Acilen harekete geçmemiz gerekiyor. Marmara’daki müsilajdan kurtulmaya çalışırken, kötü haber Bozburun’dan geldi. Dünyanın en güzel denizlerinden, koylarından birine sahip olan Hisarönü-Bozburun da müsilaja teslim olmak üzere. Bunun üzerine hemen harekete geçen Bozburun Yat Kulübü ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV), geçen hafta bir müsilaj toplantısı yaptılar. Tam 21 kurum ve kuruluşu temsilen 35 uzmanın yayınladığı raporda, denizin nasıl kurtarılabileceğine dair detaylı bir yol haritası sunuluyor. Bu toplantının tam da ertesi günü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda müsilajla mücadele için koordinasyon toplantısı vardı. Zaten temmuz ayında bunun için bir eylem planı belirlenmiş, Marmara Denizi ‘özel çevre koruma bölgesi’ ilan edilmişti. O zaman şimdi sormanın tam sırası: Müsilaj ne durumda? Mücadelede nerdeyiz?
DENİZDEKİ DURUM
Müsilaj temizleme çalışmaları Marmara’da devam ediyor. Bugün itibarıyla toplam 88 bin 276 denetim gerçekleştirilmiş. Denetimlerle 834 işletmeye ve 99 deniz aracına toplam 118 milyon TL idari para cezası kesilmiş. 135 işletmenin de faaliyeti durdurulmuş. Bu arada çok yakında Marmara Denizi’ne kıyısı olan illerdeki arıtma tesislerinde otomatik numune alma sistemi devreye girecek. 2021 sonu itibarıyla otomatik alınan veriler Bakanlık Sürekli İzleme Merkezi’nden takip edilecek.
AH ARITMA TESİSLERİ
Telefonda görüştüğüm Çevre Bakanlığı’ndan üst düzey yetkili aktarıyor: Bugüne kadar 445 evsel, kentsel ve endüstriyel atıksu arıtma tesisi yerinde incelenmiş. 201 tanesinde yapılması gerekenler belirlenmiş. Marmara’daki tüm atıksu arıtma tesisleri de kademeli bir şekilde yenileniyor. Şu anda maalesef atık suların sadece yüzde 46’sı arıtılıyor yani ‘ileri biyolojik arıtma’dan geçiyor. Hedef, 2024’te bu oranı yüzde 100’e ulaştırmak. Bu suların geri dönüştürülerek yeniden kullanılması da arttırılacak. Şu an yüzde 3’ü yeniden kullanılabiliyorken, 2023’te bu oran da yüzde 5’e çıkacak.
TARIM VE TEKSTİL
Tarım ve tekstil, en çok atık suyu üreten iki alan. Öncelikle; tarım kaynaklı kirliliğin önlenmesi için ‘iyi tarım’ uygulamaları yaygınlaştırılacak. Bakanlık hem Marmara ve Susurluk Havzaları’nda bulunan 7 ilde modern sulama sistemleri için yüzde 50 hibe desteği vermeye başlamış hem de ‘iyi tarım’ uygulamaları yapılan alanlar 2024’e kadar 10 katına çıkarılacak.
Tekstilde de temiz üretimi arttırmak için Gebze Teknik Üniversitesi ve Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi su kullanım miktarını azaltan ve arıtılmış atık suların yeniden kullanılmasını sağlayan bir model geliştirmişler. Bunu önce Marmara’da, sonra bütün ülkede yaygınlaştıracaklar. SOĞUTMA SORUNU Fabrikaların yol açtığı bir diğer sorun olan ‘soğutma suları’ da mercek altında.
Malum; enerji santralları gibi birçok şirket, makinelerini soğutmak için Marmara Denizi’nden su çekiyor. Bu suyu daha sonra soğutmadan, ısınmış haliyle denize bırakıyor. İşte bu yüzden deniz suyunun sıcaklığı müthiş artıyor. Bu da müsilajın en büyük sebeplerinden biri. Şimdi bu soğutma suyunun tekrar denize akıtılmaması, onun yerine şehir şebekesinde kullanılması sağlanacak.
BİZLER
Ama unutmayın ki tüm bunlar zaman alacak işler. Oysa ki deniz bizi bekleyemez. Acilen denizin yükünü azaltmamız lazım. Uzmanlar bu yükün ancak evsel atıkların düşürülerek azaltılabileceğini söylüyor. ‘Eski alışkanlıklarımıza devam edersek müsilaj tamamen kalıcı hale gelir ve hiç kurtulamayız’ diyorlar.
EVSEL ATIKLAR
Hakeza Çevre Bakanlığı’nın Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri hocalarına yaptırdığı araştırmaya göre de ancak evsel atıklar yüzde 40 oranında azalırsa, Marmara Denizi 3 ila 5 yıl içinde müsilaj öncesine dönebilir. O yüzden bireylerin farkındalığını arttırmak ve evsel atıkları acilen mümkün mertebe azaltmak gerekiyor.
SON SÖZ
Telefonda görüştüğüm, Bozburun Yat Kulübü Başkanı Edhem Dirvana’nın sözleriyle bitirelim: “Mavi Vatan’ın temiz kalması için artık dünyaya örnek olacak bir uygulamaya geçmemiz ve elimizden gelen ne varsa yapmamız gerekiyor. Burada alacağımız kararlar ve çözüm planımız, ülkemizin diğer sahil bölgelerinde de örnek olabilir. Kamu, özel sektör ve sivil toplum örgütlerinin desteği ile bunu başarabiliriz!
Ayrıca Kurumlar Vergisi’nin bir bölümü, denizin temizlenmesi ve temiz tutulması için yapılacak faaliyetlere aktarılabilir. Dünyanın ortak meselesi olan su kirliliği konusunda uluslararası fonlar da mevcut. Kişisel ve siyasi acendaları bir kenara bırakıp, hayatlarımızı geri dönüşü olmayacak şekilde etkileyecek bu soruna çözüm üretmek şu an hepimizin mesuliyeti ve ortak kaderi.”