Yurdumun şairleri (01.06.2023)
En beğendiğiniz şiirinizi renkli bir fotoğrafınızla birlikte bize yollayın gazetede yayınlayalım. Şiirin uzunluğu 4 kıtayı geçmesin. Adınızı, soyadınızı, kaç yıldır şiir yazdığınızı eklemeyi unutmayın. Şiirinizi ithaf ettiğiniz biri varsa onun da adını yazın. POSTA GAZETESİ ‘YURDUMUN ŞAİRLERİ’ 100. Yıl Mah., 2264. Sok., Demirören Medya Center No:1, Bağcılar / İstanbul e-mail: sair@posta.com.tr
NE YAPARIM?
Yüreğin cennetin tacı
Sözlerin gönül ilacı
Sevdan ki başımın tacı
Sen olmasan ne yaparım
Dağlarımı duman alır
Düz yolda kervanım kalır
Yüreğimi hüzün sarar
Sen olmasan ne yaparım
Gönül fırtınam durulur
Bağrımda güllerim kurur
Uykularım haram olur
Sen olmasan ne yaparım
Kolum kanadım kırılır
Uçamam ki daldan dala
Yuvasız kuşlar misali
Yokluğunda ne yaparım
Özgen Atay Dervişoğlu Zonguldak’ta yaşıyor.
KALBİM AĞLIYOR
Biliyorum ağıtlar yakmaz
Ağlamazsın ardımdan
Gözün aydın gidiyorum artık
Ne sesimi duyacak
Ne de yüzümü göreceksin
Kim bilir ne kadar da mutlu olacaksın
Belki de bayram edeceksin
Fakat ben, ya ben
Ağlarım diyemiyorum bu ayrılığa
Yanıyorum, bağrım yanıyor
Dayanamıyorum artık
Gözlerim değil, kalbim ağlıyor
Fahri Uğur İstanbul’da yaşıyor.
DAL BULAMADIM
Senin sarhoşunum ve senden başka
Düştüm tutunacak, dal bulamadım
Gönlüm bülbül olup, düşünce aşka
Üstüne koklanan, gül bulamadım
Etme güzel, neden kaçarsın benden
Gördüm arzumanım, kalmıştı senden
Aşkın yolu sarptır, korktum dikenden
Sana gelmek için, yol bulamadım
Benler gerdanına olmuş nakışan
Korktum nazar eyler, senle bakışan
Seni incitmeyen hem de yakışan
Bedesteni gezdim tül bulamadım
Leyla’nın kokusu zülüf telinde
On parmakta, on marifet elinde
Doyumsuz kelamla sohbet dilinde
Ondan öte şerbet, bal bulamadım
İmam coşkun seldim, dindikçe dindim
Seni sevmem ile engine indim
Nazlısın, kendimden bile çekindim
Seni incitmeyen, kul bulamadım
İmam Özel Tarsus’ta yaşıyor. Emekli öğretmen.
RÜYA
Seni rüyamda gördüm
Seni kendime yar ettim
Şiirler yazdım
Şair oldum
Kafiyesiz kaldım
Bir tatlı rüyadan
Sen ve ben
Hiç uyunmasak
Kalsak seninle öylece
Uyanırsak
Yarım kalır şiirlerim
Tükenir kalemim
Yağmur yağar
Çamur olur
Haydar Haner İzmir’de yaşıyor.
GÜZEL GÜNLER SENSİN
Hangi dilde söylesem ‘seni seviyorum’
Değişse de kelimeler
Değişmiyor, apaçık öznesi sensin
Hangi yarını hayal etsem oturup
Hangi hayali kurgulasam
Bir kağıt, bir kalem
Ne yazsam, sensin
Güneşi çizdim mesela geçen
Masmavi gökyüzüne bembeyaz bulutlarla
Ağaçlar, çiçekler, çocuklarla
Sabah uyandım, bir de ne göreyim
Resim yok, sadece ismin büyük harflerle
Güzel günler sensin
Murat Şahan Ankara’da yaşıyor. Öğretmen.
UNUTMAK HİSSİNİ BANA VERMEDİ
Sabrı mendil yaptım gözyaşlarıma
Yine içimdeki ateş sönmedi
Ne kadar yalvardım yüce Tanrı’ma
Unutmak hissini bana vermedi
Anladım, mahşere dek yanacağım
Ben bu acıyla hep sızlanacağım
Ne kadar yalvardım yüce Tanrı’ma
Unutmak hissini bana vermedi
Saçların bir serap gibi karşımda
Gözlerinse mehtap akşamlarımda
Ne kadar yalvardım yüce Tanrı’ma
Unutmak hissini bana vermedi
Nevzat Güzeldere İzmir’de yaşıyor.
NASIL BİR EŞİN OLMALI?
Nasıl bir eşin olmalı
Hayalin aklına düştükçe gözleri nemlenmeli
Serçe gibi, pır pır atmalı yüreği
Gözleri yollarda kalmalı
Ayağın taşa değecek diye hayıflanmalı
Bakışlarından anlamalı
‘Senden istiyorum benim olanı demeli’
Sen ona yaklaşmadan
Kızarmış ekmek gibi, kokun sinmeli yüreğine
Ellerini tuttuğunda nutku da tutulmalı
Nasıl bir eşin olmalı
Bedenin Cilavuz’da olsa da, uzattın mı elini tutmalı
Sıkıntılarında Hızır gibi yetişmeli imdadına mağrurla
Sırtındaki ağrıları bir masör edasıyla ovmalı
İtina ile o şifalı elleriyle
Sevdiği, kıskandığı
Bakmaya kıyamadığı o insanın karşısına kurulmalı
Mah yüzüne bakınca; Zühre Yıldızı gibi akmalı içine
Nasıl bir eşin olmalı
Çölde okyanusu; kara kışta yazın sıcağını yaşattığı
Şairin de dediği gibi
‘Ben seni ölene kadar seveceğim boş laf;
Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim’ demeli
Bir eşi olmalı Hamil’in, adı da Nergis olmalı
Hamil Uçum Bu şiiri eşi Nergis Hanım’a ithaf etmiş.
ŞİKAYETNAME
İnsan hakları diyen
İnsan hakkını yiyen
Zayıfları sömüren
İnsanoğlu değil mi
Doğayı hep kirleten
Dünyayı çölleştiren
Bindiği dalı kesen
İnsanoğlu değil mi
Savaşlara yol açan
Etrafa korku saçan
Zoru görünce kaçan
İnsanoğlu değil mi
Demokrasi, özgürlük
Çağdaşlık ve uygarlık
Bunlarla avutulduk
Sözüm doğru değil mi
Ömer Altınlı İzmir’de yaşıyor.
BAHAR GELDİ
Tabiat canlandı gönle naz eder
Kışın yorgunluğu kaçıp gider
Sevinçli yüreğim Everest kadar
Baharın gelişi mutluluk verir
Açığa çıkıyor börtü ve böcek
Tarlayı süslüyor sarı, mor çiçek
Gel kardeş buz gibi pınardan içek
Baharın sevinci yüreğe yarar
Mevsimler değişir, canlıdır doğa
Çapaya gidelim yukarı bağa
Çıkalım heybetli Karacadağ’a
Çocukluk tarafım orada durur
Yeşillendi doğa sevdalı gibi
Dillendi gönülde çoğaldı sevgi
Kamaştırır gözü doğanın rengi
Torosların başı karlıdır erir
Yeşillendi tarla, boylandı ekin
Boş yerlere hemen fidanı dikin
Seralarda artık örtüyü çekin
Gözlerim yeşeren çağlayı arar
Bahar hepimize enerji verir
Ruh kendine gelir, dert keder erir
Toplanan şu gençler sahaya varır
Bence güzel mevsim bahar, son karar
Fatma Özger Bilgiç Tarsuslu. Ekmekli sağlıkçı.