Sezar'ın hakkı Sezar'a

Anderlecht, Avrupa Ligi’nde grup aşamasını 4 galibiyet 2 beraberlik 2 de mağlubiyetle kapatmış ve son anda averajla ilk 8 şansını yitirmiş bir takım. Avrupa ve kendi liginde özelliği çok pozisyona girip çok pozisyon vermesi. Fenerbahçe bu takıma neredeyse pozisyon bile vermeden tamamladı ilk 90 dakikayı. Hem de stoper bölgesindeki büyük sıkıntılara rağmen. Alanya maçında mecburiyetten stoper oynayan ve beklentilerinin üzerinde performans sergileyen Amrabat yine aynı bölgedeydi. Sakatlıktan kurtulan genç Yusuf ve Skriniar ile savunma üçlüsü çok çalışkan, agresif, tempoluydu. Yusuf ilk iki golün hazırlayıcısı olarak hücumda da takımına büyük katkı verdi. Helal olsun... Taraftar da alkış ve tezahüratlarla hakkını verdi Yusuf’un. Orta sahada son maçlarda tempoları artan Szymanski ve Fred Anderlecht karşısında daha da hırslıydı. Böyle olunca hem kanat beklerin (Önce Osayi (sonra Mert) ve Kostic) hem de hücum hattının işini kolaylaştırıyor, etkilerini artırıyorlar. Bu iki futbolcunun temposu yükseldikçe Fenerbahçe çok daha iyi olacak. Çıkana kadar büyük tecrübesiyle Tadic, sahaya yüreğini koyan Dzeko ve göklerin hakimi Nesyri attıkları gollerle tur kapısını ardına kadar açtı. Yazının sonunda Sezar’ın hakkını Sezar’a verelim. Mourinho, Anderlecht’i deyim yerindeyse yemiş yutmuş. Etkili olduğu alanları tamamen kapatıp, açıklarını da çok iyi görerek neye uğradığını şaşırttı Belçika ekibini. Anderlecht oynarmış gibi görünürken kalesinde gördü golleri. Resmen büyüledi Mourinho, Anderlecht’i. Futbolda büyük konuşmak olmaz, ancak Fener’in tur için çok büyük avantaj elde ettiği de bir gerçek.