Son dakika göz hastalıkları haberleri ile ilgili Posta.com.tr'ye eklenen tüm haberler bu sayfada yer almaktadır. Geçmişte yaşanan göz hastalıkları gelişmeleri, bugün yaşanan en flaş gelişmeler ve çok daha fazlası sürekli güncel olan göz hastalıkları haber sayfamızda...
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tarkan Mumcuoğlu, alerjik konjonktivitin gözlerin dış etkenlere karşı geliştirdiği bir bağışıklık tepkisi olduğunu belirterek, “Halk arasında göz alerjisi olarak bilinen alerjik konjonktivit, gözlerde kaşıntı, kızarıklık, yanma ve sulanma gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu tür göz alerjileri kronikleştiğinde, göz yüzeyinde kalıcı hasarlara yol açabilir. Tedavi edilmeyen alerjik konjonktivit, gözde hassasiyeti artırarak günlük yaşam kalitesini de ciddi şekilde düşürebilir” dedi.
Gözünde ani kayma görülen 5 yaşındaki Nehir Ela Başbayram’a göz tansiyonu teşhisi kondu. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sevil Karaman’ın hızlı teşhisiyle hemen ameliyata alınan Nehir Ela, düzenli kontroller ve göz kapama tedavisi sayesinde görme sağlığını yeniden kazandı. Göz tansiyonu hastalığında erken tedavinin önemine dikkat çeken Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Karaman ise “Nehir Ela, bize yaklaşık 2 yaşındayken sağ gözde kayma şikayetiyle başvurdu. Çocuklarda göz kayması farklı birçok nedene bağlı olabilir. Özellikle ani gelişen kayma varsa durum çok daha fazla dikkat gerektirir” diye konuştu.
Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, özel hastaneler yönetmeliği sil baştan yenilendi. Yürürlüğü giren yeni yönetmelikle sağlık hizmeti sunum standartları yükseltildi; üst düzey tıbbi denetim dönemi başlatıldı. Özel hastanelerin işletilmesinden, denetlenmesine kadar tüm kurallar yeniden düzenlendi.
Gözün saydam kornea tabakasının incelmesi ve sivrileşmesi sonucu görme kaybı ile karakterize Keratokonus hastalığında kaydedilen son gelişmeleri aktaran Prof. Dr. Levent Akçay, “Keratokonusun erken evresinde hastalar miyopi ve astigmat nedeniyle az görmeden yakınır. Bu aşamada görmeyi, gözlükler veya yumuşak kontakt lensler ile düzeltmek hala mümkündür. Bu evrede keratokonusun ilerleyişini çapraz bağlama tedavisi ile durdurmak önemlidir. Bu tedavi yapılmadığında keratokonus 40’lı yaşlara kadar ilerlemeye devam eder. Keratokonus ilerlediğinde de görme keskinliği önemli oranda azalır” dedi.
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ataş, el ile göze temas edilmesinin gribal enfeksiyonları göze de bulaştırabileceğini söyleyerek, “Öksürme ve hapşırma ile salınan partiküllerden göze de gribal enfeksiyon bulaşabilir” dedi.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Özlem Gül, panik bozukluğun günümüzde yaygın olarak görüldüğünü söyleyerek, “Panik bozukluk, sık sık tekrarlayan panik atak ile karakterizedir. Aniden ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleridir, birdenbire başlar, giderek şiddetlenir ve 10 dakika içinde şiddeti en yoğun düzeye çıkar; çoğu zaman 10-30 dakika devam ettikten sonra kendiliğinden geçer. Kişi kalp krizi ya da felç geçirdiği hissine kapılarak yoğun bir korku yaşar. Bazen de başında bir tuhaflık, sersemlik, kendisini ya da çevresini garip ya da değişik hissetme gibi duyguların ortaya çıkmasıyla, kontrolünü kaybetmeye ya da çıldırmaya başladığını düşünerek kendisine ya da çevresindekilere zarar vermekten korkmaya başlar” diye konuştu.
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Numan Alp, diyabet hastalığına göz muayenesinde tanı konulabileceğini söyleyerek “Diyabet tanısı almış hastaların yalnızca 3’te 1’i göz doktoruna kontrole gidiyor. Ne yazık ki, hastaların yüzde 85'i görmeleri etkilendikten sonra bize başvurabiliyor. Diyabet sebebiyle meydana gelen görme kayıpları eğer erken tanı ve uygun tedavi yapılır ise yüzde 95'i önlenebilir” dedi.
Kornea hastalıklarının tedavi yöntemleri ve erken tanının önemine değinen Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Yıldırım, keratokonus hastalığından kornea nakline kadar birçok tedavi seçeneği hakkında bilgiler verdi. Korneanın göz sağlığında hayati bir rol oynadığını belirten Prof. Dr. Yıldırım, “Gözün en dış kısmında yer alan şeffaf ve hassas bir tabaka olarak işlev görüyor. Çevresel faktörlere karşı açık bir yapıya sahip olan bu doku, enfeksiyonlar, yaralanmalar ve alerjik reaksiyonlar nedeniyle hasar görebiliyor. Bu tür hasarlar görme kayıplarına yol açabileceği gibi, ilerleyen evrelerde kornea nakli gibi tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyulmasına neden olabiliyor” dedi.
Göz rengi, gözün iris adı verilen bölümünde bulunan pigmentlerin miktarına ve dağılımına bağlı olarak belirlenmektedir. Göz rengi, genetik faktörlerle miras alınır ve ebeveynlerden çocuklara geçer. Son dönemlerde sıklıkla konuşulan ve risksiz olduğu iddia edilen, yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda göz doktorunun uyguladığı keratopigmentasyon (FLAAK) işleminin güvenilirliği tartışma konusu olduğunu aktaran Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Rumil Babayev, “Göz rengi değiştirme işlemleri arasında yer alan kalıcı prosedürler, kornea dokusunda hasara sebep olabilir. Kornea, gözün dış yüzeyini kaplayan saydam tabakadır ve herhangi bir hasarda görme bozukluğuna veya kalıcı bulanıklığa yol açabilir” dedi.
Türk Oftalmoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Huban Atilla, küçük çocuklarda göz kuruluğuyla ilgili şikayetlerin fazlalaştığını belirterek, ekran kullanım süresinin uzamasının göz kuruluğu ve şaşılık risklerini artırdığını söyledi.
Göz Hastalıkları Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Özgür Yaşar, hava kirliliğinin, çevresel etkenlere karşı oldukça hassas olan gözlerde konjonktivit başta olmak üzere çok sayıda ciddi hastalığa neden olabileceğini söyledi.
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özmen, okul çağındaki çocuklarda uzak ve yakın görmede yaşanan sorunların başarıyı etkileyen en önemli faktörlerden olduğunu belirterek, doğru gözlük seçiminin önemini vurguladı.
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mutlu Acar, son 30 yılda çocuklarda miyopi görülme sıklığının iki kat arttığına dikkat çekerek, “Miyopi, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından küresel epidemi şeklinde değerlendirilmektedir. Güncel literatürde miyopi patlama olarak tanımlanmakta, genel olarak 5-17 yaş arası çocuklarda miyopi görülme sıklığı ise, yaklaşık yüzde 9 olarak görülmektedir” dedi.
Katarakt her yaşta görülebilen bir hastalık olmasına rağmen çoğunlukla yaş ile (55’den sonra) beraber ortaya çıkmakta, nadiren yenidoğanlarda ve çocuklarda ve 40’lı yaşlarda da görülmektedir. Katarakt belirgin ise günümüzde tek tedavisi ameliyattır. Katarakt ameliyatı vücudumuzda yaptığımız ameliyatlar arasında en gelişmiş olanlardan biridir ve oldukça başarılı bir ameliyattır.
Pandemi sonrasında göz sağlığı endişe verici düzeyde kötüleşti. Görme bozuklukları, göz kuruluğu ve rahatsızlık hissi gibi şikayetler hızla arttı. Uzmanlar, göz hastalığının bu çeşidinin hızlı yayılmasını,'salgın' olarak adlandırıyor. Özellikle dijital ekranlara uzun süre maruz kalmanın yaygınlaşması, hastalıkları tetikleyen ana unsurlardan biri olarak görülüyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sevil Karaman; göz sağlığı problemi, belirtileri ve ciddiyetiyle ilgili tüm detayları açıklıyor.
Sağlık Bakanlığınca geçen yıl yenidoğan, okul öncesi ve ilkokul 1. sınıftaki 2,4 milyon bebek ve çocuk göz taramasından geçirildi, 17 bininde çeşitli görme kusurları tespit edildi.
Son dönemde artan konjonktivit vakaları, halk sağlığını tehdit eden bulaşıcı rahatsızlıklar arasında yer almaktadır. Özellikle mevsim geçişlerinde ve alerji dönemlerinde bu rahatsızlık çok daha sık gözlemlenir. Gözde kızarıklık, kaşıntı, sulanma gibi belirtilerle kendini gösteren konjonktivit, bulaşıcı özellik de taşıyabilir. Tedavi edilmediğinde ise daha ciddi göz sorunlarına yol açabilir. Peki, konjonktivit nedir, nasıl bulaşır? Göz sağlığımızı korumak için neler yapmalıyız? Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Şennur Haberal konu hakkında tüm merak edilenleri Posta.com.tr okurları için açıkladı.
Ekran bağımlılığının önemli ölçüde etkilediği göz kuruluğunun son zamanlarda görülme sıklığıyla ilgili konuşan Prof. Dr. Arzu Taşkıran Çömez, “Oldukça yoğun, eskiden sadece belli bir yaştan sonra kişilerde görülebilirken artık çocuklarda bile salgınlar gibi görülen bir göz kuruluğu görmekteyiz. Şu an hastaların yüzde 60-70’inde göz kuruluğu bulgularını görüyoruz, yaşlanmayla zaten hepimiz bir kuru göz hastası adayıyız. İklimle de ilgisi var, daha çok ekran, telefon gibi şeylerle ilgili olduğunu düşünmekteyim” dedi.
Sosyal medyada kendisini fitoterapi ve natuoropati uzmanı olarak tanıtan T.Y, katarakt hariç görme bozukluklarını ve mekanik olmayan tüm duyma sorunlarını tedavi eden özel bir damla üretildiğini belirtti. Damlanın ilk kullanımda yüzde 20 iyileşme sağladığını yazan kişi, Sağlık Bakanlığından onaylı sertifikası ve ruhsatı olduğunu iddia etti. İnternet üzerinden 5 bin TL’ye satışa sunulan ilaç, sosyal medyada ‘her hastalığa iyi gelen damla’ olarak gündem oldu. Damlanın etkinliği konusunda açıklamalarda bulunan Göz Sağlığı ve Hastalıkları Op. Dr. Gökhan Deda, “Sağlık Bakanlığı onaylı olmayan tek bir damlayla bu kadar tedavinin olması mümkün değildir” dedi. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Prof. Dr. Erkan Vuralkan ise “Bu damla ilk önce gerçekten tıbbi bir ürün mü ona bakmak gerekiyor” diye konuştu.