Bir kere şunu kabul edelim: Eski kafamızla eski kodlarla eski değerlerimizle bakıp düşünmeye devam ediyoruz. O yüzden yeni olanı algılamakta, anlamlandırmakta çok zorlanıyoruz. Bunun en güzel örneği Metaverse. Son günlerde oturup kalkıp konuştuğumuz Metaverse meselesine, alışageldiğimiz eski pencereden baktığımız için tam bir yere koyamıyoruz. ‘Ne yani, bu dünya neyinize yetmedi de bir de sanal alemde gerçeklik yaratıyorsunuz?’ diye sorguluyoruz.
Sanal gerçekliğin ve sosyal medyanın bizi sürüklediği o diğer alemin şimdi çok daha derinleşmesine, genişlemesine inanamıyoruz. Bizim hayrımıza mı, yoksa zararımıza mı bilemiyoruz... Bilmek ve net cevaplar bulmak ise henüz mümkün değil. Çünkü her an her şeyin değiştiği, yeni yeni yerine oturmaya başladığı bir dönemdeyiz. Ama şurasını söylemek mümkün: Metaverse dünyasına yeni gözlüklerle bakmak zorundayız. Yoksa Metaverse’te kullanılan o kocaman gözlükleri taksak bile hiçbir şey göremeyiz...
KISACA NEDİR
Önce kısaca hatırlatalım, Metaverse nedir? Bir önceki yazımda çok detaylı anlattığım meselenin özeti şu: Metaverse ‘gerçeğe yakın sanal dünya’ diye çevriliyor. Bu dünyadaki gerçeklikten azade gerçeklikler, dijital evrenler yaratılmaya çalışılıyor. ‘Yaşamak için yeni yer arayışı’ diyebiliriz kısaca. Her Metaverse de kendi içinde bir evren aslında. Bir Metaverse’ün içinde hem bu dünyaya ait olan bildiğimiz ‘şeylerin’ yansımaları olabilir.
Hem de bu dünyada var olmayan, aklınıza gelmeyen birçok yeni ‘şey’ yani ‘meta’ olabilir. 3 boyutlu resimler ya da üretilen avatarlar (karakterler) gibi... Her kullanıcı da kendi ürettiği meta’yı oraya koyabiliyor. İsterse o meta’yı başka bir Metaverse’de de kullanabiliyor ya da satabiliyor. Böylelikle her birey bir aktöre, üreticiye dönüşüyor. Tüm bunlar da yepyeni para kazanma mekanizmaları oluşturuyor. Kısacası yersiz, zamansız, merkeziyetsiz, sonsuz olasılıklar diyarı...
FAYDASI KADAR SORUSU VAR
Şimdi gelelim asıl soruya: Peki tüm bunlar neden? Ne işe yarıyor? Aslında her teknoloji gibi bu da eğlence için çıkmış ortaya. Ancak iş öyle yere gelmiş ki artık neredeyse fiziksel dünyadaki her şey sanal dünyada da yapılabilecek. Tıp alanında ameliyat yapmaktan tutun da otomobiliniz bozulduğunda gözlükleri/lensi takıp tamirciye bağlanıp birlikte 3 boyutlu ortamda tamir etmenize kadar...
Ya da fiziksel olarak bir araya gelmeniz mümkün olmayan insanlarla yarattığınız kendi avatar’larınız üzerinden istediğiniz ortamda toplantı yapabileceksiniz. Dolayısıyla Metaverse’ün faydası çok. Ama! Diğer yandan gerçekle sanalın bu kadar çok içiçe girmesi ve insanların hayatlarını neredeyse tamamen o dünyanın içinde yaşayacak olması, insanlık adına bir sürü soru işareti de getiriyor beraberinde. ‘İnsanın ruh sağlığını bozmaz mı?’, ‘Birbirimizle iletişimi sonlandırmaz mı?’ gibi...
İÇERİK ANLAMSIZLAŞIYOR MU?
“Kısacası eskiden dünyadaki gerçekliğin bir yansıması olan dijital dünya, şimdi kendisi bir gerçeklik haline geldi” diyor telefonda konuştuğum Ussal Şahbaz. Teknoloji Politikaları Uzmanı olan Şahbaz’a göre; bu nedenle sanal dünyada (ki buna artık ‘karma gerçeklik’ deniyor) üretilen ve geçerli olan değerler de bambaşka olacak. Mesela NFT’ler... Yani dünyada var olan bir sanat eserini, bir arsayı, bir kıyafeti vs. dijital ortamda kod olarak satın alabiliyorsunuz.
Aslında aldığınız şey her neyse, onu dijital olarak kodlamış ve biricikliğini tescil ettirmiş oluyorsunuz. Sonra onu istediğiniz Metaverse’te kullanabiliyorsunuz. İşte bu NFT’ler, yani kodlar kopyalanıp tekrar tekrar alınıp satılabileceği için, içeriğin değerini kaybetmesi sözkonusu. “Günün sonunda o alemde ne aldığının önemi kalmıyor. Çünkü aldığın sadece bir kod, bir adres oluyor” diyor Şahbaz. Ancak diğer yandan bu kodlar takip edilebilecek. O şeyi ilk siz satın aldıysanız ‘blok zinciri’ (blockchain) sayesinde orjinal kodun sizde olduğu tespit edilebilecek.
O nedenle satın alınan şeyin anlamını kaybetmeyeceğini, biricikliğinin devam edeceğini ve içeriğin önemini koruyacağını söyleyenler de çok. Bununla birlikte; o şeyi üretenlerin ve satın alanların kişisel hakları nasıl korunacak ve Metaverse’lerin güvenliği nasıl sağlanacak (hacklenmeye karşı vs.) gibi işin hukuki ve teknik kısımları belli ki zamanla evrilecek.
VERİLER NEREYE?
Kişisel haklar demişken, elbette kişisel güvenlik de bir başka sorunlu alan. Malum; sosyal medyada hakkımızda toplanan veriler sayesinde oluşturulan algoritmaların gazabına uğramaktan korkuyoruz hepimiz. Bu algoritmalar yüzünden sürekli önümüze düşen alışveriş seçeneklerinden sıkıldık. Yaptıkları yanlış bilgilendirme ve manipülasyon da cabası. “Sosyal medyada bir platforma girip çıkıyorsunuz. Oysa Metaverse’te uzun saatler geçirecek ve birçok mecraya girip çıkacaksınız. Bu da algoritmaların egemenliğini daha da arttıracak” diyor Ussal Şahbaz.
3.5 MİLYAR İNSANI ETKİLİYOR
Metaverse altındaki yapıların 3.5 milyar insanın verisine ulaşacağı söyleniyor. Hatta meta’ların hükümetlerin ortağı olduğunu ve gizli bir konseyin verilerimizi takip edeceğini, satacağını iddia edenler de çok. Neyse biz komplo teorilerine girmeyelim, elimizdeki bilgiler üzerinden ilerleyelim. Ama şurası kesin: Bizi yepyeni bir dünya bekliyor. Ona uyumlanmak için de yeni bir gözlük takmak gerekiyor.