Dünya çapında yapılan bşr araştırmaya göre, kişi başı yoğurt tüketiminin en yüksek olduğu ülkenin Türkiye olduğunu biliyor muydunuz? Ben de bunu ve yoğurt hakkında çok daha detaylı bilgileri dün öğrendim. Mesela marketlerden aldığımız her bir yoğurdun mayasının farklı olduğunu, bu mayaların yani kültürlerin içinde faydalı bakteriler olduğunu ve sütteki laktoz alerjisinin tersine, yoğurdun bunu tolere ettiğini öğrendim. Bebeklerimize bile inek ya da keçi sütünden önce yoğurt vermeye başlarız. Hazmı daha kolaydır çünkü.
Yoğurdun faydaları
Yoğurt; potasyum, fosfor, riboflavin, iyot, çinko ve B12 vitamini bakımından zengin. Aynı zamanda yağda eriyen vitaminler, görme fonksiyonlarına katkısı olan A vitamini ve bağışıklık sistemini güçlendiren E vitamini içeriyor. Yoğurt zengin besin değeri sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bu özelliği nedeniyle vücudumuzu kanserden, mide ve bağırsak hastalıklarından, mide, kolon ve ince bağırsak kanserlerine kadar birçok hastalıktan korunmasında yardımcı olur. Yoğurt kolesterol emilimini azaltır, probiyotik aktiviteye sahiptir ve çocukların bulaşıcı karaciğer iltihabı (hepatit) hastalıklarının tedavilerinde yardımcı olarak .Ayrıca yoğurt, bağırsaklarda bulunan tehlikeli ve zararlı mikropların yaşamasını engeller.
Kasları kuvvetlendirir
Protein, kasların kendini toparlaması için gerekli. Ayrıca yoğurtta bulunan karbonhidrat, ağır egzersiz sonrası kaslarda azalan depoları doldurur.
Kemikleri kuvvetlendirir
Kalsiyum, güçlü kemikler ve sağlıklı dişler için önemli. Vücut yeterli kalsiyum aldığında bu, doğrudan kemikler için kullanılıyor. Yoğurt kalsiyumun çok iyi bir kaynağıdır. ?
Osteoporozu önler
Osteoporoz, kemiklerin kütle kaybetmesine yol açan, yaygın görülen kemik metabolizması hastalığına denir. Yoğurttaki kalsiyum ve D vitamini, osteoporoz oluşumunu engeller. Kalsiyum kemiklerin güçlenmesini sağlarken, D vitamini kalsiyumun depolanmasına yardımcı oluyor.
Ve tabii ki güzellik…
Güzellik için de çok önemli bir besin kaynağı olan yoğurdun cilde müthiş bir parlaklık kazandırdığını da belirtmek gerekir. Yoğurdun kas kütlesini koruyucu ve yağ yakımına yardımcı olması özelliği nedeniyle formda kalmaya yardımcı olur. Ayrıca yoğurt, doğal bir nefes kokusu ve diş taşı önleyicisidir.
Doğal ve katkısız
Evde kendi yoğurdunu yapanlardansanız, sizin için sorun yok ama bunun için vakti olmayan çalışan kesimdenseniz, doğal yoğurt bulmak deveye hendek atlatmaktan zor. Tüm bunları Özsüt Genel Müdürü Yıldırım Çullu’ya da söyledim. “Üretim tarihlerini yazmıyor yoğurt üreticileri, sadece son kullanma tarihini yazıyor dikkat ettiyseniz” dedi. Nedenini sorduğumda, yıllar önce çıkan bir yasadan dolayı böyle olduğunu, bizim de doğal ve katkısız yoğurdu nasıl ayırt edebileceğimizi anlattı. “Katkısız ve doğal yoğurt, suyunu bırakan ve zamanla ekşiyen yoğurttur. Eğer yoğurdunuz suyunu bırakmıyor, zamanla ekşimiyor ve hatta küflenmiyorsa, bu doğal ve katkısız bir yoğurt değildir” diyerek yoğurtla ilgili ipuçları verdi.
Yoğurt konusunda uzman birini bulmuşken merak ettiklermizi de sorduk. “Bizim yoğurtlarımız tek bir çiftlikten alınan sütle yapılır. Ege yöresine has 18 ayrı kültürden (maya) elde ettiğimiz tek ve özel bir kültür kullanırız yoğurt yapımında.” Meğer yoğurtta kullanılan maya, yöresel ve iklimsel olarak değişiklik gösterirmiş. Marketten aldığımız yoğurtları maya olarak kullandığımızda neden güzel bir yoğurt elde edemeyişimizi de anlattı Yıldırım Çullu; “Bazı yoğurt kültürlerinin yağ dengeleriyle oynanır, bu yüzden marketten aldığınız yoğurtla kendi yoğurdunuzu mayaladığınızda, istediğiniz sonucu elde edemezsiniz. Bizim yoğurtlarımızda yağ dengesi olduğu gibi korunur” dedi. Biz bu güzel sohbeti gerçekleştrirken, ben de farkında olmadan bir koca kase yoğurdu, muhallebi niyetine mideye indirivermişim.