"Geçmişte akıllı çocuklara kitaplar ezberletilirdi çünkü ezber zekayla doğru orantılıydı. Oysa şimdi elimizde akıllı telefonlarımız var ve her şeyi aklımızda tutmamız gerekmiyor. Dahası, bilgi bombardımanına tutulduğumuz bir çağdayız." diyen Emrah Safa Gürkan, T-Talks'ta "günümüzde artık o kadar meslek var ki, biz aslında insanlara okulda öğrenmeyi ve kendini geliştirmeyi öğretmeliyiz" dedi. Bilmekle öğrenmek arasında ciddi bir fark olduğunu belirten Gürkan, "Okul bittikten sonra okumuyor ve araştırmıyorsanız, kendinizi geliştirmiyorsanız, hayatı 1 ve 0 olarak görür, gri bölgelerin farkına varmazsınız" diye uyardı.
Emrah Safa Gürkan dijital çağda eğitimi T-Talks’ta konuştu. T-Talks başlıklı sohbet serisi, bu sefer eğitime odaklandı. Serinin konuklarıysa Türkiye’de her yaştan insanın severek takip ettiği tarihçi, yazar, akademisyen ve içerik üreticisi Emrah Safa Gürkan, atık malzemelerden ürettiği içeriklerle tanınan resim öğretmeni Zehra Gürler'di. Emrah Safa Gürkan, insanlara öğrenmeyi öğretmenin önemine dikkat çekerken, Zehra Gürler de farklı kuşakların birbirini eğitebilme potansiyeline değindi.
“HAYATI 1 VE 0 OLARAK GÖRMEMEK, GRİ BÖLGELERE DE SEYAHAT EDEBİLMEK GEREKİYOR”
Eğitimin yalnızca akademiyle sınırlı kalmaması gerektiğini söyleyen Emrah Safa Gürkan, “Günümüzde artık o kadar çok meslek var ki biz aslında insanlara okulda öğrenmeyi ve kendini geliştirmeyi öğretmeliyiz. Çünkü bilmekle öğrenmek arasında ciddi bir fark var. Benim için eğitim, okuldan sonra da devam edecek şekilde insanın kendine değer katmasıdır. Okul bittikten sonra okumuyor ve araştırmıyorsanız, kendinizi geliştirmiyorsanız, hayatı 1 ve 0 olarak görür, gri bölgelerin farkına varmazsınız. Aslında toplum olarak mühendisliği ve sayısalcılığı övmemiz, mutlaklar üzerinden düşünmemize yol açıyor. Oysa insanların gri bölgelere seyahat edebilmesi, sürekli değişen dünyada kendisini yenileyebilmesi ve aynı zamanda kendine yeni özellikler kazandırabilmesi gerekiyor” dedi.
“ESKİNİN ROMANTİZMİNİ YAPIP YENİYE BURUN KIVIRAN ARGÜMANLARA İTİBAR ETMEMELİ”
Gürkan, günümüzde bilginin her an herkes için ulaşılabilir olduğunu ancak işe yarayan bilgilerin kullanılabilir hale getirilmesi gerektiğini belirtti.
Geçmişte akıllı çocuklara kitaplar ezberletilirdi çünkü ezber zekayla doğru orantılıydı. Oysa şimdi elimizde akıllı telefonlarımız var ve her şeyi aklımızda tutmamız gerekmiyor. Dahası, bilgi bombardımanına tutulduğumuz bir çağdayız. Bu nedenle önemli olan, bilgiyi rafine bir şekilde alıp işleyebilmek, bilgi öğrenmeyi öğrenmek. Elbette araştırmanız gerek ama TikTok gibi platformlar size güzel bir başlangıç, bir harita sunuyor. Gideceğiniz yeri gösteriyor ama oraya gidip gitmemek size kalıyor. Elbette kitap okumak gibi bilgi edinme alışkanlıklarını kaybetmemek ancak yeni teknolojiyi de mutlaka kullanmak gerekiyor. Dolayısıyla eskinin romantizmini yapıp yeniye burun kıvıran argümanlara itibar etmemeli.Nitekim yaş da artık eskisi gibi tecrübe değil, yük getiriyor. Eskiden insanlar 50 - 60 yaşlarında kariyerlerinde yükselirken gelecekte bu yaşlarda kariyerlerinin düşüşe geçtiğini göreceğiz. Çünkü görsel dünyayı kullanarak birçok şeyi genç yaşta öğrenebilirsiniz. Teknolojiye daha yakın olan gençler bir anda kendilerinden 10 - 20 yaş büyük insanlara göre avantaj sağlayabilirler.
“SÖZ KONUSU EĞİTİM OLDUĞUNDA DİJİTAL PLATFORMLARI ÇOK GEREKLİ BULUYORUM"
Öğrencileri tarafından resim ve neşe öğretmeni olarak tanımlandığını söyleyen Zehra Gürler ise söz konusu eğitim olduğunda özellikle dijital platformları çok gerekli bulduğunu belirtti. Gürler, “Eğitim benim için, tecrübelerime ihtiyaç duyan birilerine yoldaşlık etmek ve bildiğim yolda birlikte yürümek demek. Tam da bu yüzden konvansiyonel eğitim dışıında TikTok gibi platformları çok gerekli buluyorum. Çünkü insanlar güçlü bir şekilde hayal gücü kullanarak içerik üretiyorlar ve düetlerle onları deneyimliyor, karşılarındakiyle yaptıkları işlerin ne kadar benzeştiğini görüp mutlu ve motive oluyorlar. TikTok’un sunduğu alan da öğretici deneyimlerin güçlü bir şekilde ortaya koyulduğu ve sonuçlarının hemen alındığı bir alan” dedi.
Gürler, “Atık malzemelerle içerik üretmeye pandeminin ilk dönemlerinde başladım. O günlerde çocuklardan biri beni arayıp portresini ne zaman yapacağımı sorduğunda kahve içtiğimi ve bittiğinde hemen yapacağımı söyledim. Hemen yapmamı istediği için de kahvem biter bitmez fincanımı ters çevirip kahve telvesinden bir porte yaptım. Bunu paylaştıktan sonra herkesin çok dikkatini çekti. Öğretmenliğimin ilk yıllarından öğrencilerimle bile bu videolar sayesinde yeni bir bağ kurdum.” diye konuştu.