Yazgülü AldoğanTecavüze bahane uydurma

HABERİ PAYLAŞ

Tecavüze bahane uydurma

Önce sosyal medyada patladı, ardından sokaklara taştı. Dün de Hürriyet Gazetesi yazarları “tecavüze bahane uydurma” haştag’i altında klip tadında bir video paylaştı. Konuyu biliyorsunuz, geçtiğimiz hafta, gece yarısı, üniversite öğrencisi bir genç kız, arkadaşlarıyla gezdikten sonra tek başına evine dönerken, kendisini takip eden bir kişinin bıçaklı tehdidiyle tecavüze uğradı. Neyseki diyelim, Özgecan’dan daha şanslıydı, öldürülmedi. Tecavüzcüsü, cep telefonunu da gaspettikten sonra bıraktı onu. Perişan halde evine giden genç kız, ailesiyle polise başvurdu.

Haberin Devamı

Saldırgan, çok kısa bir süre sonra yakalandı. Ama o ne, olayı nefretle kınayanlar yanında “AMA” diyenler başladı. Zaten muhafazakar bir toplumuz. 13 yıldır yaşadığımız siyasi süreçte daha da kapandık, daha da hoşgörüsüz, kadına daha da tahammülsüz bir topluma dönüştük. O “AMA”lar, o kız gecenin o saatinde sokakta ne arıyormuş, nereden geliyormuş’a dönüştü. Sokaklara dökülen kadınlar en çok buna tepkili. Tecavüz, bir sapıklıktır. Suçtur. Kadının sadece bedenine değil, ruhuna, psikolojisine, bütünlüğüne yapılan bir saldırıdır ve onu darmadağın eder. Bu aşağılık suçu, ne kadının giyimi, ne nerede olduğu, ne hangi saatte olduğu gerçeği haklı çıkaramaz. Kadına tecavüzün hafifletici gerekçesi yoktur.

Tecavüz, bir seks işçisine dahi yapılsa suçtur. Evli bir kadına eşi tarafından, arzusu dışında yapılsa da suçtur. Bunu kafanıza iyice sokun. Tecavüzcüyü, cezaevinde bile öteki mahkumlar dışlar. Hatta racona uyarak cezasını keser, şişlerler! Onun için, “AMA”larınızı bir yerinize sokun! Sokaklar sadece erkeklerin değil, kadınların da. Kadına şiddeti, tecavüzü önlemenin yolu, verilen cezalarda her tür hafifletici gerekçeyi kaldırmaktan geçiyor. Ne yazık ki birinci önceliği başkanlık olan, erkeklerin çoğunlukta olduğu meclisten böyle bir yasa çıkmasını beklemek boş hayal! Ne yapalım yani, silahlanalım mı? Hadi hep beraber tekrarlayalım: Tecavüze bahane uydurma, bu bir insanlık suçu!

Sokaklar sahiplenilmeyi bekleyenlerle dolu!

Kutluyorum sizi, oğlanın karnesi çok iyi, istediği köpeği almanın tam zamanı! Hadi bakalım hangi AVM’nin pet shop’unda, bol tüylü, küçük bir yavrucuk, spot ışıkları altında kavrulmuş, nefes almaya çalışıyor! Sizin de kızınız bir kedi istiyordu değil mi, hani şu düşük kulaklı, gri, İngilizlerden. Hayli pahalı ama olsun, eve sokak kedisi alacak değiliz ya! Sonuç olarak bu bir karne hediyesi. Hayır! Durun. Yapmayın. Kimseye canlı bir hediye almayın. Eve hayvan almak, ciddi bir karardır. O da sizin gibi yiyecek, içecek, çişini kakasını yapacak. Hasta olacak, yaramazlık yapacak.

Haberin Devamı

Gezmek, sevilmek, ilgilenilmek isteyecek. Ve hiç kuşkunuz olmasın ki onun tüm bu sorunlarıyla kızınız oğlunuz değil, siz ilgileneceksiniz! Sokaklar, hediye diye alınmış ve terkedilmiş cins hayvanlarla dolu. Onlar niye terkedildiklerini anlayamadıkları için o kadar üzgün, o kadar mutsuz. Sokakta yaşamayı beceremedikleri için kısa bir süre sonra ölüyorlar. Yapmayın, bakmayacağınız, sokağa atacağınız bir canı evinize almayın! Kadıköy Belediyesi sokakları ünlülerin katıldığı afişlerle donattı. Belediyelerin hayvan barınakları terkedilmiş hayvanla dolu. Hayvanseverler, bunları sahiplendirmek, bakımlarını yapmak için kendilerini parçalıyor. İlle de bir hayvan sahiplenmek istiyorsanız barınaklardan, ya da hayvanseverlerin internet hesaplarından sahiplenin; bir canın kurtulmasına yardımcı olun.

Haberin Devamı

Anneyi boş ver, kedi videosu koy

Cep telefonlarıyla birlikte sosyal medya da hayatımızın bir parçası oldu ya; HTC instagramı en çok ne için kullandığımızı araştırmış. En çok annelerimizin fotoğrafını paylaşıyormuşuz! Ama... Bu paylaşım, anlaşılan bizden başka kimseyi ilgilendirmiyormuş ki, en az tık alan fotolar anne fotoları oluyormuş! Akıllı telefon üreticisi HTC’nin 250 bin içerikte yaptığı araştırmaya göre yüzde 95’ini foto, yüzde beşini videolar oluşturan paylaşımlarda şampiyon kedi videoları! Yeme içme kategorisinde kahve, tatil kategorisinde deniz, sosyalleşme kategorisinde günaydın türü mesajlar ilgi çekerken en çok neyi beğeniyormuşuz? Alıntıları! Millet kitap ve şiir alıntılarına bayılıyormuş! Bana kalırsa Facebook, yaşlılar geldiğinden beri mahalle kahvesine döndü. Torun torba resimlerinden gına geldi. Twitter ortamını troller bozdu. Küfürden geçilmiyor. Instagram yeniydi, iyiydi derken vaziyet ortada, bize acil yeni bir sosyal medya gerekiyor! Hadi gençler, çalışın, yapın.

Hoşa gitmese de gerçekler mutlaka ortaya çıkmalıdır

Bilmiyorum gazeteci olduğum için mi, konu çok çarpıcı olduğu için mi, çok iyi işlendiği için mi Spotlight, Oscar adayları içinde beni en çok çarpan, heyecanlandıran, etkileyen oldu. Leonardo di Caprio’nun muhteşem bir performans sergilediği Diriliş için banko deniyor ama bu çağın filmi Spotlight’dır. Boston’da bir yerel gazete The Globe’un araştırma servisi, gazeteye yeni bir yönetici atanmasıyla, bir araştırmanın peşine düşer.

Katolik rahiplerin sistematik olarak çocuk tacizi olaylarının ve neredeyse bütün şehrin bilgisi dahilinde örtbas edilmesinin! Kilisenin ve dinin sorgulanmasına kimse cesaret edememektedir çünkü! Ama bu kez üstüne giderler, engellere rağmen! Filmde beni en çok etkileyen gazetecilerin çalışma koşulları. 5 kişilik ekip, tek konuyla aylarca uğraşabiliyor, istedikleri belgelere sonunda ulaşabiliyor. Toplum ne kadar işbirlikçi, iki yüzlü olursa olsun, sistem işliyor! Film 29 Ocak’ta gösterime girdi, meslektaşlarımı, gazetecilik öğrencilerini izlemeye davet ediyorum. Sonra da düşünün, medyanın özgür olması ne demek, kimin yararına, kimin işini bozuyor, kim neden medya özgür olsun istemiyor

Sıradaki haber yükleniyor...
holder