Verda ÖzerKadın çağına girerken kadınlar kapsama alanı dışında

HABERİ PAYLAŞ

Kadın çağına girerken kadınlar kapsama alanı dışında

2023'ün son yazısında; 100. yılını devirdiğimiz Cumhuriyet’in 2. yüzyılına kadınların damga vuracağını, 2024’ün ‘Türkiye’nin kadın çağına girişi’ olduğunu yazdım. Madem öyle, o halde bu giriş yılının ilk yazısında da ülkemizin bu çağa ne kadar hazır olduğuna bakalım.

KARAR ALMIYORLAR

Her şeyden önce; kadınlarımızın iş hayatının ve toplumsal yaşamın çok ciddi boyutlarda dışında olduğunu resmi rakamlar açıkça ortaya koyuyor: Türk kadınının yüzde 70’i işgücünün yani ekonomik-sosyal hayatın dışında. Dahası; 15 yaş ve üstünde işgücüne katılım oranı erkeklerde yüzde 70 iken, kadınlarda sadece yüzde 33. İstanbul’da her 3 genç kadından biri ne istihdamda ne eğitimde yer alıyor. Son 10 yılda yüksek nitelikli işlerde ise kadın istihdamı azalmış, düşük nitelikli işlerde artmış. Pandemi, doğal afetler gibi olağandışı durumların ise işgücüne katılımda erkeklere nazaran kadınları çok daha olumsuz etkilediği görülüyor. Hatta eğitim seviyesi arttıkça bu olumsuz etki daha da artıyor. Zaten Dünya Ekonomik Forumu’nun Gender Gap (Cinsiyet Uçurumu) 2023 Raporu’na göre Türkiye cinsiyet eşitliğinde dünyada 129. sırada. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verilerine göre, kadınların istihdam oranı yüzde 31. Yükseköğretim mezunu oranı da yüzde 22. Yönetici pozisyonundaki kadın oranı ise yüzde 21. Yani ülkemizde karar alma süreçlerinde kadın neredeyse yok.

Haberin Devamı

NİTELİKSİZ İŞLERDELER

Tek tesellim ise kadınların eğitim düzeyinin artmış olması. Ancak yine de yüksekokul mezunu kadınların istihdamında sektörel farklılıklar var. Sabancı Üniversitesi ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) işbirliği ile hazırlanan “Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımı: Genel Eğilimler, Bölgesel ve Demografik Farklar, Tutumlar” raporuna göre; 2004-2021 yılları arasında niteliksiz işlerde kadın istihdamı yüzde 3 artmış. Nitelik gerektiren işlerde ise yüzde 21’den yüzde 11’e gerilemiş. Kadınların işgücüne katılım oranı ise 2008 itibariyle genel olarak artmaya başlamış. Bu değişimde tarımın etkisi çok büyük. Tarımın Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) içindeki payının düşmesiyle, eğitim seviyesi düşük kadınların iş olanakları ortadan kalkmış. İstihdamda görülen azalmanın başlıca sebebi bu. Aynı şekilde erkeklerin de bu sebeple istihdamdaki payı aynı süreçte azalmış ancak kadınlara oranla çok daha az etkilenmişler. Diğer yandan sevindirici bir gelişme de var: Yönetici pozisyonundaki kadınların oranı 2004’te yüzde 7 iken, 2021’de yüzde 20’ye çıkmış. Ancak yine de bu oran OECD ülkelerinin 2021 ortalamasının (yüzde 34) çok altında.

Haberin Devamı

KALIPLAR KIRILMALI

Unutmayalım ki kökten dönüşümü kalıcı politikalar olmadan sağlayamayız. İş dünyasında ve kamuda istihdama yönelik kotalar koyulması, yaptırımlar getirilmesi, yasalar çıkarılması şart. Şunu hep hatırlayın: Bir işe başvururken gerekli olan kriterleri bir erkek yüzde 60 yerine getiriyorsa, başvuruyor. Ama bir kadın yüzde 90 oranında karşılıyor olsa bile, kendine güvenmediği için başvurmuyor. Dolayısıyla asıl meselemiz, kadınlara ‘yapabilirsin’ demek. Kadınları cesaretlendirmek için ise yapmamız gereken, rol modelleri öne çıkarmak. Bunların illaki CEO/üst düzey yönetici seviyesinde olması gerekmiyor. Toplumun damarlarında akan (şoförlükten balıkçılığa) ve “erkek işi” diye görülen kategorilerde kendini gösteren kadınları öne çıkarmak, tabanda dönüşüm sağlamak açısından aslında çok daha etkili. Önce kafalarındaki ‘ben yapamam’, ‘bu işi ancak erkekler yapabilir’ gibi önyargıları kırmamız gerek. Yani cinsiyet rollerinin ve kalıpların ötesine geçmeliyiz. Bu toplum eşitlenmeden ülkemize eş olan seviyeye gelmemiz mümkün değil. Artık bunu bilelim.

Haberin Devamı

MÜHENDİS SAYISI AZ

Bu arada 2008 sonrasında kadın istihdamındaki artış sevindirici iken, bunun çok büyük bir kısmının niteliksiz işlerde olduğunu vurgulamak lazım. 2004-2021 arasında nitelik istemeyen işlerde yüzde 21’den yüzde 11’e bir düşüş olmuş. Zaten tam da bu nedenle genç kadınlar eğitimde tercihlerini buna göre yapıyorlar belli ki. Kadın üniversite mezunlarının sadece yüzde 9’u mühendislik okumuşken, bu oran erkeklerde yüzde 30. Yani hem nitelikli iş bulamayacaklarını düşündükleri, hem de iş yerlerinde nitelikli kadın eleman talebi düştüğü için belli ki genç kadınlar ona göre seçim yapıyor.

15-24 YAŞ NE EĞİTİMDE NE İŞTE

2006 sonrasında üniversite mezunu kadınların oranındaki artış da sevindirici. Bunda zorunlu eğitim seviyesinin uzadığı bir dönem olması ve açılan yüksekokulların ve üniversitelerin sayılarının çok artması elbette etkili. Ne var ki 15-24 yaş arasının eğitime ve işgücüne katılımı endişe verici boyutlarda. Bu yaş aralığındaki genç kadınların yüzde 40’ı ne eğitimdeler ne de iş arıyorlar. Son 10 yıl ortalamasına göre bu yaş aralığında iş arayanların oranı yüzde 40. Bölgesel farklılıklar ise bu konuda çarpıcı. Doğu Anadolu’da bu oran yüzde 60 iken, İstanbul’da yüzde 30. 

Kadınların iş hayatında yer almasıyla ilgili kadınların tutumu da çok daha eşitlikçi, erkekler ağırlıklı olarak ataerkil bakış açısında. Beni şaşırtan ise, erkeğin eğitim seviyesinin yükselmesinin bu tutumunu pek değiştirmemesi oldu.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder