Okullar açılıyor. Peki şimdi okula giden öğrenciler hiçbir şey olmamış gibi aynen müfredata devam mı edecek? Yoksa depremle ilgili özel bir eğitim alacaklar mı? Psikolojik destek görecekler mi? Öğretmenler, müdürler ne yapacak, yapmalı? Peki ya aileler? Hepimizin kafasında sürekli dönen bu soruların cevaplarını, Türkiye'nin en iyi eğitimcilerinden birine sordum. Vakit kaybetmeden hemen başlıyorum.
NORMAL MÜFREDATA DEVAM MI?
İlk sorumuz şu: Şimdi çocuklar deprem öncesi kaldıkları yerden, müfredattan devam mı edecekler? Tabii ki hayır.
Teacher.net adlı dijital ağın kurucusu, eğitimci Ali Koç; önce bir hafta yoğun bir şekilde çocuklara doğal afetle, depremle ilgili özel eğitim/oryantasyon verilmesi; sonrasında bir süre haftada birkaç saat bu programa devam edilmesi gerektiğini söylüyor. Psikolojik danışmanların bu süreçte aktif olarak devrede olması, okulun bir bütün olarak yani müdüründen en alt seviyeye kadar herkesin 'deprem farkındalığıyla' hareket etmesi gerektiğini özellikle vurguluyor.
"Bir afet ülkesi olmamıza rağmen gördük ki, depremde en hazırlıksız olduğumuz alanlardan biri eğitim. Eğitim programımızda afet öncesi-esnası-sonrası diye üçlü bir eylem planı olmalı" diyor. Şu an afet-esnası aşamasında olduğumuzu, bu süreçte çocukların özellikle hızla okula başlamaları ve 'akran desteği ' almaları gerektiğini ekliyor. "Çocukları iyileştirecek tek şey; birbirleriyle oynamak, kendi dillerinde dertleşmek ve kendi dillerinde dünyayı anlamak, yani birbirlerinin desteğini almaktır" diyor.
DENGELİ İLETİŞİM ŞART
- Bu aşamada ailelere önemli görev düşüyor. "Ya hiçbir şey olmamış gibi ya da çok büyük bir şey sadece bizim başımıza gelmiş gibi davranıyoruz. İkisi de yanlış. Ortasında bir denge var" diyor eğitimci Ali Koç. Her yaşta çocuğa her şeyin o yaşa uygun bir dille anlatılabileceğini özellikle vurguluyor. "Sonuçta TV'den, etraftan birçok şey duyuyorlar. Anne-babalarının kaygılarını yoğun bir şekilde hissediyorlar. Eğer bilgiyi siz vermezseniz, sizin kontrolünüz dışındaki başka kanallardan akacaktır" uyarısında bulunuyor.
- Şu an çocukların yakınındakileri kaybetme korkusu taşıdığını hatta görmedikleri herkesi kaybettiklerini düşünebildiklerini, bu olanın sadece kendi başına geldiğini sandıklarını ve kendilerini yalnız hissettiklerini, bu yüzden onlarla normale göre çok daha fazla vakit geçirmenin ve akranlarıyla çok daha sık bir araya gelmelerinin önemine vurgu yapıyor. "Afet esnasında akran desteğini merkeze koymalıyız" diyor defalarca. "Bir diğer önemli husus da çocukları acilen normal rutinlerine, hayatlarına geri döndürmemiz. Yoksa ruhlarında kalıcı yaralar açılmaya başlar" diye de uyarıyor.
DEPREM BİLİNÇLİ ÖĞRETMENLER
Peki eğitimde afet-öncesi eylem planı nasıl olmalı? "Bu iş yılda bir kere deprem tatbikatı yaparak olmaz Verda Hanım" diyor Ali Bey. Bir deprem ülkesinde deprem bilinciyle yetişen öğretmenlerin 'afet ülkesinin öğretmeni ' rolünü oynayabilecek kapasitede olmaları gerektiğini söylüyor. Sonuçta depreme hazırlıklı olmadığımız her alan, deprem bilinci aşılanmamış öğrencilerin meslek sahibi olmasından kaynaklanıyor.
Bu bilinçte öğretmenlerin yetişmesi için de hem öğretmenlik sınavlarının buna göre düzenlenmesini hem de -nasıl ki her öğretmen bilgisayar kullanmayı biliyorsa- deprem bilinci aşılayan zorunlu dersler konulmasını öneriyor. "Branş ayrımı olmaksızın her öğretmenin yıllık programında ve görev alanında bu donanım olmalı. Böyle olursa öğretmenleri afet-anında 'çocuk görev gücü' gibi kullanabiliriz ve kullanmalıyız" diyor.
*
Öğrenciler için de şu an müfredatta yeterince depremle, doğal afetlerle ilgili dersin yer almadığını vurguluyor. "Mevcut afet hazırlık programı çok yetersiz. Her yaş grubuna uygun afet bilinci verilmeli" diyor.
HAFIZAYI SİLMEYELİM
Afet-sonrası sürece de çok önem veriyor Ali Koç. "Her afet sonrasında sanki hafızamız siliniyor. Geçmiş afetin nedenleri ve sonuçları nelerdi, unutuyoruz. Elbette çözüm her gün bunu konuşmak değil, ama geçmiş deneyimlerin derslerini iyi almalıyız" diyor. Depremde hep son referans olarak 17 Ağustos depreminin verildiğini, oysaki o günden bugüne sayısız irili-ufaklı deprem olduğunu ve bir deprem ülkesi olduğumuzu sürekli hatırlamamız gerektiğini söylüyor. "Yoksa her defasında şok yaşıyor, ilk kez başımıza gelmiş gibi hazırlıksız davranıyoruz" diyor.
GELECEK İÇİN
Küresel bir "öğretmen dayanışma ağı" olan teacher.net adlı dijital platformun kurucusu olan Ali Koç, "Eğer geleceğimizi enkaz altında bırakmak istemiyorsak, afet bilinci olan bir eğitim sistemine ve onun aktif paydaşları olan öğretmenlere ihtiyacımız var. Yoksa her deprem olduğunda çocuklar sahipsiz kalıyor. Zaten okullar kapanıyor, birçoğu yakınını kaybetmiş oluyor ve profesyonel desteksiz kalıyorlar. Öğretmenlerin rolü yaşamsal önemde" diyerek sözlerini bitiriyor.