Telefonda eşinin söylediklerine inanamadı: Hemen gel bizi kurtar!
Rusya-Ukrayna Savaşı'nda 1 yıl geride kalırken, milyonlarca insan ülkelerini terk edip, farklı ülkelere gitmek zorunda kaldı. Savaştan kaçarak çocuklarıyla birlikte Türkiye'ye sığınan Ukraynalılardan biri de Nataliya Lulka. Yaşadıklarını, “Bomba sesleriyle sınıra vardık. Çocuklar o kadar korkmuştu ki, ağlayamadılar bile öylece donup kaldılar. 3 gün sonra sıcak bir yemek yiyebildik” diyerek anlatan Lulka, dehşet dolu yolculuğun detaylarını posta.com.tr’ye anlattı.
Elif Bayram / Posta.com.tr - 24 Şubat 2022, savaşı yaşayanların zihinlerine sonsuza kadar kazınan bir tarih oldu. Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmalar 1 yıldır devam ediyor. Aydın Kuşadası'nda yaşayan Ukraynalılar, savaşın birinci yılında bir araya geldi. Savaşın bitmesini isteyen grup, basın açıklaması yapmadan önce Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde hayatını kaybedenler ve ülkelerinde savaşta ölenler için saygı duruşunda bulundu.
“ACININ IRKI, MİLLİYETİ, DİNİ YOKTUR”
Ukraynalı savaş mağdurlarına ikinci bir hayat sunmak için çalışmalar yürüten Kuşadası Yabancılar Meclisi Koordinatörü Olena Burgaç, “Rusya-Ukrayna savaşının üzerinden tam 1 yıl geçti. Biz geçen yıl da aynı tarihte aynı yerde toplanmıştık. Bugün de buradayız ve çok kalabalığız, savaşın bir an önce bitmesini istiyoruz. Bu savaş sadece Ukrayna ile ilgili değil. Umarım en kısa zamanda yine aynı yerde, savaş bitti diye basın açıklaması yapacağız. Çok üzgünüm, hem bir sene içinde Ukrayna'da çok insan öldü, hem de Türkiye’de deprem felaketinde çok fazla can kaybı var. Bizler de deprem bölgesi için de yardım malzemeleri topladık. Gönüllü arkadaşlarla hep birlikte el ele verdik. Acının ırkı, milliyeti, dini yoktur” dedi.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, savaş nedeniyle evini terk etmek zorunda kalan Ukraynalıların sayısı ise 10 milyonu geçti. O kişilerden biri de ülkenin başkenti Kiev'de eşi ve çocuklarıyla mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayan Nataliya Lulka. Kuşadası'nda yaşayan Lulka, savaşın birinci yıldönümünde yaşadıkları süreci anlattı.
“İNSANLAR SAVAŞA UYANIYORDU”
Savaş başladığında yaşadığı şoku anlatan Lulka, “Savaş başladığında kızım 7, oğlum ise henüz 1 yaşındaydı. Eşim, Ukrayna'nın başkenti Kiev'deki Boryspil Uluslararası Havalimanı'nda çalışıyordu. Mutlu ve huzurlu bir hayatımız vardı. Eşim 24 Şubat gecesi işteydi. Sabaha karşı bombalama başladığı zaman beni aradı ve ‘Savaş başladı’ diyerek haber verdi. Önce inanmadım. Balkona çıktığımda gökyüzü gri dumanlarla kaplıydı. Bir anda bütün pencerelerin ışıkları tek tek yanmaya başladı. İnsanlar savaşa uyanıyordu” dedi.
“HEMEN GEL BİZİ KURTAR”
Bir anda patlama seslerinin gelmeye başladığını söyleyen Lulka, “O anda beynim durdu. Tekrar eşimi aradım. Eşyaları, bavulları topluyorum. Hemen gel bizi kurtar dedim. Anne ve babamızın yanına gitmeye karar verdik. Birkaç gün burada kalırız diye düşündük. Eşimin eve gelmesi her zaman 40 dakika sürerdi. Savaşın başladığı gün 6 saat sonra eve gelebildi, korkuyla onu bekledik” diye konuştu.
Lulka, savaşta yaşadığı korku dolu anları şu sözlerle anlattı:
“Hemen bavulları topladım, aceleyle çocuklarımı giydirdim. Arabaya bindik. Normalde anne babamızın yanına giderken 1 saat süren yol, 7 saat sürdü. Çünkü trafik durdu, herkes sokaklardaydı. Sonunda varmıştık. İlk günler sakin geçti. Ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorduk. Bir akşam hep birlikte oturmuş haberleri izliyorduk. O sırada 30 km yakınımızda küçük bir kasabaya füze düştü. Çok sayıda insan öldü, binalar yandı. Çok korktuk. Buradan da kaçmamız gerekiyordu. Eşim bu süreçte Kiev’de işe gitmeye devam etti. Şirketleri kendi çalışanları ve çalışanların aileleri için tahliye operasyonunu hazırladığını öğrendi. Beni ve 2 çocuğumuzu listeye yazdırdı. Böylece Türkiye yolculuğumuz başladı.”
“KORKUDAN AĞLAYAMADILAR, DONUP KALDILAR”
Yol boyunca korku dolu anlar yaşadıklarını belirten Lulka, “Çevre yolundan bir otobüse bindik. Ukrayna’nın sınırına kadar gittik. Hepimiz çok korkuyorduk. Yollarda ölen insanları görüyorduk. Gece yolculuğumuzu hiç unutmuyorum. Köylerin içindeki küçük, dar yollardan geçtik. Her yer kapkaranlıktı. Otobüsün penceresinden bakarken, biraz önce geçtiğimiz yolların bombalandığına tanık oluyorduk. Bu çocuklar yol boyunca savaşı izlediklerini nasıl unutacak? Yollarda tanklar vardı. Çocuklar yol boyunca ne yemek yediler ne su içtiler. Korkudan hiçbir şey yemediler. Çocuklar o kadar korkmuştu ki, ağlayamadılar bile öylece donup kaldılar” ifadelerini kullandı.
Nataliya Lulka, yolda karşılaştıkları olayları unutamadığını söyleyerek, bomba sesleriyle sınıra vardıklarını anlattı:
“Sınırda bizi durdurdular. Yasa çıktığı için erkekler yurt dışına çıkamıyordu. Bu yüzden çok sıkı kontrollerden geçtik. Otobüsü kullanan şoförün yaşı gençti, yurt dışına çıkması yasaktı. Belgeleri hazır değildi. Yolcular arasından başka bir şoför bulduk. Böylece sınırı geçtik. Benzin almak için bir istasyonda durduk. Orada çay dışında hiçbir şey yoktu. Çocuklara sadece çay verebildik ve yolumuza devam ettik. Sonra uçağa bindik. Havalimanında herkes şaşkın haldeydi. Belgelere bile bakmadılar. Kaos vardı. Çoğu insanın yanında pasaport yoktu ama herkesi geçirdiler.”
“3 GÜN SONRA SICAK BİR YEMEK YEDİK”
Uçakla İzmir’e geldiklerini ifade eden Lulka, “Uçağa bindikten sonra nefes almaya başladığımızı hissettik. Kâbus geride kalmıştı. Sonra da Aydın Kuşadası’na geldik. Burada bir turizm şirketi bizler için ücretsiz otel imkânı sağladı. Belediye yemek verdi. Gerçekten o günler bizim için çok önemliydi. Gelir gelmez korku ve yorgunluktan uyuduk. Sabah ilk kez 3 gün sonra sıcak bir yemek yedik. Burada insanlar bize kucak açtı, yardıma geldiler. Bebek maması, giysiler, meyve suyu, süt ve oyuncaklar getirdiler. O günü hiçbir zaman unutmayacağım” dedi.
Kuşadası’nda yeni bir hayata başladıklarını ifade eden Lulka, “Eşim Kiev’de çalışıyor ama savaş nedeniyle maaşı kısıtlı veriliyor. Maddi imkansızlıklar nedeniyle küçük çocuğumu kreşe veremiyorum. Kızım okula gidemiyor. Burada online olarak eğitim görüyor. Kızımın Türkiye’de de okula gitmesini istiyorum ama bütün belgelerin tercüme edilmesi ve noterde tasdik edilmesi gerekiyor. Noter ücreti bizim için çok yüksek. Her şeyi ödemeye, yeni bir hayata alışmaya çalışıyoruz ama çok zorlanıyoruz. Savaştan kaçtık ama okula gidemiyoruz, ilaç alamıyoruz. Gerçekten bize yardım edilmeseydi çok kötü duruma düşerdik. Sıfırdan bir hayat kurmak çok zor” diye konuştu.
“SAVAŞI UNUTMAK MÜMKÜN DEĞİL”
1 yıldır devam eden savaş nedeniyle hayatlarının değiştiğini belirten Nataliya Lulka, “Ülkemizi çok özlüyoruz. Annem ve babam Ukrayna'nın güneyinde yer alan Kherson’daydı. Şehrin bir kısmı hala işgal altında ve her gün bombalanıyor. Evimizin arkasında çocuk hastanesi vardı. O çocuk hastanesi de bombalandı. Anne ve babamın evinin son halini görünce savaşı tekrar hatırlıyorum. Zaten savaşı unutmak mümkün değil. Savaşın hala devam etmesi bizleri çok üzüyor. Savaş sadece ülkeleri etkilemiyor. Hayalleri de değiştiriyor" dedi.