Beden SağlığıAilede meme kanseri öyküsü prostat kanseri riskini artırıyor

Ailede meme kanseri öyküsü prostat kanseri riskini artırıyor

Paylaş
Ailede meme kanseri öyküsü prostat kanseri riskini artırıyor

Prostat kanseri Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 yılında güncellediği verilere göre erkeklerde en sık rastlanan ikinci kanser türü. Rakamlar yalnızca 2020 yılında Türkiye’de 19 bin 444 kişinin prostat kanseri tanısı aldığını gösteriyor. Ailesinde, özellikle babasında veya erkek kardeşlerinde prostat kanseri öyküsü olan kişilerde, hastalığın görülme ihtimali normal kişilere göre 2-3 kat daha fazla. Mayıs ayında gerçekleştirilen 6. Onkolojik Bilimler Sempozyumu’nda "Prostat kanserinde olgu tartışmalarıyla güncel yaklaşımlar" ele alındı. Ailede meme kanseri öyküsünün bulunmasının prostat kanseri riskini artırdığı bildirildi.

Erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü prostat kanseri 14 Mayıs'ta gerçekleştirilen 6. Onkolojik Bilimler Sempozyumu’nda değerlendirildi. Sempozyuma, "ailesinde prostat kanseri öyküsü olanların 2-3 kat daha fazla risk altında olduğunu" belirten Üroloji Uzmanı Doç. Dr. İlker Tinay, “Kadınlarda meme kanserine neden olan BRCA1 ve BRCA2’deki mutasyonlar, erkeklerde de prostat kanserine neden oluyor. Dolayısıyla aile öyküsüne bakıldığında kişinin sadece babasındaki prostat kanseri değil, annesindeki meme kanseri de risk oluşturuyor. Ailesinde bu tarz kanser öyküsü olanlar prostat taramalarına 40’lı yaşlarda başlamalı” dedi.

Haberin Devamı

Prostat kanseri Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 yılında güncellediği verilere göre erkeklerde en sık rastlanan ikinci kanser türü. Rakamlar yalnızca 2020 yılında Türkiye’de 19 bin 444 kişinin prostat kanseri tanısı aldığını gösteriyor. Ailesinde, özellikle babasında veya erkek kardeşlerinde prostat kanseri öyküsü olan kişilerde, hastalığın görülme ihtimali normal kişilere göre 2-3 kat daha fazla. Mayıs ayında gerçekleştirilen 6. Onkolojik Bilimler Sempozyumu’nda "Prostat kanserinde olgu tartışmalarıyla güncel yaklaşımlar" ele alındı. Ailede meme kanseri öyküsü prostat kanseri riskini artırdığı bildirildi.

6. Onkolojik Bilimler Sempozyumu’nda Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent, Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Hale Başak Çağlar ve Nükleer Tıp Uzmanı Doç. Dr. Kezban Berberoğlu prostat kanseri tedavisindeki son gelişmelere ilişkin bilgiler verdi.

Haberin Devamı

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 yılında güncellediği verilere göre prostat kanseri erkeklerde en sık rastlanan ikinci kanser türü olarak dikkat çekiyor. Rakamlar yalnızca 2020 yılında Türkiye’de 19 bin 444 kişinin prostat kanseri tanısı aldığını gösteriyor. Ailesinde, özellikle babasında veya erkek kardeşlerinde prostat kanseri öyküsü olan kişilerde, hastalığın görülme ihtimali normal kişilere göre 2-3 kat daha fazla.

AİLEDE MEME KANSERİ OLANLAR PROSTAT MUAYENELERİNE 40'LI YAŞLARDA BAŞLAMALI

Ailede meme kanseri öyküsü prostat kanseri riskini artırıyor

Son dönemde yapılan araştırmalara göre aile öyküsünde meme kanseri varlığı da prostat kanseri riskini artırıyor. Kadınlarda meme kanserine neden olan BRCA1 ve BRCA2’deki mutasyonların (değişimlerin) erkeklerde de prostat kanserinin nedeni olabildiğini anlatan Doç. Dr. İlker Tinay, “Bu yönde aile öyküleri olan erkeklerin prostat kanseri açısından taramalarına 40’lı yaşlarda başlamaları gerekiyor. Bazı kültürel nedenlerle prostat muayenesinden kaçınılsa da erken tanı konan hastalarda daha etkili tedavi yapma şansı mümkün” dedi.

ERKEN TANIDA TEDAVİ DAHA BAŞARILI

Erken tanı koymanın daha başarılı tedaviler ve daha uzun bir sağkalım anlamına geldiğinin altını çizen Doç. Dr. İlker Tinay, “İnsanların bilinçli olması ve düzenli kontrollere gelerek taramalarını yaptırması çok önemli. Yeni gelişmeler sayesinde ileri evre prostat kanserinde bile tedavide yüz güldürücü sonuçlar elde etmek mümkün olsa da, erken tanı alan kişilerin sonuçları da daha başarılı oluyor” dedi.

Haberin Devamı

DENGELİ BESLENME ÖNEMLİ

Her hastalıkta olduğu gibi prostat kanseri olma riskini azaltmak için de sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi gerektiğine vurgu yapan Doç. Dr. İlker Tinay, “Dengeli beslenme, aktif bir günlük yaşamı sağlayan fiziksel aktiviteler ve düzenli doktor kontrolleri önemli” şeklinde konuştu.