Çok zordu... Ama Mourinho daha ilk maçın ardından inancını dile getirmişti. Maç başladı, futbolcularda da bu inancı fazlasıyla gördük. İlk maçtaki saçma sapan, büyük takıma yakışmayan savunma hataları yoktu. Fred’in takıma dönmesi, Amrabat’ın da müthiş oynayıp ona ayak uydurmasıyla orta sahada üstünlük Fenerbahçe’deydi. Maça çok top kaybıyla başlayan Szymanski’nin nefis golüyle de tur umutları yeşerdi. Savunmada Yusuf, Skriniar, Mert Müldür güvenli ve sağlam, kanatlarda Kostiç hem savunma hem hücum yönünde çok etkili, Osayi ise beklentiden uzaktı. Talisca hırslıydı, ancak dakikalar ilerledikçe güçsüzlüğü nedeniyle oyundan düşmeye başladı. Nesyri az pozisyona girdi, onlarda da etkisiz kaldı. Szymanski’nin ikinci golüyle artık çok zor olan, kolaya döndü. Çünkü 2-0’dan sonra Fener maçı 4-5 yapabilecek pozisyonlar buldu, ahlar, vahlar arasında kaçtı ne yazık ki. Rakip neye uğradığını şaşırdı. Sahasına gömüldü, Fener ataklarını karşılamaktan başka bir şey yapamadı. Berbat Norveçli hakem de onlara yardımcı olunca, maç uzatmalara gitti. Bu bölümde de Fenerbahçe etkiliydi, ancak bir türlü üçüncü gol gelmedi ne yazık ki. Oyuna girdikten sonra net pozisyonları harcayan, penaltılarda Fred ile birlikte kaçıran adam olan Tadic ‘keşke oyuna alınmasaydı’ dedirtti. Oynadığı futbol, yaşattığı heyecan nedeniyle teşekkürler Mourinho, teşekkürler Fenerbahçe.