Yurdumun şairleri (15.07.2023)
En beğendiğiniz şiirinizi renkli bir fotoğrafınızla birlikte bize yollayın gazetede yayınlayalım. Şiirin uzunluğu 4 kıtayı geçmesin. Adınızı, soyadınızı, kaç yıldır şiir yazdığınızı eklemeyi unutmayın. Şiirinizi ithaf ettiğiniz biri varsa onun da adını yazın. POSTA GAZETESİ ‘YURDUMUN ŞAİRLERİ’ 100. Yıl Mah., 2264. Sok., Demirören Medya Center No:1, Bağcılar / İstanbul e-mail: sair@posta.com.tr
YÜCE TANRIM
Yücelerden en yücesin
Dilimdeki ilk hecesin
Hem gündüzüm, hem gecemsin
Ulu Tanrım, yüce Tanrım
Bu dünyayı sen yarattın
Nice nimetle donattın
Kalbime sevgini kattın
Ulu Tanrım, yüce Tanrım
Yalancıyı, hem yalanı
Dostuna tuzak kuranı
Yetim hakkını uçuranı
Bağışlama ulu Tanrım, yüce Tanrım
Harama helal diyeni
Düşmanı rehber bileni
Yüce yurdumu böleni
Bağışlama ulu Tanrım, yüce Tanrım
Var ettin güneşi, ayı
Kul ettin, sultanı beyi
Bağışla kulun Aybey’i
Ulu Tanrım, yüce Tanrım
Cemal Aybey- Ağrı doğumlu.
GİDEMEZSİN
Hayır, gidemezsin
Hiçbir yere
Hapsettim seni
Kalbimin içine
İstersen kaçmayı
Bir kere dene
Takılıp kalırsın
Kemik parmaklıklar olan sineme
Çetin Parlar- Ankara’da yaşıyor
NE GARİP
Ne garip, yine sarhoşum
Savrularak öğrendim
Ruhumun inceldiğini
Başım döndüğünde
Düştü ruhum yalnızlığa
Ne garip, yine sarhoşum
Sımsıkı tuttuğum hayat
Neden çözüldü bağlarım
Birkaç kırık ayna oldu
Beni benle kesen
Ne garip, yine sarhoşum
Araksi Karaman- Yaklaşık 15 yıldır şiir yazıyor.
ÖLÜM
Ölüm öyle bir şey ki, soğuk
Ama herkesi her an bekler
Başa gelince yüzler soluk
Ne yapsan çaresi yok derler
Sen de ölüme karşı diren
Teslim olma ölüme her an
Gelecek başa muhtemelen
Başa gelen çekilir derler
Ne zaman bir cenaze görsem
İçime dolar buruk kasvet
Bu dünyaya bir daha gelsem
Neler olur neler, bir seyret
Bu dünyada herkes ölecek
Herkes ektiğini biçecek
Sevap yap ki Allah kurtarsın
İnsanlığa örnek olasın
Babam derdi, hep iyilik yap
Doğrudan şaşma hatadan sap
İstersen hemen bir dua et
Kıymetini bilsin ölüler
Erkan İlhan- Datça’da yaşıyor. Emekli öğretmen.
BIRAK GİTSİN
İnceden inceye bir duman mı tütüyor
Bahar sabahlarında kuşlar mı ötüyor, bırak ötsün
Sabahın seherinde rüzgâr mı esiyor
Güzel kız uykusunda rüya mı görüyor, bırak görsün
Ayrılık mukaddesmiş, yolu Tanrı çiziyor
Her şey ama her şey, kısmetle mi bitiyor, bırak bitsin
Kalplerde bir heyecan ateş gibi yakıyor
Gözlerde damla damla yaşlar mı akıyor, bırak aksın
Ayrılık bestesini yolcu olan söylüyor
Gönül gurbettekini daha mı çok seviyor, bırak sevsin
Vakit saat yaklaştı, yolcu veda ediyor
Ayrılıyor sevdiğinden
Gurbete mi gidiyor bırak gitsin
Vahit Çelik- Silivri’de yaşıyor.
AŞKA SÜRGÜN
Bitimsiz zamanlara sürgünüm
Yok hiç kimseye tahammülüm
Bir ben var bende
Benden çok derinde
Bazen öfkesinden
Bazen hasretinden
Bilinmez ki
Hangi zamanların lanetinden
Belki anlam bile çıkmayacak
Söyleyeceklerimden
En çok da dertlendiğim
Zamansız sürgünlerimden
Bazen mahkûmum alemdeki herkese
Bazen kırmadığım kafes kalmaz
Özgürlük hevesimden
Mahkûmluğumu sanma mecnunluğumdan
Etmem mihnet Leyla’sına
Belki de değmez bile rüyasına
Bazen çadır kurasım gelir sokağına
Bazen tüküresim gelir çanağına
En çok da çaresizliğim
Değince yanağım yanağına
Hele ki nefesini hissedince tenimde
Teslim olur benliğim esaretin en güzeline
Kar etmez hiçbir zincir kükreyen bedenime
Karşı koyamazsın aşka, sussak gözlerine
Kırk milyon bin şimşek çakar bir anda yüreğime
Kenan Sayın- İstanbul’da yaşıyor
KAPILAR
Şairin uykusu tutmamıştır
Kalkar sabahın beşinde
Kapıları takmıştır kafasına
İkiye ayırır kapıları
Biri ekmek kapısıdır
Adam çalışır, didinir
Çabalar ve kazanır ekmeği
Ve afiyetle yer
Böylece geçinir gider
Öbürü ise şiir kapısıdır
Şair, sözcüklerin efendisidir
Alır onları tartar ve okkalar
Sözcüklere notayı belletmiş ise
Şarkı, şarkılar çıkar ortaya
Hikâye anlatmışsa eğer
Ortaya roman çıkar
Basılır, yayınlanır
Güzel insanlarca okunur
Şair işte bunlarla beslenir
Ve Tanrı’ya, Tanrı’sına şükreder
Ve tekrar uykusuna geri döner
Bahattin Erge- Ankara’da yaşıyor.
AĞIT
Bahar geldi köye döndük
Nerede benim komşularım
Kimi ölmüş, kimi göçmüş
Hani benim komşularım
Kapılar kapanmış, perdeler inmiş
Her haneye ölüm kokusu sinmiş
Mahalle mezarlığa dönmüş
Hani benim komşularım
Ey Azrail sokağımıza ne ettin
Mutluluğu alıp acılar ektin
Nazlı abla sen de mi bırakıp gittin
Hani benim komşularım
Akşamüstü şenlenirdi bizim sokak
Kahkahalar duyulurdu şen şakrak
Gel gör şimdi haline bir bak
Hani benim komşularım
Nerede benim komşularım
Muammer Şimşek- Konya Beyşehirli. Emekli öğretmen.
BİR YIL DAHA ÖLÜM GERİDE KALDI
Yaşam baharında düşler koklayan
Hazanlardan bir yıl geride kaldı
Bağrında, nice gam sırlar saklayan
Hüzünlerden bir yıl geride kaldı
Kimisi buluştu vuslata ayan
Kimi tek başına çöllerde yayan
Umudu uzaktan şansına sayan
Hazinlerden bir yıl geride kaldı
Menfaati kısa bir gün kârında
Egosu yüksek dağlar karında
Savrulmanın çarpık hayal arında
Yüzenlerden bir yıl geride kaldı
Mustafa, erdemi serde bilmeyi
Dert, kederi yüreğinden silmeyi
Bendine uzanan engel ilmeği
Çözenlerden bir yıl geride kaldı
Mustafa Dursun- Ardahan doğumlu. Kocaeli’de yaşıyor