● Yeni programınız ‘Hayat Akarken’ nasıl gidiyor?

Gayet iyi. Önemli bir iş yapıyoruz. Böyle programlarla insanları doğru bilgilendirmeye çalışıyoruz. İnsanların hayatlarının daha da sağlıklı akmasını sağlıyoruz.

● Zaten televizyon tecrübeniz epey eskiye dayanıyor...

Evet. Altın Kelebek’te Acun Ilıcalı’yı dinlediğimde kendimle çok özdeşleştirdim. Biz televizyonculukta aynı dönemin insanlarıyız. O dönemler spor programlarında magazin de vardı. Ben de TGRT’de ‘Tele Kritik’ programında magazin yapıyordum. Yaşım da küçüktü. Bu işin mutfağında pişe pişe, matematiğini öğrene öğrene ciddi bir tecrübe sahibi oldum. Anne olduktan sonra ara verdim.

BEN HAMDİ ALKAN'IN EŞİ OLMADAN ÖNCE DE VARDIM

● Sizin için “Arkasında Hamdi Alkan olmasa bu kadar başarılı olamazdı” diyenler var...

Ben Hamdi Alkan’ın eşi olmadan önce de vardım. Hatta Türk televizyonlarının en büyük kanallarından birinde, gece talk şov yapıyordum. 16 yaşından beri bu sektörde kamera önünde ve arkasında çalıştım. Hamdi eşim olduğu için gurur duyuyorum. Ama bu algı elbette korkunç. Bu, kadını ‘hiç’leştiren bir bakış. Acımasız. Kadını hiçleştirmek, bir erkeğe egemen kılmak... Hele ki erkeğin ismi büyükse ve kadın mesleki anlamda ismini çok starlaştırmamışsa bu tarz önyargılara sebebiyet verebiliyor. Ama ben bu algıyı yıkacağım. Zamana ihtiyacım var.

● Son dönemde verdiğiniz cesur pozlar da çok tartışıldı.

Eğer cami avlusunda mayoyla geziyor olsaydım ve bu yadırganıyor olsaydı anlardım. Ama ben plajda ailemle tatile gitmişim, denizde fotoğraflarım çekiliyor. Beni çeken arkadaşa gizli çekmemesini söyledim. Eşim de yanımdaydı zaten.

● Kadınlar daha çok tepki gösterdi size...

Ben de buna üzüldüm zaten. Hiç ünlü olmadığı halde sonsuz bir photoshop’la kendini değiştirip deklare edenler var bunların içinde. Neden kendine güvenen, özgür yaşayan bir insanı ayıplıyorsun o zaman? Senin bu imkanın olmadığı için bana kızıyorsun.

● Hamdi Bey’i de “nasıl izin veriyor” diye eleştirenler oldu...

Ben zaten Hamdi’nin rahatsız olacağı bir şeyi yapmam. Hamdi bana karışmaz bu konuda. Ben yanlış bir şey yapmıyorum. Nerede, ne giyeceğimi bilen bir kadınım. Denize mayoyla giriyorum, özür dilerim. Eğer bu suçsa suçluyum ben!

● Bu tartışmalar olurken, giderek Türkiye’nin muhafazakârlaştığını düşündünüz mü?

Türkiye zaten hep muhafazakar bir ülke. Muhafazakarlığa da asla karşı değilim. Benim de yadırgadığım giyim tarzları oluyor. Çok abartılı, kendini ifşa eden, tahrik kokanları tasvip etmem mesela. Erkekler için de geçerli bu. Kızımı da uyarırım , açık giyindiğinde. “Kimin, ne algıladığını önemsemeyebilirsin ama senin ruhun incinir” diyorum. Biz sonuçta mutaassıp insanlarız.

● Eşinizin filminde oynayacak mısınız? Torpil ister misiniz?

İşte o zaman sektörde Hamdi Alkan’ın karısı olmaya devam ederim. İnanın ben Hamdi Bey’den mesleki anlamda hiçbir şey istemiyorum. Gelen bir senaryoyla ilgili fikrini sorarım, çıkacak olan single’ımı dinletirim filan. Öneri alırım ama maddi, manevi yardım istemem. İstesem yapar, o da ayrı. Ben 16 yaşımdan beri bu sektörde var olmaya çalışıyorum. Hamdi Alkan’ın karısı olduktan sonra da aynı şekilde var olmaya çalışıyorum. Onun ismini ve imkanlarını kullanıp beklentiye girmiyorum.

● Başka projeler var mı?

Şu anki önceliğim televizyon programım ve single’ım. Müzik çalışmalarına daha da ağırlık vereceğim. Gelen senaryolar da var. Ama single’ım çıktıktan sonra değerlendireceğim onları.

HAMDİ İLE CÜZDANIMIZ ORTAK

● Bir açıklamanız oldu, “Benim kaşem Hamdi’ye yetmez” diye...

Hamdi Alkan çok büyük bir yönetmen ve çalışma sistemi çok ağır. Ben de espiri yapmıştım. Sonuçta tabii ki rica etsem Hamdi Bey, benim klibimi çeker. Ama açıkçası bu konuda onu suistimal etmek istemedim.

● Cüzdanlar ayrı değil ama değil mi?

Evlilik aynı çatı altında bir hayatı paylaşmaktır. Cüzdanı da paylaşıyorsunuz, nefesinizi de... Her şeyimiz ortak tabii ki.

MEDENİYETİMİZ UMARIM HERKES İÇİN ÖRNEK OLUR

● Evliliğiniz dört yılı devirdi.

Evlilik aşkı başka bir boyuta taşıyor. Daha akraba gibi oluyorsunuz. Gerçek bir paylaşım yaşamaya başlıyorsunuz.

● Evlilik cinselliği azaltıyor mu?

Evliliğe göre değişir. Çiftler birbirine saygı duyuyorsa ne aşk ne cinsellik ne de saygı biter. ‘Fast food’ gibi yaşanıyor artık ilişkiler fazla hızlı ve heyecanlı...

● İlk evliliğinizi kaç yaşınızda yaptınız ve neden ayrıldınız?

18 yaşındaydım. Evcilik oyunu gibiydi. Dolayısıyla bitti. O zamanlar en ufak bir kavgada, “Eşyalarımı toplayıp gidiyorum” derdim. Evlilik böyle bir şey değil işte. Hayatımı, ‘Hamdi’den öncesi ve sonrası’ diye ikiye ayırabilirsiniz.

● Kızınız İlknaz’ı, Hamdi Bey kendi kızlarından ayırmıyor...

Ben Hamdi’nin ilk olarak babalığına aşık oldum zaten. Hamdi’nin hayatıma girmesiyle biz çok güzel bir aile olduk. Kızımı kendi kızlarından hiçbir zaman ayırmadı. İlknaz da Hamdi’yi çok seviyor ve onu öz babası gibi görüyor. Hatta grip oldu İlknaz. Hastanedeyken bir eliyle Hamdi’nin, diğeriyle de babasının elini tuttu.

● Öz babası bozulmadı mı?

Niye bozulsun ki? Bu medeniyetin göstergesi. Evladını seven ve ona emek veren bir insan var çünkü. Böyle bir durumda Hamdi Bey’in kızlarının annesinin de, benim kızımın babasının da aksini hissetmesi mümkün değil.

● Siz de Hamdi Bey’in kızlarını kendi çocuğunuz gibi görüyor musunuz?

Tabii ki... Onlar da benim evladım. Hepimiz birbirimizi seviyoruz. Kızlar kardeş gibi büyüyor. İlknaz ile Zeynep’in yaşı da aynı olduğu için çok yakın arkadaşlar. Onların annesini ben nasıl sevmem? Umarım herkese bu anlamda örnek oluruz.

ALEV GÜRSOY CİMİN

alev.gursoy@posta.com.tr