Sevgili Okurlar;
Bağırsak florasının ne kadar önemli olduğunu ve hayat kalitemizi doğrudan etkilediğini artık daha fazla duyuyoruz. Tıbbın babası sayılan Hipokrat “Bütün hastalıklar bağırsakta başlar. Bağırsak hasta ise, vücudun geri kısmı da hastadır” diyerek eski zamanda bile bağırsak sağlığının önemini işaret etmiştir. Kendi içindeki karmaşık sinir yapısı ve çalışma sistemiyle de “ikinci beyin” olarak anıldığını da duymuşsunuzdur. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda bu ünvanı doğrular nitelikte. Avustralyalı bir araştırma ekibi, bağırsaklarda beyinden ve omurilikten bağımsız olarak çalışan ve yaydığı elektrik dalgalarıyla besinlerin sindirim sisteminden geçişini senkronize ve koordine eden, vücuttan atılmasını sağlayan ikinci bir beynin olduğunu keşfetti.
Günümüz yaşam tarzının ve beslenme alışkanlıklarının büyük etken olduğu, en fazla karşılaştığımız sindirim problemi İrritable Bağırsak Sendromu (İBS) olarak bilinen huzursuz bağırsak hastalığı. Her 5 kişiden 1’inin muzdarip olduğu, fakat doktora başvurmayan kişiler göz önüne alındığında toplumun çok daha büyük bir kısmını etkilediği düşünülmekte. Karında şişkinlik, ağrı, aşırı gaz, kabızlık veya ishal gibi dışkılama düzensizlikleriyle kendini gösteren problem tedavi edilmediğinde başka hastalıklara sebep olmasa da, kişinin günlük yaşamında ki konforunu ciddi şekilde bozmaktadır. Kadınlarda erkeklere oranla çok daha sık karşılaşılan İBS’de hormonal değişikliklerin ve stresin de önemli rol oynadığı düşünülmektedir.
Mutlu Bağırsak = Mutlu İnsan
Beynimizde olduğu gibi bağırsaklarımızda da yoğun sinir hücreleri bulunuyor. Bağırsaklarda bulunan bu sinir hücreleri mutluluk hormonu olarak bilinen “serotonin” sentez ediliyor. Dikkat çekici tarafı ise ruh halimizde, uyku düzenimizde, depresyonda rolü olan serotoninin bağırsaklarda beyinden çok daha fazla oranda bulunması.
Probiyotik
Probiyotikler bağırsaklarımızda doğal olarak bulunan yararlı bakterilerdir. Doğal olarak vücutlarımızda probiyotik barındırıyoruz ancak çoğu zaman bilinçsizlik nedeniyle yok ediliyor. Probiyotiklerin azalması da sindirim problemleriyle birlikte pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor. Bağırsaklarımızda bilinen 10 trilyondan fazla mikroorganizma yaşamaktadır. Ağırlıkları ise yaklaşık olarak 1-1,5 kg’dır. Bu probiyotikler bağışıklık sistemimizi güçlendirip hastalıklardan koruyor ve vücudumuzda dengenin sağlanmasına destek oluyor.
Probiyotik takviyesi seçiminde dikkat etmemiz gereken bazı noktalar var. Bu canlı bakterilerin kullanılana kadar hala canlı olarak kaldıklarından ve mide asidinden etkilenmeden bağırsağımıza canlı olarak ulaşabildiklerinden emin olmak için güvenilir bir teknolojiyle hazırlanmış olanları kullanmalıyız. Yüzlerce farklı çeşitteki probiyotik bakteriler bağırsak floramızı kuvvetlendirmek için birbirinin yerine kullanılabilse de bazı probiyotik bakteriler özellikle belirli problemlerde daha başarılı olabilmektedir.
Toplumda çok sık görülen sindirim sistemi şikayetlerinden irritabl bağırsak sendromu (IBS), karın ağrısı veya karında rahatsızlık hissi, şişkinlik, gaz, kabızlık gibi semptomlarda Dünya Gastroenteroloji Organizasyonu (WGO) tarafından önerilen probiyotik Bifidobacterium infantis 35624 suşunu içermektedir.
ÜÇ YENİ MESAJINIZ VAR
Akıllı bantlar hastaları takip edecek
Nanoteknolojik silikadan oluşan ve vücuda yapıştırılan akıllı bantlar, özellikle Parkinson hastalarında kas hareketlerini ölçümleyerek zamanında alması gereken ilaçların dozaj miktarını belirtiyor.
Kanserli hücreler gözlükle tespit ediliyor
Yeni teknoloji ile geliştirilen gözlükler, cerrahın ameliyat sırasında kanserli hücreleri mavi parıltılı bir şekilde görerek sağlıklı dokudan ayırt etmesine imkan sağlıyor.
Genetik bozukluklar için mobil uygulama
Geliştirilen yüz tanıma sistemiyle kişilerin göz bebekleri arasındaki uzaklık ve kafatası şekli gibi özelliklerinin tespitiyle bazı hastalıkların tanısına yardımcı olması amaçlanıyor.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
• Vücudumuzun C vitaminini depolayamadığını ve bu yüzden günlük olarak dışarıdan almamız gerektiğini
• %100 deniz suyundan oluşan burun spreyleri kullanımının hijyen sağlayarak enfeksiyon yapıcı bakterileri uzaklaştırdığını
• Çinko oksit içerikli kremlerin bebeklerde pişik oluşumunu engelleyerek iyileştirici özellikte olduğun
AKLINIZDA OLSUN!
• İlaçların ve vitaminlerin mutlaka güneş görmeyen, serin ve kuru 25 °C’nin altında muhafaza edilmesi gerektiği
• Soğuk zincir olarak hazırlanan ilaçların buzdolabında 2-8 °C’da saklanması ve taşınması gerektiği