Yurdumun şairleri (23.05.2023)
En beğendiğiniz şiirinizi renkli bir fotoğrafınızla birlikte bize yollayın gazetede yayınlayalım. Şiirin uzunluğu 4 kıtayı geçmesin. Adınızı, soyadınızı, kaç yıldır şiir yazdığınızı eklemeyi unutmayın. Şiirinizi ithaf ettiğiniz biri varsa onun da adını yazın. POSTA GAZETESİ ‘YURDUMUN ŞAİRLERİ’ 100. Yıl Mah., 2264. Sok., Demirören Medya Center No:1, Bağcılar / İstanbul e-mail: sair@posta.com.tr
HESABI BEKLİYORUM
Yürüyorum sokakta, peşimde ayak sesim
Ulaşmıyor kimseye şarap kokan nefesim
Düğümledim gölgemi çizgisine şeytanın
Sormayın, bu şehirde belli değil adresim
Bir an durup haykırdım, başlattım savaşımı
Taşımak ne işkence şu günahkâr başımı
Balkonda gençliğiyle söyleşen yaşlı kadın
Alkışladı ayakta, biten zafer marşımı
Kundaklanıp geceyle, uyumuşken çocuklar
Bir an kesti yolumu, camdan sızan ışıklar
Bir ben yalnız, bir de şu yağmurdan kaçan köpek
Gel beraber gidelim, boş şimdi mezarlıklar
Bilal Karamazı -Kahramanmaraş Afşin’de yaşıyor.Emekli öğretmen.
HAYAT BU İŞTE
Hayat
Hani çok şey beklediğimiz sanal dünya
Orada aradık bütün güzellikleri
Aşkı, sevgiyi, mutluluğu
Bazen verdi tüm güzellikleri
Bazen acıları
Hayat
Biliyorum yakın zamanda
Çıkaracaksın beni koynundan
Amma nankörlük edemem
Yaşamak ne güzelmiş diyecekken
Öyle bir acı verdin ki
Bütün güzelliklerini unuttum
Hayat
Sana haykırıyorum, sana
Madem alacaktın, niye verdin
Şimdi ise yalnızlığımı empoze ediyorsun
Geç bir yol bunları, geç
Hayat
Seni yaşamamış sayıyorum
Dedim ya yakında sileceksin beni
Biliyorum
Umurumda değil artık gelecek
Yalnız şunu iyi bil
Hiç de göründüğün gibi değilmişsin
Önder Gürül- Bu şiiri vefat eden eşi için yazmış.
SENİN HABERİN Mİ VAR?
Doldurdum bu gece de yalnızlığı bardağıma
Aldım sardım, sen dolu anıları kucağıma
Damlarken gözyaşım yanağımdan yastığıma
Senin haberin mi var
Özleminin ayazı vursa da yüreğime
Umut dolu sabahlar benim neyime
Karabasan yokluğun çökerken geceme
Senin haberin mi var
Gün ağırıyor, sönüyor bir bir yıldızlar
Gözlerim hâlâ gözlerinle bakışıyor
Yasımızı tutarken kasvetli duvarlar
Senin haberin mi var
Ömrüm mevsimlerin sonbaharında
Umutlarım kefen renginin beyazında
Yorgun bedenim mezarlık yolunda
Senin haberin mi var
Fatih Hicret- Tarsus’ta yaşıyor
SU GİBİ GÖZLERİN
Öyle duru ki gözlerin, denizden almış rengini
Bir bakışın titretir atan kalpleri
Saçların sabah güneşi, nefesin ılık bir meltem
Mutluluğun yavaş yavaş gökyüzüne uçuşuyla başlar
Karanlık gecelerde, gökte parlayan yıldızsın
Kızgın kumlarda, erişemediğim hayalimsin
Sen bir gül dalısın, ben de senin yaprağın
Feryat figan eden bülbül gibi, güle hasret yanığımsın
Gözlerindir su yeşili, kıraç topraklarda yemyeşil bir ova
Damarımdaki akan kan olur, nefes olursun hayatıma
Dağların zirvelerindeki bulut olsun gözlerin
Yaşayalım gözlerinde, su maviden, vaha yeşile dolaşsın güzelliğin
Abdulmelik Karakaş
KÜL VE GÜL
Keşke o ay yüze bakmaz olaydım
Bir bakış geçti ki, kul etti beni
İlk görüşte kalben akmaz olaydım
Bir bakışı yaktı, kül etti beni
Sevmek çile çekmek demekmiş meğer
Hep için içini yemekmiş meğer
Bir gönlü yüklenmek emekmiş meğer
Yüreğime çöktü, çöl etti beni
Aslı, Şirin oldum onun yüzünden
Yine de çıkmadım asla sözünden
Kanlı yaş olarak indi gözümden
Yürekten yaralı gül etti beni
Adını aklımdan atamıyorum
Sabahlara kadar yatamıyorum
Gönlümü çıkarıp satamıyorum
Derdi derde katan, sel etti beni
Fatma Arıkan- Mersin’de yaşıyor.
YALAN OLDUN VEFASIZ
Gecelere yayılan umut dolu düş gibi
Sevdanın kucağında talan oldun vefasız
Dostluk bakidir derdin; yaren, yoldaş, eş gibi
Sevda salacağında yalan oldun vefasız
En azından ben kadar inanmıştım vefana
Her zaman zulmetsen de katlanırdım cefana
Ne yalan söyleyeyim, doyamadım sefana
Dertlerin cümlesine salan oldun vefasız
Gönül kapın kapandı, davranışın el gibi
Yıktın her şeyi birden boz bulanık sel gibi
Elimde tutardım hep nadide bir gül gibi
Anı gibi aklımda kalan oldun vefasız
Semahi’yim dağlarda boynu bükük çınarım
Kıvılcım düşse, hemen çıra gibi yanarım
Ne yaparsan yap, yine zalim ismin anarım
Hırsız gibi kalbimi çalan oldun vefasız
Erol Duran- İstanbul’da yaşıyor.
BİR TÜRLÜ
Ansızın bir sevda çalsa kapımı
Açmasam bir türlü, açsam bir türlü
Yüreğim dayanmaz böyle sevdaya
Kaçmasam bir türlü, kaçsam bir türlü
Uzaktan yakından, gelir her yerden
Aşklara hedefim, çıktım siperden
Canımı acıtan, dertten kederden
İçmesem bir türlü, içsem bir türlü
Öperek ayılsam düşten, rüyadan
Aşk ile çıkalım edep, hayadan
Seninle birlikte fani dünyadan
Göçmesem bir türlü, göçsem bir türlü
Beklemiş gibiyim sanki ezelden
Mest olup sarılsan şimdi tez elden
Bir melek misali böyle güzelden
Geçmesem bir türlü, geçsem bir türlü
Yurttaş Şahbaz- Tarsus’ta yaşıyor.
YAVRUMA ÖZLEM
Daha dün bırakmıştım
Seni, tabiat ananın kucağına
Ufacıktın, minnacıktın
Işıl ışıldı gözlerin
Sümüklerin akardı burnundan
Ben siler, o akardı
O akar, ben silerdim
Bir damla kalmayasıya
Yumruklarını sıkar da uzatırdın
Bana doğru, gülümserdin
Simsiyah saçların
Ya ayakların
Gelmek isterdin bana doğru
Dayanamazdın
Kollarımı açar, ‘gel bana’ derdim
Ufacık dudaklarınla kim bilir
Neler derdin
Yedi yıl oldu senden ayrılalı
Ne kadar da büyümüşsündür
Hâlâ ışıl ışıl mı gözlerin
Sümüklerin akıyor mu
Kim bilir, beni hatırlıyor musun
Şimdi sen her gün
Tertemiz önlüğünle, ayakkabınla
Okulun yolunu tutmuşsundur
Elinde çanta, ışıl ışıldır
Gözlerin tahta başında
Halil Şahin- İzmir Bademli doğumlu.