Yurdumun şairleri (22.07.2023)
En beğendiğiniz şiirinizi renkli bir fotoğrafınızla birlikte bize yollayın gazetede yayınlayalım. Şiirin uzunluğu 4 kıtayı geçmesin. Adınızı, soyadınızı, kaç yıldır şiir yazdığınızı eklemeyi unutmayın. Şiirinizi ithaf ettiğiniz biri varsa onun da adını yazın. POSTA GAZETESİ ‘YURDUMUN ŞAİRLERİ’ 100. Yıl Mah., 2264. Sok., Demirören Medya Center No:1, Bağcılar / İstanbul e-mail: sair@posta.com.tr
ÖLDÜRECEK HASRET BENİ
Hiç aklımdan çıkmıyor ki
Öldürecek hasret beni
Zalimlikten bıkmıyor ki
Öldürecek hasret beni
Bir dumandır şu başımda
Adı saklı gözyaşımda
Hayali durur karşımda
Öldürecek hasret beni
Şu kalbime saplandı ok
Özlemleri gayet pek çok
Anladım ki çaresi yok
Öldürecek hasret beni
Hiç dolmazmış kırık testi
Hep banaymış, bana kasti
Hasan der ki, aklım kesti
Öldürecek hasret beni
Hasan Bozkurt Yozgat Yerköy’de yaşıyor.
BİR YUDUM SEVGİ
Bir yağmur damlası kadardır ömür
Her şey, bir hiç kalıyor zamanın ötesinde
Seyr-i alem eder gezeriz, dünya güvertesinde
Hayat, bir yudum sevgiyi tatmak içindir
Sessizlik çöker yüreğimize
Hüzün dolar duygularımıza, ağlarız
An gelir durulur gönlümüzdeki kaygı
Bir umut içinde hayat
Bir yudum sevgiyi tatmak içindir
Orhan Altun Muş doğumlu. İzmir’de yaşıyor.
SÖYLE BANA KURBAN OLAYIM
Neden beni bırakıp gidiyorsun
Neden sevgime ihanet ediyorsun
Neden dünyayı başıma yıkıyorsun
Söyle bana kurban olayım
Neden acımıyorsun bu halime
Neden perde çekiyorsun hayallerime
Neden isyan ediyorsun sevdiklerime
Söyle bana kurban olayım
Sana muhtacım, bunu biliyorsun
Bak, karşımda durmadan titriyorsun
Belli ki sen de beni seviyorsun
Söyle bana kurban olayım
Mahkûm ettiler beni, sevindin mi
Ne hallere düştüm, acın dindi mi
Yıllarca sevdim, kıymetimi bildin mi
Söyle bana kurban olayım
Muharrem Ortun Diyarbakır’da yaşıyor.
HAYIRLI HABER
Tam efkârlı zamanımda içerken
Bir hayırlı haber ile geldi dost
Ağlamıştım, gözyaşımı silerken
Bir hayırlı haber ile geldi dost
Dağıldı, efkârım döndü sevince
Hayırlı haberi dost getirince
Allah emri ile kitap kavlince
Bir hayırlı haber ile geldi dost
Hasan Hüseyin’im; çalarım sazı
Kâh güler, kâh ağlarım ben bazı
Rabbinedir bu garibin niyazı
Bir hayırlı haber ile geldi dost
Hasan Hüseyin Çolak Burhaniye’de yaşıyor.
BAHÇEDAMI BAŞÖREN
Kuluncak ilçemizdir Başören köyümüz
Bahçedamı köyünden gelir soyumuz
Kimselere olmaz, yalan dolan sözümüz
Bahçedamı Hasan Çelebi’den sorun bizi
Korucular kimselere kötü sözü söylemez
Dünya malı için kimseleri dize getirmez
Korucular yaşadıkça soyu tükenmez
Kuluncak’tan, Terzihan’dan sorun bizi
Kış gelince geçit vermez yolları
Boran olur, tipi olur dağları, yamaçları
Ne olursa olsun vazgeçilmez yaylaları
Kuluncak’tan, Köyderesi’nden sorun bizi
Karapınar, Teknepınar yaylasında gezeriz
Kaynak sularından bardak bardak içeriz
Tüm Başörenliler’i candan, gönülden severiz
Alvar’ından, Çörmü’sünden sorun bizleri
Zeki Bozkurt Malatya Başören Köyü doğumlu. Mersin’de yaşıyor.
İHTİYAR OLDUĞUN ZAMAN
Yokuşa yüzün yok, inişe dizin
Uzağı, yakını pek görmez gözün
Sanki bize tarih oluyor sözün
Yaşlanıp da ihtiyar olduğun zaman
Ağrıdan, sızıdan durmaz yakınır
Çare arar, doktor doktor bakınır
Az yese, çok yese hemen dokunur
Yaşlanıp da ihtiyar olduğun zaman
Yedek parçam olur iğne, şurup, hap
Ne faydası var ki, ne yaparsan yap
İflas etmiş aletler, yorulmuş bir kalp
Yaşlanıp da ihtiyar olduğun zaman
Dizler titrer, sonra belin bükülür
Damarlarından kanların da çekilir
Saç sakal ağarır, dişler dökülür
İhtiyarlık kapına geldiği zaman
Ömer Yeşbek Adana Ceyhan doğumlu.
HEP SENİ SEVDİM
Ağladım, gezdim hep, çamlı yaylalarda
Bir gün eremedim ben de murada
Koyacaklar er geç kara toprağa
Unutma, yalnız hep seni sevdim
Feryat etsem fayda etmez bu derde
Nerede sevenlerim şimdi nerede
Derdimin ilacı, çaresi sende
Unutma, yalnız hep seni sevdim
Tutmuyor bedenim, görmüyor gözüm
Ayrılmam diyordun, hani o sözün
Kırılsa kollarım, tutmazsa dizim
Unutma, yalnız hep seni sevdim
Bu yürek her zaman aşkına tutkun
Çıkmıyor nefesim, ciğerim bitkin
Ne yaptım sana da bırakıp gittin
Unutma, yalnız hep seni sevdim
İsmet Caymaz Adana Ceyhan’da yaşıyor.
ÖLÜM SANA NEDEN ÇARE BULUNMAZ?
Bir gün musalla taşına tabutumu koyarlar
Cemaatim toplanıp namazımı kılarlar
Hocalar el açıp dualar ederler
Ölüm sana neden çare bulunmaz
Azrail bir gün gelir canını alır
İmamlar dertli dertli selanı verir
Eşin dostun son defa cenazene gelir
Ölüm sana neden çare bulunmaz
Cenazede ağıtlar yakılır, sesin kısılır
Ateşin yakılır, suların ısınır
Kaput bezinden yakasız gömlek biçilir
Ölüm sana neden çare bulunmaz
Bir anda imamlar sağına, soluna dizilir
Alelacele, derince mezarın kazılır
Mezar taşına ‘Ruhuna Fatiha’ yazılır
Ölüm sana neden çare bulunmaz
Garip Ahmet; insanlar hep ölür
Geçirdiğin kara günler mazide kalır
Bayramlarda çocukların mezarını ziyarete gelir
Ölüm sana neden çare bulunmaz
Ahmet Taşdelen Ordu Perşembe doğumlu.
NEREDESİN BİR TANEM?
Gittin de unuttun beni
Söz vermiştin, gelecektin hani
Günler aylar geçti, gelmedin
Neredesin bir tanem, dönsene
Askıda elbisen asılı kaldı
Kalbimde ismin yazılı kaldı
Hayalimde, düşümde resmin kaldı
Neredesin bir tanem, dönsene
Aşkın şerbetinden içtim
Sızıp sızıp kendimden geçtim
Mecnun misali çöllere düştüm
Neredesin bir tanem, dönsene
Zafer Avşar, Ardahanlı.