Giriş
Karadeniz'e özellikle de Doğu Karadeniz'e olan ilgi her geçen yıl artıyor.
Ben de memleketini çok seven bir Karadenizli olarak,
ajandasına Karadeniz notu düşenlere bir kaç bilgi vermek isterim.
Öncelikle Karadeniz bölgesinin tamamında Lazlar yaşamaz.
Lazlar'ın yaşadığı bölge Rize'nin Pazar, Ardeşen, Fındıklı ilçeleri ile
Artvin'in Arhavi ve Hopa ilçelerinden ve köylerinden oluşur.
Bu 5 ilçede Lazca konuşulur.
'Laz' fıkralarındaki Temel bu bölgede yaşamaz çünkü
Lazlar'da Temel çok yaygın bir isim değildir.
Ama fıkra gibi olaylara tanık olabilirsiniz.
Rize - Artvin arasında yeşilin aklınıza gelecek her tonunu görebilirsiniz.
Her nefesinizde farklı bir bitkinin kokusunu duyarsınız.
Dalından meyve sebze koparıp yemenin tadı bu bölgede
çok daha içten hissedilir. İçilen çayın tadı ise hiç bir yerde yoktur.
Çay fabrikalarının çokluğu nedeniyle, her taraf buram buram çay kokar.
Havası oldukça nemlidir, ancak yazın güneşli günlerin sayısı giderek artmaktadır.
Ege ve Akdeniz'e göre daha az tuzlu denizinde yüzmek keyiflidir ama
yüzme bilmeyenler için her deniz tehlikelidir.
Karadeniz insanı doğayla arasına yapay şeyler girsin istemez.
HES'lerin derelerini öldüreceğini bilir.
Mücadelesi de ondandır...
Fırtına Deresi'nde rafting heyecanı yaşamamıza vesile olan
Abja Rafting'in (Abja lazca 'büyük dere' demek) sahibi Celal Bey ve
antrenör Yavuz Bey'in çabaları da doğanın güzelliğini, heyecanını yaşatabilmek.
Celal Bey'le yaptığımız küçük sohbette, Ayder Yaylası'nda plansız gelişen ve
giderek büyüyen betonlaşmadan yakınırken, kendi yaylalarını bu tehlikeden uzak tutmak için
yaptıkları çalışmadan söz etti. Örneğin hazırladıklar bir kaç plan dışında ev yapılmasına izin
vermiyorlarmış. Bir yanlıştan alınan dersin bu kadar erken hayata geçirilebilmesi çok sevindirici.
Bölgede Karadeniz Sahil Yolu'nun yapımı nedeniyle pek çok taş ocağı mevcut.
Öğrendiğim ilginç bilgi ise yolun tamamlanmasına rağmen taş ocaklarının hala çalışıyor olması.
Çünkü Rusya'ya kaya ihraç ediyormuşuz! Arhavi'de koskoca dağı indirmişler. Rusya'daki kayalar
300 yıl, bizimkiler bin yıl dayanıyormuş. Memleketin taşı toprağı altın diye boşuna dememişler...
Karadeniz insanı hoş sohbettir. Bölgeye giderseniz, sohbetten kaçınmayın.
Karadeniz yemeklerini zaten biliyorsunuz, bölgede mutlaka tadına bakın.
Karadeniz'e gidip hamburger yemeyin!
Bölge turizmle yeni yeni tanışıyor, bunu aklınızdan çıkarmayın,
ufak tefek aksilikleri kafanıza takmayın.
Kamil Aksoylu'nun kaleme aldığı 'Laz Kültürü' adlı kitap,
bölgeyi çok iyi analiz eden ve tanıtan iyi bir kaynak.
Bu yaz olmasa da gelecek yıllarda Karadeniz'i mutlaka görün derim...
Bunlar da sizin için çektiğimiz fotoğraflar...
twitter: @ykaptanbas
e-posta: yasemin.kaptanbas@posta.com.tr
