyince de mecbur 5-6 erkek Kübra Denizci’yi iskemlesiyle birlikte sırtlanarak bir kat yukarı taşımak durumunda kalmış!

Çekilelim artık engellinin önünden

ENGELSİZ YAŞAM İÇİN KANUNLAR

Haberin Devamı

Aslında engellilerin günlük hayatlarını hiçbir kısıtlamayla karşılaşmadan, hiçbir yardıma muhtaç kalmadan sürdürebilmesini ve tüm kentsel hizmetlere ulaşmalarını sağlamak için bir süre önce bir hareket başlamıştı. Erişilebilirlik alanında fiziksel, dijital ve zihinsel dönüşümün sağlanması için kanuni düzenlemeler ilk olarak 2005’te Engelliler Hakkında Kanun (engellilik alanında çerçeve niteliği taşıyor) ve 2007’de Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme (engelli hakları açısından evrensel ilkeleri ortaya koyuyor) çıkmasıyla hız kazanmıştı. 2020’de de Cumhurbaşkanı Erdoğan engelliler için ‘Erişilebilirlik Yılı’ ilan etmişti. Engelsiz, erişilebilir şehirlerin oluşması için İmar Mevzuatı’nda da -özellikle belediyelerin uygulaması için- son yıllarda iki önemli düzenleme yapıldı. Bunlardan biri; kentsel yapılaşma kurallarını belirleyen Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde 2017’de yapılan revizyon. Bununla belediyeler için “engelliler konusunda getirilen hükümlere uymakla ve bunları uygulamakla yükümlüdür” dendi. Bir diğer düzenleme de 2019’da Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği’nde yapıldı. Bununla da binaların ‘erişilebilir’ olması zorunlu kılınmış.

Haberin Devamı

PEKİ SONUÇ NEDİR?

Tüm bu kanuni düzenlemeler yapılmış yapılmasına ama peki sonuç nedir? Sonuç özetle şu: Engelliler için otoparklarda yapılan özel park yerini, engeli olmayan biri park ederek işgal ediyor. Ya da engelli biri hâlâ otobüslere binemiyor veya Kübra gibi bir kamu binasında hizmet alamıyor. Arabaların veya dükkânların kendi ürünleriyle işgal ettikleri kaldırımları hatırlatmaya gerek bile yok... Kısacası belli ki yasalar yetmiyor. Mesela 2014’ten beri şehiriçi yolcu taşıma hizmeti yapan araçlarda erişilebilir olmayanlara yolcu taşıma yetki belgesi ve ruhsat verilmemesi gerekiyor. Ama bugün engelliler neredeyse tamamen otobüse binemiyor. İşte tam da bu yüzden daha fazla yaptırım ve denetim getirilmesi gerektiği aşikâr. Hem de mimar ve mühendislerden belediyede ruhsat işlemlerini yapan teknik ekiplere, yöneticilere kadar.

Çekilelim artık engellinin önünden

FARKLILIKLAR KAPSANMALI

Artık teknoloji, yapay zekâ sayesinde neredeyse fiziksel olarak aşamayacağımız hiçbir engel yok. Ama maalesef zihinlerimiz hâlâ engelli. Şunu unutmayalım: Hiçbirimiz aynı değiliz. Her birimiz farklıyız ve o farklar sayesinde birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz var. Engelli dediğimiz kişilerin farklılıklarını engel olarak gören ve bunu hayatlarının önüne engel olarak yerleştiren biziz. O yüzden o kişilere göre de bizler engelliyiz. Onları kabullenmediğimiz için hayatlarındaki en büyük engel bizleriz. Toplumumuz herkesi kapsayana, tek bir birey bile kendini engelli hissetmeyene kadar hepimiz topyekûn engelliyiz.

 

Sıradaki haber yükleniyor...
holder