Bekir Saçar

16 Mart 2025, Pazar 07:00

Manevi atmosferde Ramazan'ı yaşatmak

Ramazan ayı, İstanbul’un büyülü ve tarihi atmosferini daha da derinleştiren, güzelleştiren özel bir zaman dilimidir. Bu kutsal ayda, manevi değeri yüksek olan mekanları ziyaret ederek dini ve kültürel mirası keşfedip iç huzuru bulabilir ve kendinizi manevi anlamda yenileyebilirsiniz. “Ramazan ayında İstanbul’da nereyi gezsem, neyi görsem, Osmanlı ve Türk mutfağının en leziz yemekleriyle iftarımı nerede açsam?” diye düşünüyorsanız, sizin için hazırladığım bu listeye göz atmanızda fayda var.

CAMİLER VE TÜRBELER

Ramazan ayında ziyaret etmeniz gereken ilk yer Tarihi Yarımada olmalı. Sultanahmet Camii, dünyanın en eski katedrallerinden biri. Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülen Ayasofya Camii, Topkapı Sarayı, Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı, Türk İslam Eserleri Müzesi, İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, Yerebatan ve Binbirdirek Sarnıcı gibi yerler birbirine yürüme mesafesindedir. Ruhsal bir yolculuğa çıkmak için Galata Mevlevihanesi, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan Türbelerine komşu olan Süleymaniye Camii, Eyüp Sultan Camii ve Türbesi, 1469 yılında inşa edilen Fatih Camii (1932 yılında ezanın ilk kez Türkçe okunduğu yeniliğe önayak olmuştur), Sokullu Mehmet Paşa Camii, Şehzadebaşı Camii ve içinde II. Bayezid’in mezarını barındıran, 1505 yılında inşa edilmiş Bayezid Camii mutlaka görülmesi gereken yerlerdir. Beşiktaş’taki Ortaköy Camii de Ramazan ayının olmazsa olmazlarındandır. Gün batımında Boğaz’a sıfır konumundaki camiye komşu restoranlarda iftarınızı açabilir ve ardından teravih namazınızı kılabilirsiniz.

EN LEZİZ İFTAR SOFRALARI

Ramazan ayında, Orta Asya, Balkanlar, Orta Doğu (İslam dünyası), kısmen Akdeniz ve Avrupa yemek kültürlerinin harmanlanmasından oluşan geniş bir yelpazeye sahip Osmanlı Saray Mutfağı ile Anadolu ve Türk mutfağının en leziz yemeklerini tatmak isteyenler için doğru restoranları listeledim: Armada Teras, House of Medusa, Matbah, Şerbethane, Asitane, Eşraf, Tuğra, Nar, Borsa, Konyalı Restaurant, Deraliye Ottoman Cuisine, Darüzziyafe, Bab-ı Hayat ve Tarihi Sultanahmet Köftecisi. Şimdiden afiyet olsun!

09 Mart 2025, Pazar 07:00

Nefis İtalyan lezzetleri: Limoré'de

Sanat, tarih, müzik ve mimari alanında sayısız zenginliğe sahip İtalya, enfes mutfak kültürüyle de öne çıkan bir ülke. Biz Türkler, İtalyan mutfağını çok sevdiğimiz için başta İstanbul olmak üzere ülkemizin büyük şehirlerinde art arda yeni İtalyan restoranları açılıyor. Geçen ay da panoramik Boğaz manzarasına sahip The Ritz- Carlton, İstanbul’un içinde Limoré adında bir restoran açıldı. Lüksü ve samimi bir ambiyansı buluşturan şehrin en yeni ve genç İtalyanı Limoré, Akdeniz ruhunu taşıyan dekorasyonu ve kibar servis personeliyle 45 kişiye hizmet veriyor.

LOMBARDİYALI ŞEF DAMAK ÇATLATIYOR

Restoranın sahibi, Süzer Grubu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı ve Grubun Yurt Dışı Yatırımları Koordinatörü Baran Süzer. Genç iş insanı Süzer, geçen yaz ünlü şef Nobu Matsuhisa ve Hollywood yıldızı Robert De Niro ortaklığında kurulan dünya markası Nobu Restaurant’ı aynı otel içinde açmıştı. Boğaz manzarasının güzelliğini Akdeniz’in sıcak ve samimi ruhuyla birleştiren dekorasyonuyla misafirlerini lezzet şölenine davet eden restoranın mutfağında Lombardiyalı Executive Şef Andrea Cetani bulunuyor. Limoré’nin içecek menüsünü de ödüllü sommelier Irene De Feo hazırlamış. Limoré’nin mutfağından sadece Lombardiya bölgesinin değil, İtalya›nın öne çıkan tüm lezzetlerini tadabilirsiniz.

MUTLAKA TATMALISINIZ

Restoranın menüsü oldukça zengin. Yemeğe Charcuterie and Mozzarella di Bufala AOP, Octopus in Red veya Carpaccio di Manzo ile başlayabilirsiniz. Makarna seviyorsanız Truffle Risotto, Bucatini Cacio e Pepe ve Limoré Linguine with Shrimp tam da damağınıza layık. Pizzalardan Limoré’yi tek geçerim ama Stracciatella ve Pepperoni’yi de tatmanızda fayda var. Ana yemeklerden Parmigianna di Melanzane ve Branzino alla Mugnaia, tatlılardan da Red Berry Panna Cotta, Tiramisu ve Lemon Sorbet’i öneririm. Şefin ev yapımı Limoncellosu ve özel çekirdeklerle hazırladığı kahvelerle lezzet şölenine veda edebilirsiniz. Afiyet olsun.

02 Mart 2025, Pazar 07:00

Masal gibi şehir Dubai

Bu hafta Dubai Turizm Bakanlığı ve Golin İstanbul’un misafiri olarak, Orta Doğu’nun kalbi Dubai’ye geldim. Doğruyu söylemem gerekirse, Birleşik Arap Emirlikleri’nde modern dünyanın çölle buluştuğu bu şehre gelirken oldukça önyargılıydım. Uçaktan inip otelimize gidene kadar gözlemlediğim şehir beni gerçekten çok ama çok etkiledi.

ÇÖLDE YARATILAN CENNET

Avuç içi kadar bir şehir 2024’te 18,72 milyon turist ağırlamış. Sebepleri ise; her türlü lüksü ve en yüksek konforu yaşayabileceğiniz otellerin, restoranların, AVM’lerin ve inanılmaz güzellikteki plajlarının olması ve tabii kadın turistlerin Miami’deki kadar özgürce istediği kıyafetle dışarı çıkabilmesi. Dubai’nin en yeni kültürel simgesi olan, emirliğin zengin geçmişi ile görkemli bugünü arasında metaforik bir köprü görevi gören 250 metre yüksekliğindeki Dubai Frame. Ziyaretçilerine, 50 yıl sonraki dünya geleceğini şekillendirecek teknolojileri ve trendleri interaktif sergilerle yansıtan ‘Gelecek Müzesi’. Doğu ve Batı kültürünü birleştiren, yerel sanat eserleri ve modern markalarla eşsiz bir alışveriş deneyimi sunan Baharat Çarşısı. 360 derece gözlem güvertesi sunan The View Palm Jumeirah, 828 metrelik yüksekliğindeki Burj Khalifa’nın 122. katında yer alan dünyanın en yüksek rakımlı restoranı At. Mosphere, insanları Dubai’ye çeken nedenlerden sadece bazıları.

GÖRÜP YAŞAMADAN DÖNMEYİN

Et seviyorsanız Doors Freestyle Grill, Hint mutfağını deneyimlemek isterseniz Chokhi Dhani. Dubai Çöl Koruma Rezervi’nin kalbinde yer alan benzersiz bir yemek ve eğlence deneyimi sunan ‘Sonara Camp’. Çölde unutulmaz geceler yaşamanızı sağlayan, kum tepesi şeklinde tasarlanmış ‘The Nest by Sonara Otel’. Paris ve Saint-Tropez’nin ünlü restoranı Maison Revka, Dubai’de lüks ve ihtişamı en üst seviyede sunan Studio Frantzén ve Cloud 22. Gigi Rigolatto, Dubai J1 Beach, Kempinski. Central Avenue içinde yer alan Zenon’un görmeden sakın dönmeyin. Eskiden konfor ve ulaşılmaz lüksü görünce “Abi ‘gavur’ yapıyor” denirdi. Dubai’yi gördükten sonra ben de “Abi artık Müslümanlar da yapıyor” demekten kendimi alamadım. İyi tatiller.

23 Şubat 2025, Pazar 07:00

Kuzey Kıbrıs'ımıza sahip çıkalım

Geçen hafta sonumu, Hititliler, Mısırlılar, Antik Yunanlılar, Romalılar ve Bizanslıların yaşadığı doğal güzelliklere, tarihi yapılara ve Akdeniz’in benzersiz plajlarına Sahip olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde geçirdim. Bu hafta da iş için Birleşik Arap Emirlikleri›nin parlayan yıldızı, yakın geçmişte sadece bir balıkçı köyü olan, bugün dünyanın en gözde turistik merkezlerinden Dubai’ye geldim. Kıbrıs ile Dubai arasındaki farkı görünce canım çok ama çok yandı.

AFRODİT, BOTTİCELLİ VE DA VİNCİ

Dubai, artık dünyanın en turistik şehirleri arasında zirvede. 1980 öncesinde inşa edilen şehri eski, sonrasını yeni Dubai olarak adlandırılıyor. Şehrin geçmişinin hepsi bu. Ama, 1571 yılında Venedikliler’den alınan ve 307 yıl boyunca Osmanlı hâkimiyeti altında kalan Kıbrıs’ın bugün dünya turizm arenasında adının yer almaması beni yerin dibine soktu. Rönesans’ın ünlü isimlerinden Botticelli’nin, Kıbrıs kıyılarında köpükler içinden doğan Afrodit’in, 1473 yılında Venedikliler’in Gazimağusa’daki surlarını güçlendirmek için adaya davet ettiği Leonardo da Vinci’nin yaşadığı ve 1873’te II. Abdülhamit döneminde Kıbrıs’a sürgün edilip, Mağusa’da 38 ay geçiren vatan şairi Namık Kemal’in yaşadığı yavru vatandan dünyanın habersiz olması ne acı değil mi?

ŞEF BAYRAKTAR VE BOZOK’A TEŞEKKÜRLER

Çok şükür ki hâlâ aramızda içi vatan sevgisiyle yanıp tutuşan insanlarımızın olması bana umut verdi. Çok şükür, Kıbrıs’ı zirveye taşımak için uğraşanlar da var. Kim mi? Alkışlarım Kıbrıs Elexus Hotel’e. Hem cennet adayı, hem de eşsiz gastronomisini dünyaya tanıtmak için art arda düzenlediği ‘Şeflerin Düeti’ etkinliğinin dördüncüsünü geçen hafta Girne’de gerçekleştirdiler. Kıbrıs mutfağının zenginliğini, geleneksel tatlarını ve modern dokunuşları bir araya getirip, misafirlerine muhteşem bir gastronomi deneyimi sunan “Şeflerin Düeti” etkinliğinin baş şefi otelin Executive Şefi Veli Bayraktar’a ve usta Şef Murat Bozok’a teşekkür ediyorum. Şefler, muhteşem Kıbrıs yemekleriyle gastronomi düşkünlerini unutulmaz bir lezzet yolculuğuna çıkardı. Darısı diğer turizmcilerin başına.

16 Şubat 2025, Pazar 07:00

Yeşilköy'ün en iyisi 'Müstakil 22'

Bugün sizi son günlerde adını sıkça duymaya başladığım Yeşilköy sahilindeki Müstakil 22 Ocakbaşı’na götüreceğim. Yeşilköy’ün Art Nouveau esintili zarif köşkleri ve ahşap yalılarıyla geçmişin zarafetini bugüne taşıyan sokaklarında bir tur attıktan sonra soluğu İskele Caddesi’nin deniz kenarındaki Müstakil 22’de aldım. 20 yıldır uğramadığım Yeşilköy Atatürk Müzesi’nin de yer aldığı cadde müthiş canlanmış. Kahvecilerden balıkçılara, dünya mutfağından farklı örnekler sunan onlarca restoran açılmış.

HEM GÖZE HEM DAMAĞA HİTAP EDİYOR

İş insanı Fener Barlık’ın açtığı mekanın salonu 150 kişilik. Üç tane de VIP salonu ve harika bir barı var. İşletmenin dekorasyonu ahşap ağırlıklı ve pastel renkler kullanılmış. Her köşesi ve tavanı yeşil botanik bitkilerle bezeli. Son derece şık, rahat ve alımlı mekanı görür görmez bunun ünlü mimar Abdullah Burnaz’ın işi olduğunu hemen anladım. Kadife kaplı modern sandalyeleri son derece rahat. Masaları beyaz patiska örtülü. Burada kendinizi bir ocakbaşında değil de adeta ‘Fine dining’ bir restoranda gibi hissediyorsunuz. Klasikleşmiş ocakbaşı mantığından son derece uzak mekanın mutfağında ünlü şef Murat Bozok var.

ÖNE ÇIKAN LEZZETLER

İşte bende iz bırakan lezzetler: Muhammara, humus, kuru biber dolması, teretür, şakşuka, çiğ köfte ve Girit ezme oldukça lezzetli. Fiyatları 280 lira. Köz patlıcan, kızartma içli köfte, ciğer kavurma, nar ekşili köz arpacık soğan sarımsak, Diyarbakır usulü içli köfte ve fellah köfte nefis. Fiyatları 210 ila 510 lira arasında. Lahmacun, güveçte mantar, tandır, Kilis tava, fırın söğürme 180 ila 880 lira arasında. Adana, Urfa, uykuluk, Alinazik kıyma, yağlı kara ve fıstık kebap 650 ila 900 lira aralığında. Havuç dilimi baklava, künefe ve katmer damak çatlatan türden. Fiyatları 300 lira civarında. Keyifli bir gastronomi kaçamağı yapmak isteyenler için ideal bir adres. Afiyet olsun.

09 Şubat 2025, Pazar 07:00

İstanbul'un en yeni Japon'u

Altın çağını yaşayan Asya mutfağı, ülkemizde büyük ilgi görüyor. Bu yüzden son yıllarda özellikle de İstanbul’da, başta Japon olmak üzere Çin ve Tayland mutfağı yemekleri sunan restoranların sayısı hızla artıyor. Pek çok kültürün etkisiyle pişirme teknikleri ve malzemesiyle şekillenmiş bu eşsiz mutfakların köklü lezzetlerinden en önde gelenlerinden biri de tabii ki suşi. Japon mutfağının diğerlerine göre en önemli farkı, yağ ve baharat kullanımının çok daha az olmasıdır. Sebebi ise; kullanılan malzemelerin asıl tatlarının korunması ve damakta hissedilmesini sağlamak. Japon yemekleri sunan restoranlara bir yenisi de geçen hafta Taksim Gümüşsuyu’nda eklendi.

LEZZETİ ADI ‘OİSHİİ WOK & SUSHİ’

Gümüşsuyu Askeri Hastanesi’nin tam karşısındaki Opera Hotel Bosphorus’un giriş katında açılan ‘Oishii’ (Japonca’da lezzetli anlamına geliyor), panoramik Boğaz manzarasına sahip. Dekorasyonu, Çin dilinde rüzgar ve su anlamına gelen Feng shui tarzında. Yani mekandaki eşyalar doğa ile denge kuracak şekilde tasarlanmış, yeşil tropik bitkiler desteğiyle harika bir ortam yaratılmış. Restoranın sahibi, 10 yıldır aynı isimle Beykoz’da Uzak Doğu lezzetleri sunan, Japon Mutfak Sanatları Gümüş ünvanlı Şef Didem Yalçınkaya. O mutfağından çıkan lezzetleri ‘Batılı Dünya Sushileri’ olarak tanımlıyor.

TADIP BEĞENDİĞİM LEZZETLER

Restoranın adından da belli olduğu üzere wok ve suşi üzerine uzmanlaşmış leziz yemekler sunuyor. Menüsü son derece zengin. Mesela; formülü 20 yıllık Uzak Doğu mutfağı deneyimine sahip şef Yalçınkaya’ya ait olan çıtır patlıcanlı dana eti ve Gravlax Roll müthiş lezzetli. Diğer tattığım lezzetleri listeliyorum: Etli Ramen ve Üç Lezzetli Erişte Çorbası, Kızarmış Pekin Ördeği, Hotel California Crispy Roll, Mançuryan Usulü tavuk, Singapur ve Deniz Mahsullü Noodle, Ananaslı Pilav, Deniz Mahsullü Pilav, Tempura levrek, Kızarmış Ceviz ve Çikolatalı Cheesecake Tempura. Evlere de servisin yapıldığı restoran pazartesi günleri kapalı.

02 Şubat 2025, Pazar 07:00

Eğlenceli restoran 'Ratu'

Elit bir ortamda canlı müzik, şov ve kabare eşliğinde leziz yemekler yiyip, eller havada dans ederek eğlenmek ve felekten bir gece çalmak isteyenleri bugün 2023’te Şişli’de açılan İstanbul Wish More Otel’in çatı katındaki ‘Ratu’ adlı eğlenceli restorana götüreceğim. Çiçeği burnunda olan mekanın marka danışmanlığını, Mor Meyhane ile yeni nesil eğlence konseptini İstanbullulara kazandıran deneyimli işletmeci İlgi Gövsa yapıyor. Üç tarafı teras olan mekan son derece ferah ve etkileyici.

KABARE MÜZİK YEMEK BİR ARADA

Meşhur Cahide Palazzo’nun minyatürü olan restoranda eğlence, DJ Mert Can’ın 90’ların Türkçe ve yabancı şarkılarıyla başlıyor. Ardından şov grubu mekana girip misafirleri de dans ve şovlarına dahil ederek onları Alis Harikalar Diyarı’na götürüyor. “Üst Düzey Eğlence” sloganıyla yola çıkan mekanın assolisti, Türk Pop Müziği’nin unutulmaz ismi Erol Büyükburç’un kızı Jeyan Büyükburç. Jeyan, doyumsuz sesi ve geniş repertuarı ile gece boyunca misafirlerine unutulmaz bir müzik ziyafeti sunuyor.

Bu sezon sadece cuma ve cumartesi geceleri açık olan Ratu, Kartalkaya’da yaşanan otel yangını sebebiyle geçen hafta ve bu hafta kapılarını misafirlerine kapattı. Ancak önümüzdeki hafta sonu yeniden açılacak.

NE YENİR, NASIL GİDİLİR?

Restoranın fiks menüsünde mezelerden balkabaklı atom, humus, barbunya, Hatay usulü kısır, çıtır kabaklı kuru cacık, Girit ezme, yoğurtlu pancar ve tarhana ezmesi var. Paylaşımlı ara sıcaklardan da çıtır mantı ile etli sıcak yaprak sarması ikram ediliyor. Ana yemekte piliç florentine ya da dana rosto’yu tercih edebilirsiniz. Süt reçel dolgulu Ratu tatlısı nefis. İçki dahil kişi başı menü fiyatı 3500 TL. Mekan, meşhur Kent Sineması’nın 100 metre ilerisinde. Halaskargazi Caddesi ile Şişli Etfal Hastanesine giden Dr. Şevket Bey Sokak’ın kesiştiği köşedeki otelin terasında. İyi eğlenceler.