Mahkeme Başkanı'na mektup

Savunma hakları kısıtlandığı için davaya girmeyi reddeden avukatlar Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz, seslerini duyurabilmek için mahkeme başkanına “gerçeği birlikte araştıralım” dileğiyle açık mektup yazdılar. Sözkonusu mahkeme bugün kararın açıklanmasının beklendiği Balyoz Davası’nın görüldüğü 10. Ağır Ceza. Silivri’de görülen davada 365 emekli ve muvazzaf subay ve bir sivil, Havelsan Gen. Md. Faruk Yarman tutuklu olarak yargılanıyor.

Sanıkların tümü hakkındaki deliller dijital. Ve ABD’den Almanya’ya, Türkiye’de ODTÜ’den Yıldız Teknik’e kadar 7 ayrı bilim kurulundan alınan raporlarda bu delillerin üretilmiş olduğu ortaya kondu. Ancak mahkeme bu raporların hiç birini ciddiye almadı! Ayrıca sanık ve avukatların tümünün defalarca istemesine karşın, eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ve Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök’ün tanık olarak dinlenmesini talep etmedi.

Avukatlar böylece savunma haklarının kısıtlanmış olduğunu iddia ederek davaya girmiyor. Balyoz Davası, görünen o ki, bir dönem komuta kademesinde bulunmuş ulusalcı subayların tasfiye edilmesi için düzenlenmiş. Geçtiğimiz günlerde YAŞ’da bu subaylardan muvazzaf olan ve terfi bekleyenlerin hepsi emekli edildi. Bir anlamda bu subayların gelecekleri bitirildi. Yıllardır tutuklu bulundukları için sağlık durumlarının da kötülediği ortada. En son biri daha sapasağlam girdiği tutukevinde vefat etti.

[[HAFTAYA]]

Eşleri, çocukları dışarıda “tutuklu”. Bugün verilmesi beklenen kararla bu insanlar bundan sonra Silivri zindanında çürümeye mi terkedilecek, yoksa bu kadar eza cefa yeter diye serbest mi bırakılacak? Ya da mahkeme bunca yıllık tutukluluğu ve emeklilik kararını haklı göstermek için belli ağırlıkta cezalar mı verecek? Bir kuşak harcanacak ama bu davalar hukuk tarihine geçerken gerçek adaleti bulacak...

Kadir Gecesi duası

İstanbul, Kadir Gecesi yaşanacak en güzel şehir. Tarihi yarımadada iki saatlik bir yürüyüş parkuru içinde birbirinden güzel ve görkemlilerin yanında yüzük taşı gibi saklı kalmış, tek minareli camiler de var. En güzeli ise kalabalığın içinde kadınların çokluğu, genç, yaşlı, çocuk, ailece dua etme... Ben bu ortamı seviyorum, her yıl Kadir Gecesi’ni cemaatle paylaşıyorum.

Bu kez uzun uzun dua da ettim, çünkü işimiz Allah’a kaldı; kamuda başvuracak merci bitti! Ülkeme barış ve huzur gelmesini, haksız yere tutuklu olan, rehin tutulanların özgürlüğe ve adalete kavuşmasını diledim. “Evinizde oturup namaz kılın, cami cami ne geziyorsunuz?” diyen de çıktı, yanlışlıkla girdiğimiz Dergah’ta zikir törenine davet eden de! İçtenlikle, samimiyetle edilen dualar kabul olsun, af dileyenler affedilsin. Hariçten gazel okuyanlar da sussun!

Onlar denizi çok sevmişti

Silivri’ye gidip geldiğim duruşmalardan birinde “Derim kurudu” demişti SAS Komandosu denizci bir albay. Suda çalışmaya alışık, iyi yetiştirilmiş, pırıl pırıl subayların, bir ağustos günü, YAŞ kararlarıyla çok sevdikleri meslekleriyle ilişkileri kesildi. Emekliye sevkedildiler! Cem Gürdeniz’in ailesini Silivri’de tanıdım. Ağabeyi “Onu bıraksın, beni alsınlar, o çok iyi bir deniz subayıdır” diye yırtınıyordu.

“Ama zaten onun için içerde!” diye teselli ettiğimi hatırlıyorum! Tuğamiral Cem Gürdeniz etin tırnaktan ayrıldığı gibi koparıldığı çok sevdiği donanmaya bir veda mektubu kaleme aldı. Mektubunda dava nedenini analiz eden Gürdeniz şöyle yazdı: “2008-2012 yılları arasında Türk Deniz Kuvvetleri’ne yapılan saldırıda Deniz Kuvvetleri’nin komuta yapısı hedef alındı. Kuvvet yapısına dokunulmadı.

Bu saldırı ile moral ve komuta kontrol birliği çökertildi. Bu saldırıyı yapanlar, şüphesiz Türk Deniz Kuvvetleri’nin emperyal yapının kontrolü dışında güçlendiğini, onun iradesi dışına çıktığını ve gelecekte Avrasya/Ortadoğu merkezli bir çatışmada ulusal çıkarları emperyal çıkarların önünde göreceğini tahmin etti. Zira tarihinde sadece ulusal çıkarlara hizmet eden Cumhuriyet Donanması Karadeniz, Ege ve Akdeniz’de Anadolu’nun deniz çıkarlarını sadece korumadı, aynı zamanda geliştirdi.” Mektubunun sonunda donanmaya emeklerini helal eden ve helallik isteyen Cem Gürdeniz’in Balyoz’la niye denizcilerin bu kadar üzerine gidildiğini anlattığı bu önemli belgenin tümüne erişmek için: askerhaber.com