Türkiye’nin gündemine oturan kaza! Oğlunu kaçıran annenin cezası ne?
İstanbul Kemerburgaz’da ehliyetsiz olarak direksiyonuna geçtiği Porsche marka otomobille 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci’nin ölümüne neden olduktan sonra annesi tarafından Mısır’a kaçırılan 17 yaşındaki Timur Cihantimur’un nasıl yargılanacağını anlatan hukukçular ‘Suçluyu kayırma” suçunun “Suçun üstsoy, altsoy, eş ve kardeş tarafından işlenmesi hâlinde, cezaya hükmolunmaz” maddesini eleştirdi, Eylem Tok’un ‘olası kast’ ile yargılanması gerektiğini söyledi.
İstanbul’da lüks ciple, arızalanan ATV motorunu emniyet şeridinde kontrol eden gruba çarpan ve bir kişinin ölümüne neden olan 17 yaşındaki sürücü T.C.’nin annesi Eylem Tok tarafından yurt dışına kaçırılmasının ardından “cezasızlık” tartışması başladı.
KAZANIN YARALI TANIĞI KONUŞTU: BİRİLERİ TELEFONU ELİMDEN ALDI
Annesi tarafından Mısır’a kaçırılan 17 yaşındaki Timur Cihantimur’un neden olduğu kazadan yaralı kurtulan İbrahim Gümüş hastaneden taburcu oldu.
İbrahim Gümüş, o gece yaşananları şöyle anlattı: “Gelen aracın çok süratli olduğunu hatırlıyorum. Arabanın farlarını gördüm, görmemle vurması bir oldu zaten. Hepimiz savrulduk. Kalktığımda kimseyi göremedim yanımda. Yardım istemek için telefonumu çıkardım. O sırada telefonum elimden alındı. Birileri aldı elimden. Büyük ihtimalle aileden biri aldı diye düşünüyoruz. Sonra teyzem beni aramış. Bir bayan çıkmış. Teyzem ‘İbrahim nerede?’ diye soruyor, karşıdaki kişi ‘Siz kimsiniz’ diyor. ‘Ben teyzesiyim siz kimsiniz?’ deyince karşıdaki kişi telefonu kapatıyor. Telefonum kayıp.”
Acılı anne Pervin Aci ise gözyaşları içinde, “Annesi o çocuğu getirsin Türkiye’ye. Kimse ona bir şey yapmaz. Çocuğu oradan oraya çanta gibi atmasın günah ona. O çocuğa da üzülüyorum” dedi.
‘BUGÜN OLSA YİNE YAPARIM’
*Eylem Tok bir TV kanalına yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ben bir anneyim. Bugün olsa yine yaparım. Ben her an dönebilirim. Sadece çocuğumun adil yargılanmasını istiyorum. Ülke bana desin ki ‘kana kan yok, çocuğa karşı bir şey yapmayacağız. Adalet yerini bulacak.”
Milliyet’ten Çiğdem Yılmaz’ın haberine göre, “suçluyu kayırma” suçundaki “Suçun üstsoy, altsoy, eş, kardeş veya diğer suç ortağı tarafından işlenmesi hâlinde, cezaya hükmolunmaz” maddesini tartışmaya açan olayda hukukçular, “Hem çocuk hem de annesi için olası kast ile insan öldürme hükümlerinin uygulanması gerekir” dedi.
"ANNEYE CEZA VERİLMEZ"
Ceza hukukçusu Prof. Dr. Adem Sözüer: “Olayda annenin iki fiili gündeme gelir. Birincisi, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme. Altı aydan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer suç ise ‘Suçluyu kayırma’ suçudur. Bu suçun üstsoy, altsoy, eş veya kardeş tarafından işlenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz. Anneye bu nedenle ceza verilmez. Kanun koyucu, anne veya babanın suçlu da olsa çocuklarını korumak istemelerini, doğal hal olarak görmüş.”
"AKRABANIZI KAÇIRIN!"
Hukukçu Dr. Rezan Epözdemir: “Bu düzenleme suç işleyen kişinin adaletten kaçması ve saklanması için anne, baba, eş kardeşe şahsi cezasızlık sebebi öngörerek, bu akrabalara adeta yakınlarınızı kaçırın ve adalete teslim etmeyin denmektedir. Bu da hukukun temel evrensel prensipleriyle bağdaşmaz. TCK m 283/1’in cezasının caydırıcılığı sağlayacak şekilde artırılması ve yakın akrabalar için düzenlenen cezasızlık sebebinin ortadan kaldırılması gerekir.”
“OLASI KASTLA YARGILANMALILAR”
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş: “Çocuğun ehliyetsiz araç kullanması sonucu gerçekleşen ölüm ve yaralanmalar nedeniyle bilinçli taksir gereğince sorumlu tutulması gerekirken, kaza yerinin terk edilmesiyle olayın niteliği değişmiştir. Bu bakımdan, üzerinde durulması gereken asıl konu annenin olay yerine gelip oğlunu kaçırmasıdır. Biz buna eklenen kast diyoruz. Olay yerinde 112 arayarak ambulans çağırmak yerine yaralıları kanamalı bir şekilde bırakıp kaçtıkları için taksirle başlayan bir harekete kast eklenmiş oluyor. Dolayısıyla hem çocuk, hem de annesi için olası kast ile insan öldürme hükümlerinin uygulanması gerekir.
GARİPOĞLU’NUN BABASI CEZA ALMAMIŞTI
*Eylem Tok’un oğlunu Mısır’a kaçırması, 2009 yılında işlenen Münevver Karabulut cinayetini akıllara getirdi. Karabulut’un katil zanlısı Cem Garipoğlu, babası Mehmet Nida Garipoğlu ve amcası Hayyam Garipoğlu tarafından 197 gün saklanmıştı. Mahkeme, baba Garipoğlu hakkında oğlunu kaçırmasına rağmen ceza tayinine yer olmadığına karar vermiş, amca Garipoğlu ise alt sınırdan uzaklaşılarak 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmıştı.
Hürriyet’ten Burcu Purtul Uçar ve Özge Eğrikar’in haberine göre ise, “Çocuğa bakım tedbiri uygulanmalı. Resmî veya özel bakım yurdu ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılmalı” diyen hukukçular, Türkiye’yi sarsan kazının ardından şu değerlendirmelerde bulundu.
YÜKÜMLÜLÜK İHLAL EDİLDİ
Akademisyen avukat Esra Pınar Bilgin: Olay açık ve net ‘kasten adam öldürme’ suçunu oluşturmaktadır. Annenin hukuki durumu noktasında ise bakım tedbiri hükümlerinin uygulanması gerekir. Bakım tedbiri çocuğun bakımından sorumlu olan kimsenin herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi hâlinde, çocuğun resmî veya özel bakım yurdu ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesine ilişkin bir tedbirdir. Annenin çocuğun Mısır’a kaçmasında yardımı olduğundan şüphe yoktur. Suça sürüklenen çocuk hakkında da tutuklama şartlarının gerçekleşmesi halinde tutuklama kararı verilebilir. Somut olayda ağır cezayı ilgilendiren bir durum olması ve sanığın Mısır’a kaçmış olması nedenleri ile derhal tutuklama kararı verilmeli ve aileden bakım gözetimi alınarak tedbir uygulanmalıdır. Ek iddianame ile anne de yargılanmalıdır.
CEZASI ERTELENEBİLİR
İstanbul Barosu’ndan avukat Dilek Yüksel: Çocuk hakkında yurtdışı yasağı yok. Dolayısıyla olayda annesinin herhangi bir suçu yok. Çocuk hakkında yurtdışı yasağı olsa ya da çocuk hükümlü ya da tutuklu olsa dahi Türk Ceza Kanunu 283. Maddesi’nin 3. Fıkrası gereğince annenin cezai sorumluluğu söz konusu olmaz. Çocuk ise Türk Ceza Kanunu 85. Madde’nin 2. Fıkrası’na göre ‘taksirle öldürme’ suçundan yargılanır. Alacağı ceza yaklaşık olarak 2 yıl ila 15 yıl arasındadır. Bir ölü olması, yaralı sayısının fazla olması nedeniyle ve tabii somut olayda çocuğun tam kusurlu, ölen ve yaralıların ise kusursuz olduğunu düşünürsek mahkeme alt sınırdan uzaklaşır, cezası 5 veya 6 yıldan başlar. Bu cezadan Türk Ceza Kanunu 31/3 fıkrası gereğince 1/3 oranında yaş indirimi olur. Yine T.C.K 61/1 gereğince cezasından 1/6 oranında indirim olur. Bu ceza taksirli bir suç olduğu için adli para cezasına çevrilebilir. Ayrıca sonuç ceza 3 yıl altı olursa cezası ertelenebilir.