Yazgülü AldoğanHindi de bitmiş, bilet de, Nişantaşı da!

HABERİ PAYLAŞ

Hindi de bitmiş, bilet de, Nişantaşı da!

Günün haberi, “Hindi kalmadı, yılbaşı biletlerinin yüzde 80’i satıldı” başlığıyla yayınlanandı! Pardon, ne diyordunuz, yılbaşı kutlaması yapılmasın mı, oldu, bak kimsenin umru değil! Demek ki memlekette bir hindi katliamı yaşanıyor, normal zamanda pek alışık olmadığımız hindi etine aralık ayında bir düşkün oluyoruz ki. Ve milli piyango bileti. Yolum Eminönü’ne düştü, Nimet Abla Gişesi önündeki kuyruk en az onbeş dakikalıktı.

[[HAFTAYA]]

Ve kuyruğun etrafında ellerinde piyango biletleriyle satış yapmaya çalışan onlarca satıcının tavrı “über komik”ti: “O da bilet, bu da bilet, çıkacaksa buna da çıkar. Buradan alsanız ne olur?” diye yalvarıyordı. Milli Piyango bileti çıkacağına inanıyorsan, ki bu on milyonda bir gibi çok küçük bir ihtimaldir, onun Nimet Abla gişesinden çıkacağına inanman da normaldir! Nişantaşı’na gelince: Mahallenin ortasında silahlar patladı. Zaten kırmızı halı ve süs yok diye yıldızı düşen semt, bir de asayiş sorunsalına takıldı. Herkesin aklındaki soru şu: bu silahlar patlayana kadar istihbaratçılar hiç mi bilgi toplamadı?

Haberin Devamı

Değirmenin suyu nereden geliyor, ne alıp satıyorlar ve acaba hangi dizi bundan esinleniyor?

HAYDİ ÇOCUKLAR HAPİSE!

“Haydi kızlar okula” ve “Baba beni okula gönder” kampanyalarının yerini “Haydi çocuklar hapse” aldı! Cumhurbaşkanı çocukları çok seviyor. Otobüsünün içi çocuklara dağıtılacak oyuncaklarla dolu. Her nikah tanıklığında yeni evli çiftlerden mutlaka çok çocuk yapmalarını istiyor. Türk ailesine 2 anahtar vadeden siyasetçiden en az üç çocuk isteyen siyasetçiye evrilmiştik ki şimdi bu sayı “4 de yetmez, yap, yap, yap evladım yap!”a dönüştü.

Cumhurbaşkanı bundan önce “Bakabildiğin kadar çocuk” ilkesini benimseyip aile planlaması yaptıranları da ülkeye ihanetle suçladı. Bir tane yapalım da doğru düzgün yetiştirelim, paramız buna yeter diyerek tek çocuk yapmış aileler kendilerini bu ihanet suçlamasının içinde hissetti. Türkiye nüfusunun yaşlandığı savı da bu çok çocuk yap isteğinin başka bir gerekçesi. Tüm bunlara karşın sorulacak sorular var: Genç nüfus iyi yetiştirilemediği, yeterli olanaklar sunulmadığı zaman zenginlik değil tehlikeye dönüşüyor. Gençler arasında işsizlik oranı yüzde 25’lere kadar çıkıyor. Her dört gençten biri okuldan çıkınca ne yapacağını bilmez bir halde ortada dolaşıyorsa herkese hakaret edecek bir psikoloji içindedir!

Haberin Devamı

AKP hükümetleri döneminde eğitimde büyük bir rakamsal artış yapıldığı gerçek. Çok okul, çok üniversite açıldı. Bunların eğitim niteliği ise çok tartışmalı. Gençleri motive edecek, enerjilerini harcayabilecekleri spor, eğlence, sanat, kültür gibi alanlarda ise ciddi bir yoksunluk var. Onlara sunulan tek zenginlik “dini inanç, ibadet”. Ucuz iş gücü olmaktan, madende ya da inşaatlarda ölümle burun buruna çalışmaktan başka yolu kalmayan, iktidara kızgın bir genç nüfus, ağzını açtığında bedelini de canıyla, kanıyla ödüyor. Her sokağa çıktığında biber gazı, tazyikli su, cop, dayak. Bizim polisimiz adam mı öldürdü diye de sormazlar mı? Öldürmedi mi? Gezi’de 8 genç öldü. Kiminin katilerini bulmak için girişim bile yok!

Haberin Devamı

Kör, sakat kaldıkları halde bir de hapis cezasına çarptırılanlara ne demeli? Gençler, yaşları gereği, daha heyecanlı, daha cesur daha atak. Ve cezaevleri itiraz eden öğrencilerle doldu! Bu düzene fedakarlık edip çocuk yapmaya gerek yok? Sonra da ağzını açıp itiraz edeni “Sus ve hapse girip bedelini öde!” diyorsanız bunun için insanların fedakarlık edip çocuk yapmalarına gerçekten gerek yok!

Asıl ihanet içindekiler, ucuz iş gücü ve oy deposu için doğurmamızı isteyenler olmasın?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder