Yurdumun şairleri (03.07.2023)
En beğendiğiniz şiirinizi renkli bir fotoğrafınızla birlikte bize yollayın gazetede yayınlayalım. Şiirin uzunluğu 4 kıtayı geçmesin. Adınızı, soyadınızı, kaç yıldır şiir yazdığınızı eklemeyi unutmayın. Şiirinizi ithaf ettiğiniz biri varsa onun da adını yazın. POSTA GAZETESİ ‘YURDUMUN ŞAİRLERİ’ 100. Yıl Mah., 2264. Sok., Demirören Medya Center No:1, Bağcılar / İstanbul e-mail: sair@posta.com.tr
PASI GİTSİN
Gitme vakti gelmişse
Gemi beklemez
En kötüsü de
Sevdiklerin tarafından kırıldıysan
Yapayalnız kaldıysan
Vedasız, sessizce gitmektir
Bu hayattan
Kimseler gittiğini bile bilmez
Bana biraz eskilerden bahset
Güngörmüş
Kalbi sıcak
Yüzü güleç
İnsanlardan bahset
Pası gitsin artık
Huyu bozuk
Rengi bozuk
Tadı kaçmış zamanın
Buyurun
Tereyağı da var şimdi
Sürün bakalım, lezzetli mi
Ben
Müstakil
Yalnızlığımla mutluyum
Mehmet Emin Özdemir Kırşehirli. Emekli memur.
SEVİYORUM DİYEMEDİM
Bir güzele vuruldum ben
Seviyorum diyemedim
Dalgalandım duruldum ben
Seviyorum diyemedim
Söz geçmez oldu gönlüme
Kader yazılmış alnıma
Sanki bağ vurdu dilime
Seviyorum diyemedim
Bağrıma bastım taşları
Döktüm gözümden yaşları
Gönlümün bastı kışları
Seviyorum diyemedim
Cabbar Türkyılmaz Tarsus’ta yaşıyor. Emekli.
AYNI YOLUN YOLCUSU
Aynı yolun yolcusuyuz aslında hepimiz
Küreksiz bir geminin tayfalarıyız biz
Ne sen benden farklısın, ne de ben senden
Bir meçhule gideceğiz mutlaka hepimiz
Kaptanı yok bu geminin, yol aldı bir kere
Bir parçası koptu, demiri battı yüreğime
Sardı pası bedenimi, duyuramadım sesimi
Ağlarsın içinden, kimse bilemez derdini
Bir sessizlik çöker içine, acısı dağlar yüreğini
Elin kolun bağlanır, kime anlatasın derdini
Düşünürsün içinden gelmişini geçmişini
Bunca yıllık yaşamı boşa çekmişiz dersin
Anladım artık ben, aynı yolun yolcusuyuz
Yürürsün yalın ayak, acısı bile bir başka
Ağlasan da nafile, acını kimseler bilemez
Bu geminin yolcusu neden geri gelmez
Ertuğrul Sağdıç 1962 doğumlu. Kıyıköy’de yaşıyor.
HALİM Mİ KALDI?
Sevda ateşi düştü kalbime
Gönül tasım kadeh oldu ayrılık şarabına
Gözyaşlarımdan oluşan bir deniz çıktı karşıma
Boğuluyorum, yüzecek halim mi kaldı
Öfke fırtınaların kırdı kanadımı, kolumu
Aşkıma kestiğin bilet çıkmaz sokak etti yolumu
Şimdi paramparça etti solumu
Seni sevecek halim mi kaldı
Düştüğüm yerden artık kalkmak kolay mı
Bu kalp yeniden seni sever mi
Aşk için bile olsa önünde eğilmeye değer mi
Gururumu feda edecek halim mi kaldı
Hasret küllerine sardım sevdamı
Hüzün yıldızlarıyla süsledim etrafını
Anılara serdim senden kalan bir tutam kalıntıyı
Umutlarımı ayakta tutmaya halim mi kaldı
Kör bir kuyudan mezar yaptım sevdama
Kurumuş çiçekler ektim üzerine
Bir daha ruh üflenmeyecek bu aşka
Aşkı yaşatacak halim mi kaldı
Ayşe Sırt Fethiye’de yaşıyor.
HAZAN MEVSİMİ
Yine hazan geldi savruluyor yapraklar
Onlara da dert çöker, bak ağlıyor ağaçlar
Bir yaprak düşer, benden bir parça kopar sanki
Ömrüm içindeki tüm acılar önümdedir inan ki
Bir durgunluk çöker her sonbaharda bana
Ayrılıklar, acılar, ızdıraplar gelir aklıma
Duygusal olurum, her olaya ağlarım
Hele acılı bir habere günler boyu yanarım
İlkbahar gelse de bu acılar bitse
Yapraklar yeşerip tekrar yerine gelse
Ağaçlar gülse, Hasan’ım gülse
Ölmeye yüz tutanlar tekrar dirilse
İlkbaharda inan tanıyamam ben beni
Kendimle dalga geçer anlatamam derdimi
Her şeye ağlayan ben komedyen olurum
Azrail gelse bile gülerek can veririm
Hasan Yıldız Mersin Erdemli’de yaşıyor. Emekli.
ESKİ YAR
Bir selam göndermiş eski yar bana
Ne imiş muradı, bilmek isterim
Bunca yıl sonra mı geldim aklına
Ne değişti şimdi, bilmek isterim
Ne ben eski aşık, ne o eski yar
Yıllardır dinmeyen öfkem, kinim var
İçin için yanar bedenimde kor
Hemencecik söner mi, sormak isterim
Çiçekler açmadan kırdın dalımı
Dağıttın kovanım, aldın balımı
Şimdi mi sorarsın benim halimi
Maziden ne kaldı, bilmek isterim
Zamanı geriye sardıramazsın
Geçmişe bir sünger çekemezsin
Erol’un yüzünü artık güldüremezsin
Senden bana ne kaldı bilmek isterim
Hüseyin Erol Özbürün İzmir’de yaşıyor.
MEMLEKET
Vatan sevgisi bu mu diye yazsam
Al sancağa ilkin ederim selam
Türk’üm diyorsan Atan’a inan
Askerimize ederim candan selam
Ne mutlu Türküm diyen insan
Irmak gibi aksa kanım durmam
Memleket dediğin bu güzel vatan
Hüsamettin Paşaoğlu Yalova’da yaşıyor.
GİTME ZAMANIDIR
Şimdi kırık bir kalbin parçalarını süpürüp
Tuzla buz olmuş umutları yanımda götürüp
Gitme zamanıdır
Dönerim elbet geri
Böyle yağmurlu, karanlık bir kış gününe denk
geldiği gibi
Dönerim belki yağmurlu bir bahar günü
Şimdi yorgun yüreğimi yanıma alıp
Bu sayfayı da usulca kapatıp
Gitme zamanıdır
Neden ve nereye diye sorma
Ne benim cevabım sana uyar
Ne de senin karşılığın bana
Küçücük de olsa yüreğinde bir hatıra
Bırakabildiysem
Onun mutluluğuyla
Gözlerimin gözlerine
Ellerimin ellerine açlığıyla, susuzluğuyla
Gitme zamanıdır
Rabbim Azrail’e vermezse o malum görevi
Bitirip hasret ile özlem ile dolu ödevi
Bir bahar akşamı dönerim geri
Gürsel İleri Lüleburgaz’da yaşıyor.
YALNIZLIK
Sabahlara dek nöbet tutuyor gözlerim
Elektrik direklerinde de yalnızlık asılı
Ve içimde bitmeyen sensizliğin sızısı
İşte yaşam ümidini yitirdi yüreğim
Loş ışıklı ıssız sokaklarda
Kanayan yüreğimle şiir yazıyorum
Erişilmez bir umudun ardından
Sana haykırmadığım dizeler geçiyor aklımdan
Kulaklarımda yankılanıyor, söyleyemiyorum
İsmin dudaklarımda yığılıp kalıyor
Nihayet keder sarıyor ümitsiz kalbimi
Kuruyacak mı gözlerimdeki bu yaşlar
Islanacak mı tek dostum kağıtlar
Lanetliyorum bu kötü kaderimi
Izdıraplar demir atmış yüreğimin limanına
Çaresizim ama umutsuz değilim
Seviyorum
Emin Barut İskenderun’da yaşıyor.
AĞIR BASAN GECELER
Canıma can katan yar
Yokluğun kadar yormuyor artık hiçbir şey beni
Ey varlığı bu gönülü huzur içinde dolduran yar
Ben artık eski ben değilim, uzaklarda arama beni
Bu gönlüm sensizliğin gölgesinde aralandı
Sensizim, kimsesizim bu saatlerde
Yine baş başayım gözyaşımla, ıslanan yastıkla
Geceler ağır basıyor uykularıma karabasan misali
Sönmek bilmeyen sigaramla baş başayım
Bitmek tükenmek bilmeyen kalemimle yazıyorum
Sana değer mısralarımı
Her mısram sana özlem dolu
Her mısram sana hasret dolu
Her mısram sana gözyaşı dol
Cemal Bardakcı Ankara’da yaşıyor.