Verda Özerİstanbul İpek Yolu oldu

HABERİ PAYLAŞ

İstanbul İpek Yolu oldu

Pandemi boyunca her şeyden vazgeçtik, vazgeçebildik. Birbirimizden bile. Ama bir şeyden vazgeçemedik: Gıdadan. Hatta rakamlar gösteriyor ki, o dönem dünyada gıda tüketimi çok daha arttı. Kendi halkına gıda tedarikini kesintisiz sağlayabilen ülkeler öne çıktılar ve çok daha güçlendiler. Dolayısıyla yerel üretimin önemi de ilk kez bu kadar farkedildi. Uzmanların iklim krizi uyarıları doğrultusunda önümüzdeki yıllarda dünyayı daha çok sayıda doğal afetin, salgının ve benzer yaşamsal krizlerin beklediğini düşünecek olursak; küresel ve yerel gıda güvenliği bir ulusun en öncelikli ulusal güvenlik meselesi haline geliyor.

Haberin Devamı

İstanbul İpek Yolu oldu

GIDA SAVAŞLARI OLACAK

Bunları bana düşündürten, geçtiğimiz hafta İstanbul’da düzenlenen Türkiye’nin bugüne kadarki en büyük gıda fuarı Worldfood Istanbul ((Türkiye gıda sektörünün uluslararası buluşma noktası) oldu. 6-9 Eylül tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuarın açılış panelinde konuşan gıda sektörünün “en”leri, hem Türkiye’nin dünya gıda sektöründeki stratejik yerini anlattılar, hem de bu sektörün ülke ekonomisinin, özellikle ihracatın ana kalbi olduğunu defalarca vurguladılar. “Uluslararası akademik çalışmalar da gösteriyor ki; bundan böyle savaşlar gıda yüzünden çıkacak. Zira pandemiden sonra ülkelerin izlediği korumacı politikalar, üzerine iklim krizinin yükselmesi ve son zamanlardaki Rusya- Ukrayna savaşı gıda güvenliğini çok daha önemli bir güvenlik sorunu haline getirdi. Gıdanın izlediği yol değişti. Tahılın ekseni farklılaştı. Dolayısıyla ezberler tamamen bozuldu. Ülkeler de tüm stratejilerini buna göre belirlemeye başladılar. “Gıda güvenliği bugün ve gelecekte dünyanın 1 numaralı sorunu” diyerek gıda güvenliğini vurguladı TİM Hububat Sektör Kurulu Başkanı ve TGP İcra Komitesi Başkanı Ahmet Tiryakioğlu.

İstanbul İpek Yolu oldu

DÜNYAYI DOYURMAK İÇİN

Dünyanın içinde bulunduğu bu sıkışıklıkta Türkiye’nin nefes olduğunu; Rusya-Ukrayna savaşıyla dünyanın tahıl ambarı olan bu bölgedeki ekinlerin ülkemizin oynadığı rol sayesinde dünyayı doyurmaya kesintisiz devam edebildiğini anlattı. “Unutmayalım; Türkiye tüm dünyayı doyuracak bir potansiyele sahip. Biz üretmesek bile dünyayı doyuran tahılın tamamını işleyip una, makarnaya döndürerek milyarlarca insana ulaştıracak ticari kabiliyetimiz ve sanayi altyapımız var. Kaldı ki gıdanın izlediği küresel yola bakarsak, en stratejik noktadayız. Bunları çok iyi kullanmamız gerekiyor” diyerek gıda sektöründe dünyada hak ettiğimiz yere gelmemiz gerektiğinin altını çizdi.

Haberin Devamı

KÜRESEL MARKALAR YARATALIM

Bu özel rolümüze Worldfood açılış panelinde vurgu yapan bir diğer iş insanı da Cihat Alagöz oldu. TOBB Türkiye Fuarcılık Sektör Meclisi Başkanı ve ALZ Grup Yönetim Kurulu Başkanı olan Cihat Bey; özellikle Türkiye’nin üretmekle kalmayıp, ürünlere katma değer katarak birer markaya dönüştürmesi ve pazarlaması gerektiğini vurguladı. “Toprağında hiçbir şey üretmeyen ülkeler dünyanın en büyük gıda fuarlarına ev sahipliği yapıp milyarlarca dolarlık iş hacmi yaratırken, dünyanın gıda merkezi sayılabilecek Türkiye neden dünyanın en büyük gıda fuarına ev sahipliği yapmasın?” derken çok haklıydı. Ki Türkiye’nin en büyük ihtisas ve ihracat fuarı olan Worldfood Istanbul çok daha fazla sahiplenilirse ve dünyanın sayılı gıda fuarlarından biri haline gelirse; Türk kahvesi, Antep fıstığı, bulgur, leblebi gibi ürünlerimizin tüm dünyaca tanınan küresel markalara dönüşeceği kesin. Bu da aynı zamanda ülke ekonomisine milyarlarca dolarlık katkı demek elbette.

Haberin Devamı

BİRLİĞİN YARATTIĞI KUVVET

Bu fuarda açıkça gördük ki; ne kadar birlik olunursa, kazanç da o kadar artıyor, çevreye o büyüklükte yayılıyor. Merkezi Londra’da bulunan ve fuarcılık konusunda bir dünya markası olan uluslararası fuar şirketi ICA Events’in düzenlediği Worldfood Istanbul aslında 31 yıldır yapılıyor. Bu sene ise fuarı Türkiye Gıda Platformu’nun (TGP) sahiplenip desteklemesiyle resmen boyut atlamış. Zira 3 ay önce kurulmuş olan TGP; Türkiye’nin en önde gelen gıda şirketlerini ve sektörle ilgili tüm STK’larını (sivil toplum kuruluşları) ve derneklerini çatısı altında topluyor. “Fuarımız geçen yıl 14 bin metrekareye sahipken, bu yıl bize ayrılan alanı 40 bin metrekareye çıkarmayı başardık. Bu da çok daha fazla insan demek. 4 günde 1500’e yakın yerli ve yabancı katılımcı, 60 bin ziyaretçi ağırladık. Geçen sene ülkemize 1 milyar Euro kazandırmışken, bu yıl bu rakamın 1.5 milyar Euro’yu bulması hesaplanıyor” diyerek fuarın arkasındaki birliğin önemini rakamlarla ortaya koyuyor Worldfood Istanbul’un Direktörü Semi Benbanaste. Gıda fuarı devletin ana gelir kalemlerinden biri haline gelirse, bu rakamın kısa sürede milyarlarca doları bulması hesaplanıyor.

İstanbul İpek Yolu oldu

İHRACAT VE ÜRETİM MODELİ

Daha önce de yazdım: Türkiye’yi aslen ucuz iş gücü sağlayan bir ülke olmaktan çıkarıp, ihracat ve üretim üzerinde büyüyen bir ülke haline getirmek ve küresel gıda sektöründe hak ettiğimiz yeri almak istiyorsak, fuarcılığı sahiplenmemiz gerekiyor. Dünyanın en büyük çarşısı ve en eski kapalı çarşılarından biri olan Kapalıçarşı’yı barındıran, tarihin en eski ticaret yolu ve 2 bin yıl boyunca dünya ticaretinin şahdamarı olan İpek Yolu’nu en aktif dönemlerinde bile elinde tutmuş bu topraklara, dünyanın en büyük gıda fuarı yakışıyor. Şimdi hakkımıza sahip çıkma vakti

Sıradaki haber yükleniyor...
holder