Her geçtiğimiz sene daha da konuşulan bir konu Kore dizileri. Parasite ve Squid Game gibi dünyaca ünlü yapımların Güney Kore televizyonuna getirdiği popülarite her geçen gün artmakta, ancak Kore dizilerinin uluslararası bir ilgi toplaması yıllar önce başladı. Kore dizilerinin bağımlılık yaratan yönü, güzel yazılmış bir senaryo, güzel oyuncuları ve güzel yapımı. Koreliler, iş hayatının tüm alanlarında gösterdikleri başarılı performans ve disiplini, dizi yapımında ve tekniğinde da gösteriyorlar, bu da günümüzde en yükselişte olan dizi endüstrisinin oluşumuna yol açıyor. Ancak Kore dizileri, geçmişten günümüze, ilk görüşte gözle görülmese de çok büyük bir değişim geçirdi.
Boys Over Flowers, 2009
Kore yapımı dizilerinin belirli bir iskeleti var. Genellikle 16 bölümden oluşan bu dizilerin belirli bir olay örgüsü var, serim, düğüm ve çözüm şeklinde ilerliyorlar. Bir Kore dizisinin doğuşu, ya klasik bir hikayenin orijinal bir biçimde uyarlanması, ya da daha önce benzerine rastlanmamış bir ilgi çekici konunun oluşturulması ile oluyor. Bu dizileri ilgi çekici yapan ise, orijinal bir hikaye ve başarılı bir senaryo yazımının yanında, izleyicileri nasıl cezbedip merakta bırakabileceklerinin detaylıca planlanması. Bu da bu dizilerin bağımlılık yapıcı olmasına yol açıyor.
Değişime gelecek olursak, öncelikle eski, yani 2000’ler ve 2010’lardaki Kore dizilerinin ortak özelliklerini incelememiz gerekiyor. Bu ortak yönlerden en önemlisi, kadın seyirciye yönelik olmaları ve aşk etrafında şekillenmeleri. Dizinin en büyük problemi ya aşkla çözülen bir problem ya da aşkın kendisi, yani sevgililerin türlü nedenlerle bir araya gelememesi. Genellikle bu nedenler: baskıcı bir kaynana veya eski sevgili, aralarındaki mesafenin uzaklığı, koşulların elverişsizliği gibi çeşitli klişeler olur. Çok sık kullanılan bu romantik klişeler, her ne kadar birçok yapımda tekrarlansa da her defasında izleyicinin kalbini çalar.
Karakterlere gelirsek, aslında başta karakter mi tip mi olduklarını tartışmamız gerekir, çünkü çoğunlukla belirli birkaç karakter özelliği üzerine kurulmuş, derinliği olmayan tiplerdir bunlar. Ana karakterler, sempatik ve iyi kalpli ama bir sorunu olan bir kız ile yakışıklı, çoğunlukla zengin, kibirli ve soğuk bir erkek olur. Bu tiplemeleri birçok dizide görebiliriz, mesela Boys Over Flowers, You’re Beautiful, Secret Garden ve Tempted. Bu tür dizileri saysak bitmez. Bu yönüyle eski Türk dizilerini de andırmıyorlar değil. Zaten bakılırsa, birçok Türk dizisi Güney Kore dizilerinden uyarlanmış. Aynı şekilde, Kore dizilerinin geçirdiği değişimlerin yansımasını Türk dizilerinde de bulmak mümkün. Güney Kore senaristleri zengin erkek fakir kız klişesini çok severler, fazlasıyla da kullanırlar. İşte değişiklik öncelikle burada göze batıyor.
Thirty Nine, 2022
Çağın ve toplumun değişimi, elbette medyaya da yansıyor, bunu yakın zamandaki Kore dizilerine bakınca anlıyoruz. Bu dizilerde her ne kadar benzer bir iskelet kullanılsa da bu iskeletin doldurulma biçimi çok değişti. Günümüz dizilerinde ana tema iki gencin dramatik aşkı olmaktan çıktı. Hatta birçok dizide aşk ikinci planda kalmaya başladı. Ayrıca, sadece lise öğrencileri değil, 30’larındaki insanların hayatlarını resmeden birçok dizi çıkmaya başladı, mesela Hometown Cha Cha Cha, Thirty Nine, Hospital Playlist ve Crash Landing On You. Farklı yaş gruplarına hitap etmesi, bu dizilerin izleyici kitlesini de genişletti. Romantik dramlar hala olsa da dizilerin içinde yoğun bir toplum eleştirisiyle karşılaşmaya başladık. Bu toplum eleştirisi, ya Squid Game ve All of Us Are Dead gibi orijinal ve distopik ögeler içeren bir konunun içinde sembollerle yansıtılıyor, ya da Sky Castle gibi fazlasıyla gerçekçi bir konu ile birlikte olduğu gibi veriliyor. Ayrıca şaşırtıcı biçimde, günümüzün Kore dizileri, eskiden Kore toplumunda ve televizyonunda “tabu” olarak görülen konulara da değinmekte. Bu yönüyle Batı etkisini görebiliyoruz. Örneğin modern yapım Kore dizilerinde cinselliğin kısmen daha serbestçe yansıtılması veya ruh sağlığı sorunlarına değinilmesi. It’s Okay Not to Be Okay ve Nevertheless gibi dizilerde bu temalara rastlıyoruz.
Bir başka değişiklik ise, kadının dizilerde tasviri. Eski dizilere bakacak olursak, ana karakterlerin ilişkilerinde bazı sorunlara rastlıyoruz. Bu sorunların en büyüğü, zorbalığın romantikleştirilmesi. Ana karakterimize kötü davranan, zorbalık eden erkeğin bir anda kıza aşık olduğu için zorbalığı bırakması. Boys Over Flowers ve Cheese in the Trap buna örnek sayılabilir. Veya kızın kendine güveninin az olması, ancak erkek ona aşık olunca birden güvenini geri kazanması. Ancak zayıf, korunmak istenen kız ve güçlü, onu koruyan erkek tiplemesi artık çağımızın çok gerisinde kaldı. Modern Kore dizilerinde, güçlü ve bağımsız bir kadın figürüne daha fazla rastlamaya başladık. Bu güçlü kadınlar, erkeksi bir kişilik verilerek güçlü gösterilmiyor, kendi bireyselliklerini koruyorlar. Search WWW’nun üç ana karakteri, Crash Landing On You’dan Yoon Se-ri, Vincenzo’dan Hong Cha-young, Her Private Life’tan Sung Deok-Mi, Strong Woman Do Bong-soon’dan Bong-soon, hepsi kendi ayakları üzerinde durabilen kadın karakterler. Bu tür dizilerin ortak özelliği ise, son birkaç yıl içinde yayınlanmış olmaları. Kadının toplumdaki rolünün tasviri değiştikçe, erkeğin toplumdaki rolünün tasviri de değişiyor. Duygusuz, soğuk ve kaba olarak sergilenen, duygularını minimal ölçüde gösteren erkekler, yerini güzel karakterize edilen, aşk hikayesinin bir aracı olarak değil, hisleri ve güvensizlikleri ile bir insan gibi yazılan erkek karakterlere bıraktı. Bunların örneklerini Our Beloved Summer, Twenty-Five Twenty-One gibi dizilerde görebiliyoruz.
Twenty-Five Twenty-One (2022)
Bu değişimler, hem Kore dizilerinin uluslararası popülaritesini artırmakta, hem de izleyicileri daha derinden etkilemekte. Günümüzde revaçta olan diziler, bir şekilde sektöre bir yenilik getiren, eskiyi tekrarlamak yerine orijinalliğini koruyan ve toplumsal bir eleştiri getiren diziler. İşte bu yüzden bence Kore dizilerine duyulan ilgi önümüzdeki yıllarda da çok büyük bir artış gösterecek. Elbette aşk ve klişeler her zaman bu dizilerin bir parçası olacak, çünkü Kore dizilerini Kore dizisi yapan başlıca unsurlardan biri, dizinin duygusal müziği arkada çalarken yaşanan yavaşlatılmış o romantik an. Ancak artık bu romantik an tüm dizinin varış noktası değil, sadece bir unsuru.