Erkeklerle konuştuğu için babası tarafından, evlerinin bahçesindeki kümese kazılan çukura canlı canlı gömülen kadın gördünüz mü? Bu ülkede gördünüz. Adı Medine Memi’ydi...
Boşandığı kocası, kayınpederi ve üç arkadaşı tarafından evi basılıp dördüncü kattan aşağı atılan ve bacağı kırılınca aşağı inip çivili sopalarla dövülen, hâlâ nefes almaya devam ettiği görülünce kayınpederi tarafından silahla kafasına dört el ateş edilerek öldürülen kadın gördünüz mü? Bu ülkede gördünüz. Adı Zümrüt Er’di...
Yaralı halde kaldırıldığı hastanedeki odası kardeşleri tarafından basılıp kurşunlanan kadın gördünüz mü? Bu ülkede gördünüz. Adı Güldünya Tören’di.
Bindiği minibüsün şoförünün saldırısına karşı koyunca defalarca bıçaklanan, ardından parmak izi kalmasın diye elleri vücudundan kesilerek koparılan, ardından cesedi yakılan bir kadın gördünüz mü? Bu ülkede gördünüz. Adı Özgecan Aslan’dı.
Testereyle parçalara ayrılmış bedeni, gitar kutusuna konarak çöpe atılan kadın gördünüz mü? Bu ülkede gördünüz. Adı Münevver Karabulut’tu.
Peki, gördünüz de ne yaptınız? Bu korkunç hadiselerin tek bir tanesi dünyanın kendisine “hukuk devleti” ya da “medeni” diyen başka bir ülkesinde olsa o ülke ayağa kalkar, hayat durur, bir daha tek bir kadının kılına zarar gelmeyene kadar başka bir şey konuşulmazdı. Türkiye’de ne oldu?
Soruyorum: Kaç gün sürdü bu korkunç kadın cinayetlerinin konuşulması? Kaç gün kaldı gündemde?
Önceki gün Türkiye’nin utanç verici “kadına şiddet tarihi”ne Emine Bulut’un “Ölmek istemiyorum” çığlıklarıyla can verirken çekilen görüntüleri eklendi. Düne kadar Kadına Şiddetin Önlenmesi Yasası’na “yuva yıkıyor” diye karşı çıkanlar; kadına şiddeti ekranlarda meşru kılacak her türlü dizide, filmde, programda eylemde-söylemde bulunmakta tereddüt etmeyenler; kadına yönelik her türlü aşağılamaya-hakarete çıkarları doğrultusunda katılanlar ya da en azından kayıtsız kalanlar, dün sosyal medya hesaplarından utanmadan, yüzsüzce paylaşımlarda bulundular.
Emine Bulut’u katleden şerefsiz katili protesto etmek için “O.Ç.” yazan birini gördüm. Kadına şiddeti protesto ederken bile kadına şiddet uygulayan bir zihniyet olur mu? Bu ülkede olur.
Çünkü kimsenin meselesi kadına şiddetin önlenmesi falan değil; hepsinin derdi hazır yakalamışken üç tane daha takipçi kapmak, kendi tüyünü parlatmak! Şunu bilelim: Kadına şiddet bu ülkenin büyük ve mühim sorunlarından biridir.
Lakin bu ülkenin bir o kadar büyük ve mühim bir sorunu da riyadır! Riyakarlıktır! Ve bu riyakarlık devam ettiği sürece, artık vahşet noktasına gelmiş kadına yönelik şiddet başta olmak üzere hiçbir sorun çözülemez.