Yurdumun şairleri (20.06.2023)
En beğendiğiniz şiirinizi renkli bir fotoğrafınızla birlikte bize yollayın gazetede yayınlayalım. Şiirin uzunluğu 4 kıtayı geçmesin. Adınızı, soyadınızı, kaç yıldır şiir yazdığınızı eklemeyi unutmayın. Şiirinizi ithaf ettiğiniz biri varsa onun da adını yazın. POSTA GAZETESİ ‘YURDUMUN ŞAİRLERİ’ 100. Yıl Mah., 2264. Sok., Demirören Medya Center No:1, Bağcılar / İstanbul e-mail: sair@posta.com.tr
ŞİİRLER YAĞIYOR GECEYE
Şiirler yağıyor geceye
Yine sırılsıklam sözcükler
Ellerimin çatısına gizleniyor harfler
Kimi toprak kokuyor
Karanlık sokaklarda
Kimileri yabancı, ürkek
Gözleri bir hayalde büyüyen
Şiirler gördüm
Dudaklarında ezber bozan bir ıslık
Pencere önünde
Kapı aralığında
Masabaşında
Şiirler gördüm, şiir içinde
İnsan içinde
Ve en çok da
Bir yüreğin içinde
Ümran Yıldırım - Tarsus’ta yaşıyor.
FAYDASI YOK
Sensiz ne yazların, ne kışların
Ne başarının, ne alkışların
Ne yatışların, ne kalkışların
Hiçbir anlamı kalmadı
Faydası da olmadı
Duaların, haykırışların
Artık yok o üzgün bakışların
Turhan Ünal Eskişehir’de yaşıyor. Emekli.
GARİBAN MEYHANESİ
Bizim meyhaneye gam keder gelir
İçtikçe içilir, içen dertlenir
Şarabı verenler hüzün de verir
Sohbetler kurulmaz güller üstüne
Pikapta çalıyor acılı plak
Ellerim titriyor, saçlarım ak pak
Yak bir sigara, bir daha yak
Dumanı savrulsun yıllar üstüne
İki tek daha, haydi be saki
Bu dünya kalmamış kimseye baki
Sultan Süleyman’a olmamış yar ki
Yaşlanıp yıkıldık yollar üstüne
Cefakâr çıktılar yaşanan yıllar
Aldılar gençliği, yaşlı saldılar
Teselli bir yardı, erken aldılar
Alacak kalmadı kollar üstüne
Ferguzat Tuncay- Emekli öğretmen.
SİGARA İÇMEK
Sigara içmeyi biz zevk mi sandık
Sadık dostumuzun sözüne kandık
Sonunda her zaman kendimiz yandık
İçme sigarayı pişman olursun
Sigaradan önce sağlığın düşün
Sigara içenle olmasın işin
Ağzında hiç kalmaz sağlam bir dişin
İçme sigarayı pişman olursun
Kalmadıki artık sağlam bir yanımız
Hem paramız gitti hem de canımız
Simsiyah akıyor bizim kanımız
İçme sigarayı pişman olursun
Ahmet der ki, sakın içme sigara
Ciğerlerinde etme sen yara
Sigaraya sakın verme sen para
İçme sigarayı pişman olursun
Ahmet Dumanay - Ağrı’da yaşıyor.
BİR ANI ÜZERİNE
Dudağım dudağına değdiğinde sevgilim
29 Kasım’dı, günlerden ise salı
Titredi tüm vücudum, boşlukta kaldı elim
Ben kendimde değilim sana baktım bakalı
Yörüngende bir yıldız gibi döner dururum
Bir gün görmesem seni inan harap olurum
Aşkımı sana açtığım o güzel günden beri
Bunun için uğurlu artık salı günleri
Renkli kelebek gibi çıktım dalın üstüne
Mutluluktan uçarak kondum gülün üstüne
Mızrabı senin için vurdum telin üstüne
Benim için uğurlu artık salı günleri
Dert ve keder kalmıyor banı bakıp gülünce
Evime nur doluyor sen salınıp gelince
Bir yatağı paylaşmak hemen akşam olunca
Bunun için uğurlu artık salı günleri
Yusuf Ziya Ulusoy- Yazar, şair. Emekli İzmir kültür müdürü.
YANGINLARDAN KURTULAMADIM
Ne anam kaldı ne de babam
Yetim kaldım, yapayalnız, tek başına
Bir gün olsun gülmedi ki yüzüm
Gözüm yaşlı hep kederdeyim
Dostlarım kapımı çalmaz oldu
Yüzüstü bıraktılar beni hayırsızca
Kimseye güvenim kalmadı artık
Gözüm yaşlı hep hüzünlerdeyim
Kahırlar içinde yaşamayı ben mi istedim
Ne yapacağımı bilmez bir halde
Yangınlar içinde kavruldum, bittim
Sonunda serseri bir şekilde
Kara toprağa yem oldum gittim
Cumali Kıcır- Adana Ceyhan’da yaşıyor.
BAHAR MI GELİYOR YOKSA?
Mart’ın on beşiydi
Hava buz gibi soğuk, berrak ve güneşliydi
Deniz dümdüzdü; ‘gel’ diyordu bağrını açmış
Atlayasım, kulaç atasım geldi karşı kıyıya
Eleni’yle oturup rakı içesim
Tabak kırasım geldi mor renkli tavernalarda
Ve horon tepesim, sirtakiye inat
Ne oluyor şimdi bana böyle durup dururken
Nedir bu başımda esen yeller
Nereden çıktı bu rakı içip, tabak kırmak
Horon tepmek mor renkli meyhanelerde
Peki ya kim bu Eleni
Bahar mı geliyor yoksa
Şişman - Rize’de yaşıyor.
ADINI SEN KOY
Özlerim ben seni yanımda olsan bile
Sıla mı, hasret mi adını sen koy
Aşkının ateşi düşürdü dile
Sevda mı, bela mı, adını sen koy
Vakit gece yarısı oldu
Ben ise yalnız, üzgün ve sessiz
Rakımı yudumluyorum seni düşündükçe
Nefret mi, sevgi mi, adını sen koy
Şu anda senden uzak
Sessiz sedasız diyarlarda
Saçımı yolarak, yüreğimi parçalayarak
Sıkıntı ve tufan tünellerinden geçiyorum
Hasret mi, veda mı, adını sen koy
Muharrem Ortun- Diyarbakır’da yaşıyor.
SENİNLE BİZ
Sisli bir sonbaharın sonunda
Veda bile etmeden
Çekip gitmiştin
O gün bu gündür
Hasret yüklü trenler geçer
Yüreğimin ortasından
Seni bana bağlarcasına
Nasıl unuturum seni, nasıl
Hâlâ hüzünlü ve efkârlı
Sensiz dinlerken şarkımızı
Ve hâlâ ayak seslerim dururken
Sokağınızda çınlarcasına
Seninle biz bir budakta
İki kırmızı karanfil gibiydik
Ay şahitti bize
Yıldızlar da bilirdi
Birbirimizi sevdiğimizi
Taparcasına
Nasıl gittin, nasıl
Benden koparcasına
Bayram Oğuz- Osmaniye’de yaşıyor. Emekli öğretmen.