Giriş
ÜÇÜNCÜ EVREYE ERKEN GEÇİŞ
Sürdürülebilirlik konusunda 10’ar yıllık hedefler koymuştunuz. Fakat bu yıl, 2030 yılına 6 yıl kala bu hedefi revize ettiniz. Bu strateji değişikliğindeki temel prensip nedir?
Pandemi, savaşlar ve ekonomik dalgalanmalar hedeflerimizi oluşturan koşulları çok büyük değişime uğrattı. Yeni dünyanın gereklilikleriyle gezegenimiz için en büyük riskleri teşkil eden, geniş ölçekte etki yaratabileceğimiz ve tüm değer zincirimizde geçerli olacak yeni alanlar tespit ettik. Sürdürülebilirlik yolculuğumuzun üçüncü evresi başladı. Hedeflerimiz 4 başlığa odaklanmış durumda: ‘İklim’, ‘doğa’, ‘plastikler’ ve ‘yaşam koşulları’. Daha hızlı ve sistematik hareket ederek atık yönetimi, onarıcı tarım, sürdürülebilir tedarik çözümlerinde ivme kazanacağız.
SERA GAZINI YÜZDE 78 AZALTTI
Net sıfır hedefine 2039 yılında ulaşmayı planlıyorsunuz. Böylece Paris İklim Anlaşması’ndaki 2050 hedefini de 11 yıl öne çekmiş oluyorsunuz...
Bugüne kadar attığımız adımlarla sürdürülebilirlikte öncü bir rol oynadık, yenilenen hedeflerimizle yine sektöre örnek olmak istedik. 2039’da net sıfır emisyona ulaşma hedefimiz karbon ayak izimizi azaltmak için büyük bir adım. Türkiye’de 2015 yılı baz alındığında, şu ana kadar kendi operasyonlarımızda yüzde 78 sera gazı azaltımı sağladık.
169 TON MAZOT KULLANIMINA DENK
215 bin noktada ürünleriniz satılıyor. Bu lojistik ağını yönetirken karbon ayak izinizi nasıl azaltıyorsunuz?
Lojistikte elektrikli araç kullanımını ilk hayata geçiren şirketiz. Lojistik filomuza kattığımız elektrikli araçlarımız ayrıca depolarımızdaki yüzde 100 yeşil enerji sertifikalı elektrikle şarj edilerek sıfır emisyonla çalışıyor. Bu araçlarla toplam 168.5 ton mazot kullanımını ortadan kaldırarak Türkiye’nin enerji ithalatından bir payı kendi operasyonlarımızdan çıkarıyoruz.
LOJİSTİK ‘ELEKTRİKLENDİ’
Daha temiz ve yaşanabilir bir dünya için ‘iklim’, ‘doğa’, ‘plastikler’ ve ‘yaşam koşulları’ olmak üzere dört ana başlığa odaklandı. 2015 yılına göre operasyonlarında yüzde 78 sera gazı azaltımı sağladı. Sos, deterjan ve şampuan ambalajlarında yüzde 10’dan yüzde 50’ye farklı oranlarda geri dönüştürülmüş plastik (PCR) kullanıyor. ‘Yeniden dolum noktalarıyla’ hem plastik ayak izini azaltıyor hem de ürünü yüzde 30 daha ekonomik fiyata satıyor. Enerjisinin yüzde 100’ünü yenilenebilir kaynaklardan sağlıyor. Lojistikte elektrikli TIR’lar kullanıyor.
HEDEF 11 YIL DAHA YAKIN
Yine dondurma dolaplarının ısı derecesine müdahale ederek enerji tüketimini düşürüyor ve kaynakları koruyor. Paris İklim Anlaşması’ndaki 2050 hedefine 11 yıl önce yani 2039’da net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. Türkiye’nin en büyük 40 sanayi kuruluşundan birisi olan Unilever’den bahsediyoruz. Şirketin Türkiye’deki 100 yıllık faaliyetini, yatırımlarını, sürdürülebilirlik ve tasarruf anlamında yaptıkları çalışmaları Unilever Türkiye Ülke Başkanı ve Unilever Türkiye ve Orta Doğu Ev Bakım Lideri Ali Fuat Orhonoğlu ile konuştuk.
PLASTİK KİRLİLİĞİNE SON
Sektörlerinizin vazgeçilmezi plastikler. Kullandığınız plastiklerde geri dönüşüm oranı nedir?
Azaltım, döngüsellik ve işbirliği yoluyla plastik kirliliğine son vermeyi hedefliyoruz. Geri dönüştürülmüş plastikler ve inovasyonlarla saf plastik kullanımını azaltmak üzere çalışıyoruz. Sos, deterjan ve şampuan ambalajlarımızda yüzde 10’dan yüzde 50’ye farklı oranlarda geri dönüştürülmüş plastik (PCR) kullanıyoruz. 2025 yılına kadar sattığımızdan daha fazla plastik ambalajı toplayıp geri dönüşüme sevk edilmesini sağlayacağız.
5 YILDA 700 MİLYON DOLARI AŞAN İHRACAT
Unilever, 100 yıldır Türkiye’de. Gelinen noktada ülke ekonomisine ne gibi katkılar sağlandı?
4 fabrikamız ile ülkemizde hızlı tüketim ürünlerinde en büyük yatırımlardan birine sahibiz. 5 bin çalışanımız var. Ürünlerimizin (Algida, Omo, Yumoş, Cif, Dove, Calve gibi) yüzde 94’ü Türkiye’de üretiliyor. 5 yılda 700 milyon doları aşan ihracat gerçekleştirdik. Son iki yılda ise yaklaşık 250 milyon Euro yatırım yaptık. Türkiye’nin en büyük 40 sanayi kuruluşundan birisi olarak yatırımlarımız ve yarattığı katma değerle ülke ekonomisine katkı sunmaya devam edeceğiz.
TÜKETİCİYE EKONOMİK ÇÖZÜM
‘Yeniden dolum noktaları’ açmaya başladınız. Bu uygulamanın sonuçları nasıl?
Ev bakım kategorimizle bu modeli başlattık. İzmir, Ankara ve İstanbul’da 4 noktada yeniden dolum ünitelerimiz bulunuyor. Tüketici, boş deterjan şişesiyle yeniden dolum ünitesine geldiğinde kendi ürününü dolduruyor. Hem plastik ayak izini azaltıyor hem de ürünü yüzde 30 daha ekonomik fiyata satın alıyor. Yani önemli bir kazan-kazan durumu söz konusu. İstasyonların genişletilmesinde ise tüketicinin talebi çok kritik.
KAYNAĞI YENİLENEBİLİR ENERJİ
Sürdürülebilirlikte yenilenebilir enerji de kritik öneme sahip. Kullandığınız enerjinin ne kadarı yenilenebilir?
Ofislerimizde, fabrikalarımızda, depolarımızda ve sahalarımızda sertifikalı yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanıyoruz. Kendi yenilenebilir enerji üretimimize de başladık.
SOĞUTMADA 6 DERECEYLE FARK YARATTI
Algida dondurmaları binlerce dolapta tazeliğini korurken de enerji harcıyor. Enerjide tasarruf için neler yapıyorsunuz?
Dondurma soğuk zincirle ilerleyen bir iş kolu, dolayısıyla tüm tedarik zincirinde ek bir soğutma enerjisi kullanmakta. Bu konuda da çözümün orta ve uzun vadede dolapların ısılarının bir nebze yükseltilmesinde olduğuna inanıyoruz. Dolapların mevcut -18 dereceden -12 dereceye yükseltilmesi durumunda dolap başına yüzde 25 enerji verimliliği sağlayacağımızı Almanya’daki pilot çalışmalarda gördük.
‘SIFIR ATIK SU’ PROJESİ
Su kullanımını azaltmak için çalışmalarınız neler?
Üretim süreçlerinde ve fabrikalarımızda kullandığımız suyu ton başına azaltmak ve yeniden kullanmak temel yaklaşımımız. Konya ev bakım fabrikamızda, atık suyu tekrar üretim sürecine dahil ettiğimiz ‘sıfır atık su deşarj projesi’ için düğmeye bastık. Ürün inovasyonlarımızı bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz. 15 dakikada bile hızlı temizlik sunan; yüzde 80’e varan enerji, yüzde 50’ye varan su tasarrufu sağlayan ürünleri piyasaya sürdük. Unilever dünya genelinde 100 noktada su yönetimi programı uygulama kararı aldı. Bunlardan biri de Türkiye’de Konya’da yürütülecek.
